logo

30 Ağustos 2016 Salı

Güneşin Sofrası'ndaydık


Oldukça garip, belirsiz bir dönemdeyiz bence. Yaşananlar garip geliyor, getirecekleri ise belirsiz. Hayatımın geçişleri, koşturmacaları derken yazılacak pek çok şey birikti aslında, bazıları güncelliğini kaybetti bazıları zihnimin derinliklerine gizlendi ben onları gün yüzüne çıkarana kadar. Ama tabi bir yerden yeniden başlamak lazım. O zaman güncel olan bir oyunla yine yeniden demek gerek.
Sevdiğim adamla yıldızların altında Genco Erkal ve Tülay Günal ikilisinden Güneşin Sofrasında Nazım ile Brecht oyunun galasına katıldık. Güzel bir konak bahçesinde şarkılarla şiirlerle biraz nefes aldık. İtalyan bir mimara Osmanlı zamanında bir levanten tarafından yaptırılmış olan Mahmut Muhtar Paşa Konağı'nın bahçesinde ağustos ayı boyunca da devam edecek. Kurt Weill, Hanns Eisler, Zülfü Livaneli, Fazıl Say, Timur Selçuk, Cem Karaca, Edip Akbayram gibi ustalar ise eserleriyle sözlü-müzikli bir ziyafet çekiyorlar.
Konağın pencerelerini bahçesini de aktif olarak kullandıkları müziklerle şiirlerle enfes bir gösteriydi. Gerek canlı orkestra gerekse konağa yansıtma ile verdikleri görsel efektler harika bir bütün oluşturuyordu. Tabi beni bir etkileyen etken de bu doğal sahne içerisinde kafalarına göre hareket edip istedikleri an oyuna dahil olan kediciklerdi. Erkal ve Günal ikilisinin sahneden aktardığı güzel enerji ise karanlık gecelerde biraz olsun tebessüm ettirip keyiflendiriyordu.

Daha ben yazıyı bitirip yayınlamadan başına gelmeyen kalmadı oyunun. OHAL gerekçesiyle oyun kaldırıldı. Güvenlik tedbiri imiş güya. Gerek sosyal medya gerek yazılı basında gösterilen tepkilerle neyse ki oyun geri döndü sahneler ve herkes bir oh çekebildi. Böylece Nazım ve Brecht Güneşin Sofra'sında seyircisiyle buluşmaya devam etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder