logo

11 Eylül 2012 Salı

CİHANER : TÜRKİYE'DE ULTRA ÜVER ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER VAR !

KCK'nın sözde basın komitesine yönelik operasyon sonucunda gözaltına alınıp tutuklanan gazetecilerin duruşma malumunuz dün Çağlayan Adalet(!) Sarayında gergin bir atmosferde başladı. 38'i tutuklu toplamda 44 gazetecinin yargılandığı davada tahilye talepleri dilendirildi.

PKK'nın şehir yapılanması olarak da bilinen KCK'nın (Kürdistan Topluklar Birliği) sözüm ona basın komitesini oluşturanların davasına dün çok sayıda yerli ve yabancı milletvekilleri, basın mensupları, sivil toplum kuruluşları, basın meslek örgütleri ve tutuklu yakınları takip etti.

Kürdistan Topluluklar Birliği'nin basın ayağını oluşturan gazetecilerin yargılandığı davayı takip etmeye ve destek vermeye gelen vekillerden biride CHP Denizli Milletvekili ve Sosyalistlerin Meclisi Üyesi İlhan Cihaner idi. Cihaner ile adliye koridorunda duruşma saatini beklerken ayak üstü yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Basın alanında kötü gidişatın sorumlusu bugün kitap bombadan daha tehlikelidir diyen zihniyettir !


Öncelikle Türkiye'de basın özgürlüğünün üstünü çizen İlhan Cihaner, KCK basın komitesine yönelik asılsız suçlamalarla tutuklanan 38'i tutuklu 44 gazetecinin yargılanmasına yönelik tepkisini şu sözleri ile dillendirdi. Türkiye'de basın özgürlüğü alanında ciddi bir sıkıntı mevcut. Gazetecilerin ellerinde silah yok. Ama onlar birtakım kişilerce toplum nezninde terörist olarak gösterilmeye çalışıyor ve PKK'nın propagandasını yapmakla yargılanıyorlar. Bu düşünce basın özgürlüğü alanına uygun düşmez. 44 gazetecinin yaptığı tek şey, halkın haber alma ihttiyacını gidermek hepsi bu. Bugün basın alanında oluşan kötü atmosferin sebebi Kitap bombadan daha tehlikelidir diyen zihniyetten başkası değildir. dedi.

Türkiye'de ultra üver yetkili özel mahkemeler var!


Söyleşiye Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna Sosyalistlerin Meclisi Üyesi İlhan Cihaner şu şekilde yanıt verdi. Ülkemizde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırıldığı bir yalandır. Aslında durum şuan daha vahim bir yol aldı. Dünyanın hiçbir yerinde sade ve sadece bir davaya bakan bir mahkeme yoktur. Bu durum uluslar arası hukuka aykırı bir durumdur. Ne yani, şimdi bu dava bitince hakimlerinde de mi işi bitecek. Böyle bir yargı kimseyi yargılayamaz. Bu mahkemelerin Türkiyede yeni adı ultra üver özel yetkili mahkemelerdir dedi.

Yargı bağımsızlığı Türkiye'de yoktur.


Türkiye'de 12 Eylül referandumu ile yasama, yürütme ve yargı artık güç haline gelmiştir. Bu durumun en büyük emsali de HSYK'nın birkaç gün önce yaptığı bir açıklamadır. Başbakan Bilişim suçtur diyor. Ardından kalkıp Hakimler ve Savcılar Yönetim Kurulu başbakan öyle demek istememiştir. Dili sürçmüstür diye açıklama yapıyor. Normalde yargı bağımsızlığını sağlaması gereken ve yargıyı her türlü iç ve dış müdahelerden koruması gereken bir kurum  böylesine talihsiz bir açıklamada bulunuyor. Şimdi dil sürçmesi nasıl olıur. Şöyle ki siz şayet yargı yerine kargı derseniz evet bu dil sürçmesi olur. Kalkıp bir hükumet görevlisi biz yargıya gerekn talimatı verdik, artık onlar üzerlerine düşen görevi yapar derseniz o ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez.

Yasama, Yürütme ve Yargı'nın başında tehlikeli bir başbakan var!


Geçenlerde Danıştay Başkanı bir açıklama yapıyor. Onu durdur, bunu durudur... Yok artık onu bunu durdur. yürütmeyi durdurmak yok diyor. Üstelik bunu söyleyen kişi idareden gelen biri. Yani idareden hükumet faliyetlerinden zarar gören yurttaşların yanında olması gerek bir mahkemedir. İdare Mahkemelerin görevi budur. Böylesi bir makamda böyle talihsiz bir açıklama yapan bir kurumun  başkanından eşitlik, hak ve hukuk beklemek zordur. Yani lafın özü demem o ki. Türkiye'de yasama, yürütme ve yargı tek bir kişinin elinde. Onun başında da çok tehlikeli bir adam var başbakan var!
                                                 Gökhan ÇELİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder