logo

14 Ocak 2017 Cumartesi

Twitter mı yenilecek Facebook mu?

Burada yaşanacak yenilgi, iki büyük sanal mecra firmasından birinin diğerine karşı yaşayacağı ekonomik pazar yenilgisi değil, bir kültürel ve ideolojik kimlik yenilgisi olacaktır.

Türkiye ve bölge gündemi bu kadar karmaşıkken ve yaşanan bu kadar melanet varken, Başkanlık Meclis'te sille tokat halka dayatılırken bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz. “İlk bakışta”, bu sorunuzda son derece haklısınız da. Yalnız bu soruyu sorup konuyu incelememin nedeni iki firma arasındaki pazar rekabetini incelemek değil. Açıkçası bu konu umrumda da olmadığı için üzerine tek bir kelime edemeyeceğim de bir konu!

Bu konuyu gündeme almamın nedeni, bir dost sohbeti. Birleşik Haziran Hareketi(HAZİRAN) içerisinde yoldaşlık yaptığımız ve sohbetine önem verdiğim bir kişi, bir yazarın Facebook ve Twitter üzerine yaptığı politik incelemeden bir pasajı, sosyal medya üzerinden mesajla bana göndererek paylaştı. Ben de kendisine; Yazarın görüşlerinin çoğunluğuna katıldığımı, detaylı değerlendirmemi kendisine ileteceğimi belirttim. Fırsat bulup değerlendirmemi gönderdiğimde kelimenin tam anlamıyla “detaylı” bir değerlendirme yaptığımı gördüm ve bu değerlendirmenin bir yazıya dönüştürülmesinin faydalı olacağını düşündüm.

UYGULAMALARI TANIYALIM

Twitter, bir trend uygulamasıdır. "Trend Topic" uygulaması da zaten bu durumun ispatıdır. Yalnız yazarımmızın kullanıcı profili açısından bahsettiği "lağım çukuru" olma mevzusu yalnız Twitter için değil, Facebook ve diğer sosyal medya uygulamaları için de popülerlikleri oranında geçerlidir. Twitter'da bu durumun daha fazla dikkat çekmesinin nedeni, Twitter'ın Trend Topic uygulaması nedeniyle bir trend uygulaması olmasıdır. Twitter, bu sebeple bir sanal iktidar alanı olmuştur. Bizdeki iktidar da bu sebeple bu alana tüm gücüyle yüklenmektedir.

Twitter, arkadaşlık kabulü esasına dayalı değildir; çünkü Twitter'ın "arkadaşlık" gibi bir amacı yoktur. Genel itibariyle Twitter bireysel, Facebook kitleseldir. Bu durumu iki uygulamanın sloganlarında da görebiliriz. Twitter, "Olan bitenleri gör" türü sloganlar kullanmaktadır. Facebook ise "Arkadaşlarını bul" minvalinde sloganlar kullanmaktadır. Bu sloganlar etrafında kabaca Twitter "takip", Facebook ise sanal sosyallik uygulamalarıdır diyebiliriz. Bu tezi, Facebook'ta grup ve topluluk kurma özellikleri varken Twitter'da bu tür özelliklerin olmamasıyla da destekleyebiliriz.

GERÇEK HAYATA YENİLME

"Twitter, gerçek hayata yenilecek" iddiası da aslında önemle incelenmesi gereken bir iddiadır. Bence şu bağlamda incelenirse haklıdır: Bana göre Facebook "modernist", ilke ve ideallerin(büyük anlatıların) olduğu, hayatın "kitlesel" yaşandığı dönemin sosyal medya uygulamasıdır. Twitter ise postmodernist, büyük anlatıların reddedildiği, bireyin "tek başına" yüceltildiği ve toplumdan kopartıldığı dönemin sosyal medya uygulamasıdır. Bu bağlamda yaşanacak yenilgi, iki büyük sanal mecra firmasından birinin diğerine karşı yaşayacağı ekonomik pazar yenilgisi değil, bir kültürel ve ideolojik kimlik yenilgisi olacaktır.

Bu doğrultuda, "Twitter gelecek 5-10 yılda bu haliyle yer almayacak" iddiası da önemli bir iddiadır. Twitter yetkilileri de bu gerçeği görmektedir. Bu yüzdendir ki son 2 yılda dönem dönem "Twitter'da yenilik" haberleri karşımıza çıkmaktadır. Mevcut dünya düzeninin sosyal medya uygulaması olan Twitter, dünya sisteminin ideolojik ve hegomonik krizinden nasibini fazlasıyla almakta, bu sebeple kendisini "yenileyerek" bu krizi aşmaya çalışmaktadır. Fakat mevcut dünya sisteminin yaptığı gibi kendi krizini ötelemekten başka bir şey yapamamaktadır. Çünkü Dietrich Bonhoeffer'in de dediği gibi "Yanlış trene bindiyseniz, koridorun içinde ters yöne koşmanızın bir anlamı yok". Twitter'ın "gezegenin görüp göreceği en kötü sosyal medya deneyimi olarak tarihe yazılacak" olması da, Twitter'ın temsil ettiği ideolojik ve kültürel kodların zayıflığından kaynaklanmaktadır.

SOSYAL MEDYA VE SOSYAL HAREKETLER

"Son 10 yılda hiçbir sosyal hareket Twitter'da örgütlenmemiştir" tezi, bir tarih araştırmasının konusudur. Bu konuda ne bilimsel bir araştırma yaptım ne de yapılan araştırmaya rastladım. Bu yüzden bu konuda net bir şey söylemem mümkün değildir. Fakat, "Twitter etiketiyle örgütlenme olmaz" tezine sonuna kadar katılıyorum. Yalnız, hiçbir Twitter etiketinin de direkt "örgütlenme" amacıyla kullanıldığını düşünmüyorum. Etiketler, -Twitter'ın sanal bir iktidar alanı olduğu tespitime de atıfta bulunarak- örgütlenmenin bir sonucu olarak "güç gösterisi" amacıyla kullanılmaktadır.

Evet, "örgütlenme güvene dayalıdır" ve bu Facebook'ta "iyi kötü" vardır. Son tahlilde Facebook da "tek başına" yeterli bir örgütlenme aracı değildir. Tamam Facebook, daha kitlesel ve "birlikte" bir ortamdır fakat sonuç olarak orası da bir sanal gerçeklik sahasıdır ve gerçek anlamda güven sağlamaz.

Bu tespitime rağmen iki uygulamayı politik örgütlenme imkanı bakımından incelersek Facebook'un Twitter'dan biraz daha önde olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Facebook, sanal da olsa kitle ve topluluk esasına dayalı bir uygulamadır. Yani Facebook kullanıcıları genel olarak kendilerini bir topluluğun içinde var etme eğilimleri olan ve toplumsal yaşam esasına göre hareket eden insanlardır. Bu nedenle Facebook bir sosyopolitik inceleme sahası olarak görülüp burada eğilim yoklaması alınabilir ve burada kurulan ilişkiler gerçek yaşama taşınarak güven tesis eden bir örgütlenmeye dönüştürülebilir. Bu tezimi, HAZİRAN'ın Facebook takip, beğeni ve etkileşim sayılarının Twitter'a oranla yüksek olmasıyla destekleyebiliriz.

TWITTER'IN “KÖKÜNÜ KAZIMAYA” ÇALIŞMAK

Peki bu anlattıklarımdan Twitter'dan bir şey çıkmaz sonucu mu çıkar ya da yazarın dediği gibi "Twitter'ı tiktatöre terk edelim" mi diyelim? Bu sorulara cevap vermek için, Facebook örgütlenmeye daha elverişliyken Saray neden Twitterla bu kadar uğraşıyor sorusuna yanıt aramak gerekir. Twitter, insanların "olan bitene baktıkları" yani gündemi takip ettikleri, daha önemlisi kendi gündemlerini yarattıkları bir alandır. Yani Twitter, anlık gelişen ve kontrol edilemeyen bir mecradır. Saray'ın "Twitter'ın kökünü kazımayı" istemesinin nedeni budur. Bu nedenle Twitter kesinlikle terk edilebilir bir alan değildir. Twitter; iktidarın, muhalefetin ve kendi halinde halkın gündemlerini ve eğilimlerini takip etmek ve pozisyon almak için bulunmaz bir nimettir.


Facebook'un, WhatsApp'ı satın almasıyla birlikte gündeme gelen konulardan biri de Twitter'ı da satın alıp almayacağı oldu. Facebook'un Twitter'ı satın alıp almaması tek başına bizi pek ilgilendiren bir konu değil. Eğer Facebook, Twitter'ı satın alırsa bu satın almadan sonra nasıl bir değişiklik yapacağı ya da herhangi bir değişiklik yapmaması bir inceleme konusu olabilir.

Başkanlık konusu mu? "Hayırlısıyla" ona da değineceğiz...

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder