HAZİRAN aldığı seçim kararıyla, bağımsız devrimci bir
özne olmanın dayanışma içerisinde olmaya engel olmadığını ortaya koydu.
2015 Genel Seçimleri yaklaşırken muhalefet hattında en
çok merak edilen konulardan biri Birleşik Haziran Hareketi(HAZİRAN)’nin seçimde
ne yapacağına dair alacağı karardı. Öncelikle, bir sol özne olarak HAZİRAN’ın bu merakı uyandırabilmesi, önemli
bir yol aldığının göstergesidir.
Yerel meclislerde
1 hafta süren tartışmaların ardından sunulan raporlar ışığında 3 Mart’ta
HAZİRAN Yürütme Kurulu, HAZİRAN’ın merkezi seçim politikasını açıkladı.(1) Bu
açıklama tabii ki başta HAZİRAN’ın kendi bileşenleri olmak üzere kimseyi yüzde
yüz memnun etmedi. Etmesi de beklenemezdi. Çünkü HAZİRAN; birbirinden siyaseten
çok farklı düşünen, farklı öncelik ve yöntemleri olan birçok örgütün bir araya
gelmesiyle oluşturduğu çekim alanının örgütsüz aydınlar ve yurttaşlarla
buluşmasıyla oluşan bir yapı. Bu kadar farklı yaklaşımın, birkaç ay içerisinde
hem de seçim gibi kritik bir başlıkta tek parça bir siyaset üretmesi pek mümkün
değildi. Bu noktadan bakıldığında HAZİRAN Yürütme Kurulu’nun açıkladığı karar,
HAZİRAN için en olabilir karardı.
HAZİRAN, “Birleşik Haziran Hareketi’nin Seçimlere
yönelik, başta CHP ve HDP olmak üzere, hiç bir kesimle parlamentoda temsiliyet
kaygısı üzerinden bir müzakeresi söz konusu değildir. Birleşik Haziran
Hareketi’nin kendi dışındaki sol kesim ve partilerle ilişkilerindeki temel
duyarlılığı Gezi milyonlarının sorun, talep ve beklentileridir” diyerek hem
HAZİRAN’ın karakterini yansıtmış hem de HAZİRAN’ı ucuz seçim oyunlarından
korumuştur.
Aynı açıklamada yer alan, “Birleşik Haziran Hareketi,
seçim süreci ve sonrasında bu konumunu korumak konusunda kararlıdır. Ancak bu
bağımsız duruşun bir gereği olarak, altını çizdiğimiz toplumsal talepleri
inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde
olacağımızı da kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadeleri ise HAZİRAN’ın seçimi
görmezden gelmesini engellemiş, HAZİRAN’ın siyasetin her sahasında dayanışmacı
bir bakış açısıyla var olacağını göstermiştir.
Açıklamanın sonunda yer alan, “İçine itildiğimiz
karanlıktan rahatsızlık duyan geniş halk kesimlerini, seçim ve ötesine geçen
bir mücadeleyi birlikte vermek için, Haziran Meclislerimize davet ediyoruz”
çağrısı ise artık HAZİRAN’ın Türkiye siyasetinde hesaba katılması gereken bir
aktör olduğunu ortaya koymuştur.
Artık elimizde emekçi halkımızın kendini yönetmesini
sağlayacak bir aygıt bulunuyor. Önümüzde
bu aygıtı güçlendirerek hedefe doğru yönlendirme görevi duruyor. Yaklaşık 2 yıl
önce, dağınık halde ülke gündemini belirleyen ve AKP faşizmini durduran
milyonların kendi kaderlerini ellerine alarak hasretini duydukları kardeşçe,
eşitlikçi ve emek eksenli bir ülkeyi inşa etmesi için elinde imkan mevcut.
Yeter ki, HAZİRAN'ın bazı bileşenlerini bütünden ayırıp HAZİRAN'ı bir yerlere
iltihak etmeye çalışmayalım ve "siyasi boşluk yaratarak" o boşluğu
doldurmak adına şark kurnazlıkları yapmayalım!
Haziran Direnişi’ndeki barikat yoldaşlığını, HAZİRAN ile
siyaset ve kader yoldaşlığına çevirme vakti!
(1) Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu, “Birleşik
Haziran Hareketi’nin 7 Haziran Genel Seçimlerine Yönelik Kamuoyuna Duyurusu”, http://birlesikhaziranhareketi.org/hazirandan-secime-iliskin-aciklama/
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder