logo

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Erdoğan’ın “yemin”i ve Davutoğlu’nun “restorasyon”u

Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Yemini’ni, Ahmet Davutoğlu’nun ise “yeni” kabine listesini okurkenki vücut halleri hükümetin psikolojik ve siyasi krizlerini gözler önüne seriyor.

Tayyip Erdoğan her ne kadar kendisini, “12 yılda 8 seçim kazanan lider” olarak pazarlasa da; siyasi olarak, kullandığı bu niteleme kadar güçlü konumda olmadığını çok iyi biliyor.

Haziran Direnişi gibi bir birikimi karşısına toplamış olmak, F Tipi Çete ile sürdürülen iktidar ortaklığının sona erdirilmesinin ardından bu ilişkinin iktidar çatışmasına dönmesi ve kendisini iktidara taşıyan uluslarası sömürücü güçlerin desteğinin eski kuvvetinde olmaması, AKP rejimini oldukça rahatsız ediyor.

Bu verilerin üzerine, bir de iç politikada geniş yoksul kesimlerin yaşamının sürdürülemez noktaya gelmesi ile Ortadoğu’da Ortaçağ gericiliğinin peşine takılan politikaların tıkanması sonucu batılan bataklığın Türkiye’yi de içine çekmesi AKP rejimini iyice sıkıştırmaktadır.

ÖSO ve IŞİD çetelerine yapılan destekle somutlanan Suriye odaklı Ortadoğu saldırılarının başarıya ulaşamadan doğal sınırlarına ulaşmasıyla birlikte Türkiye’de baş gösteren Suriyeliler sorunu, AKP’nin en büyük açmazlarından biri.

Açmaz kabinesi

Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan “yeni” kabine de bu açmaza alınan önlemin siyasal tepe kadrosunu oluşturuyor. AKP korosu çeşitli “kanallar”dan Davutoğlu’nun, “Gölge Başbakan” değil, “Güçlü Parti Başkanı, Güçlü Başbakan” olduğunu söylese de, açıklanan kabine hiç öyle gözükmüyor.

25 kişilik kabinede, 3 kişinin yer değiştirmesinden kaynaklı zorunlu değişiklik olmak üzere 6 makamın sahibinin ismi değişti. Eski kabineden geriye kalan 19 kişi ise yerini korudu.

İradi olarak değiştirilen isimler ise oldukça anlamlı. Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden biri gözüken Emrullah İşler ve AKP rejiminin en önemli projelerinden müzakere sürecinin sorumlusu Beşir Atalay, Başbakan yardımcılığından uzaklaştırılırken; yerlerine Erdoğan’ın kendisinden sonraki adam olarak düşündüğü öne sürülecek kadar AKP içerisinde öne çıkan Numan Kurtulmuş ve Erdoğan’ın sadık kadrolarından Ali Babacan getirildi. F Tipi Çete’ye yönelik tasfiye operasyonuna destek vermeyen Hayati Yazıcı da “Davutoğlu restorasyonu”nda Gümrük Bakanlığı görevinden oldu.

Böylece AKP rejimi, kendi krizine karşı bir “sıkıyönetim” ilan etmiş oldu.

Tayyip Erdoğan, “devletin en tepesi"ne çıksa da, toplumsal temsiliyetinin kendi geçmişi açısından en düşük noktalarından birinde duruyor. Düşmeye yüz tutan bu toplumsal temsiliyetle, özel önlemler almaksızın o noktada kalamayacağı için iradi müdahalelerle özel ve kendisini sıkılaştırıcı(konsolidasyon) önlemler alıyor.

Bu durum AKP karşıtı mücadeleye de, özel ve kendisini sıkılaştırıcı iradi müdahalelerde bulunma zorunluluğu yüklüyor...

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder