logo

26 Ağustos 2016 Cuma

Fotoşoplu 3. Köprü aldatması ve gerçekler

İstanbul'un 3'üncü köprüsü, nam-ı diğer Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu büyük bir kandırmacanın ortasında bugün açılıyor.

Açılışın duyurusu günler öncesinde, İstanbul'un 4 bir yanındaki reklam panolarına asılmış ve 26 Ağustos'ta köprü ve otoyolun açılışının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbkan Binali Yıldırım'ın yapacağı kalın puntolarla yazılmıştı. Buraya kadar herşey normal görünüyor. Ancak, geçen gün Mecidiyeköy Metrobüs durağında rastladığım bir reklam, kandırmanın ne denli büyük boyutlu olduğunu gözler önüne serdi. Reklamda Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile birlikte açılışı yapılacak Kuzey Çevre Otoyolu'nun bir görseli vardı. İlk bakışta yemyeşil bir orman içinden geçtiği görülen bu fotoğraf karesi oldukça cezbedici görülüyor.

Ancak ne yazık ki gerçek öyle değil! Uzun süreden beri takip ettiğim bir konu olduğu için fotoğraftaki aldatmayı hemen farkettim. Günde belki milyonların kullandığı metrobüs duraklarına asılı duran fotoğrafta, yolun yan kısımlarında kalan yerlerin de yeşil olarak görülüyor. Kötü bir fotoşop hilesi ile yapılmış bu görsel, belli ki projenin en başından beri Kuzey Ormanları Savunması ve çevre örgütleri tarafından sıkça eleştirilen doğa tahribatına karşı vatandaşların tepkilerini önlemek için yapılmış.

Metrobüs durağındaki propaganda reklamı



Tam kafamda oraya giderek nasıl bu gerçeği, olduğu gibi fotoğraflarım diye düşünürken, Doğan Haber Ajansı'nın sabah abonelerine geçtiği bir video yardımıma koştu. İnsansız hava aracı ile kuşbakışı çekilen görüntülerde yapımı biten köprü ve devamındaki Kuzey Çevre Otoyolu tüm gerçekliği ve çıplaklığı ile kaydedilmiş. Görüntülerin devamında tam da reklamda kullanılan karayolunun kayıtları da mevcut. Kayıtlarda, şehrin dört bir yanına asılan reklam görselinin aksine, ormanın tam ortasından geçen karayolu çevresindeki ağaçların tamamen yok edildiği görülüyor. İnsanın bakarken bile içi sızladığı bu gerçek ne yazık ki kamuoyundan ucuz bir fotoşop hilesi ile saklanmaya çalışıyor.

Biraz da bu projeye neden karşı çıkılıyor ona bir bakalım. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası'nın hazırladığı, "2016 Çevre Durum Raporu"nda, projeyi istemeyenlerin neden karşı çıktıklarına uzman görüşleri verilmiş.



Fotoşoplu reklam                                                                  Gerçekte olan                                                













İşte o rapordan bazı satırbaşları;

İstanbul trafiğine çözüm bulmak amacıyla inşa ettiklerini iddia ettikleri 1. ve 2. Köprü trafiğe çözüm olmadığı gibi özel araç kullanımı sayısını artırmış, köprü bağlantı yolları civarındaki yeni yerleşim yerleri ile birlikte kent nüfusunu artırmış, toplu taşıma kullanım oranını düşürmüştür. Köprü ve bağlantı yolları inşaatı sırasında doğal alanlar tahrip edilmiş, ormanlık alanlar, su havzaları korunmamıştır. Köprünün amacı insan taşımaktan ziyade araç taşımaya yönelmiştir.

Örnek olarak gösterecek olursak; 2. Köprü ve TEM bağlantılı yollarının faaliyete geçişini takip eden 10 yılın sonunda, TEM boyunca uzanan ve köprü bağlantılarıyla beslenen ilçelerden;

o Gaziosmanpaşa’nın nüfusu 360 bin,
o Ümraniye’nin nüfusu 305 bin artmış;
o 1989’da Ümraniye’ye bağlı bir yerleşim olan Çekmeköy’ün nüfusu 13.500’den 37.500’e,
o Sultanbeyli’nin nüfusu 82.000’den 175.000’e
o Arnavutköy’ün nüfusu ise 21.000’den 37.500’e yükselmiştir.


3. Köprü Bağlantı Yollarıyla Birlikte; Avrupa Yakasında 1416 ha, Anadolu Yakasında 1126 ha olmak üzere, toplam 2542 ha orman alanı tahsis edilmiştir.Kentin kuzeyindeki ekolojik/doğal bütünlük alanı, 3. Boğaz Köprüsü’nün yapılması halinde kaçınılmaz bir kentsel gelişme baskısı altında kalacak ve kent Karadeniz kıyısına kadar genişleyecektir.

İstanbul’da yapılan üst ölçekli arazi kullanımı ve ulaşım projelerinin doğal çevre üzerindeki tahribatları ve teşvik ettikleri yeni yapılaşmaların mikro klima üzerinde yarattığı “ısı adası” etkisidir. Mikro klima üzerinde serinletici etkisi olan orman alanlarının, doğal bitki örtüleriyle kaplı alanların ve yapılaşmamış-açık alanların tahribatı, ısı adası etkisini daha da arttırmaktadır.

3. Köprü ve bağlantı yolları; kısa süre sonra kendi trafiğini yaratarak egzoz salınımlarını arttıracak, yeni yol ve bina yapılaşmalarını tetikleyerek doğal alan tahribatına yol açacaktır. Bu durumda, İstanbul üzerindeki ısı adası etkisi katlanarak artacak, sıcaklık değerleri mevsim normallerinin üstüne çıkacak, barajlardaki su seviyeleri kritik seviyelere kadar inecektir.

3.Köprünün Ekolojik Etkileri
Çok büyük bir kısmı su toplama havzalarında kalan 3. Boğaz Köprüsü bağlantı yolları İstanbul’un önemli içme suyu rezervleri olan Ömerli, Elmalı, Darlık,Alibeyköy, Büyükçekmece, Sazlıdere ve Terkos havzalarını yoğun yapılaşma baskısıaltında bırakacaktır.

3. Boğaz Köprüsü güzergahına bağlanacak ana ve ikincil yollar, kuzey ormanları ve çevresindeki yaban hayatı olumsuz etkileyecektir. Kenarları bariyerle çevrili oto yollar doğrudan yaban hayvanlarının yaşam alanlarını parçalayarak, hayvan türlerinin İstanbul’un kuzeyindeki yayılış alanlarını sınırlayacaktır. Kesilen ağaçlar ile orman alanlarının havadaki zehirli karbon çekimi azalacak, baskı altına girecek ormanlar etkinliklerini düşüreceklerdir. Orman içlerinden geçecek olan yeni karayolları, yangın riskini de beraberinde getirecektir. Ayrıca, bütün otoyollarda olduğu gibi, önemli bir sorun da araç egzozlarından çıkan gazların çevreye olan kirletici etkileridir.

Önerilen 3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yollarının her iki yönde 5 km’lik etki kuşağında İstanbul’daki özel orman alanlarının % 34’ü, orman alanlarının % 46’sı, 2B alanlarının % 38’i, tarım alanlarının % 43’ü yer almaktadır.

Fiziki yapılaşmanın -arıtma tesisi yapımı dışında- yasak olduğu su havzalarının mutlak koruma alanlarının % 18’ini kapsayan bu etki alanı içinde, aynı zamanda 29.000 ha’lık doğal sit alanı da (Tüm sit alanlarının % 45’i) tahrip olma riski taşımaktadır. Köprü ve bağlantı güzergahları için düşünülen 150 metrelik kamulaştırma işlemi sonucunda hattın geçeceği ve doğrudan/koşulsuz etkilenecek olan bölgede ise 680 ha doğal sit alanı, 931 ha tarım alanı ve 2,5 milyondan fazla ağaç barındıran 1453 ha’lık orman alanı tamamen yok
olacaktır. Ekolojik yaşam alanlarını ve biyoçeşitliliği tehdit eden etkenlerin başında, büyük yaşam
ortamlarının yapılacak yollar ile daha küçük yaşam ortamlarına bölünmesi, bu nedenle de söz
konusu ortamların kullanım şekillerinin değişmesi gelmektedir.

Yoğun trafiğin gürültüsü ve egzoz salımı bu bölgelerde yaşayan canlıların yaşam alanlarını terk
etmesine neden olacaktır. Hava kirliliğine yol açan atıklar bakımından değerlendirildiğinde ise
taşıt egzozlarının kirletici payı (% 47), sanayi ve evsel atıkların toplam kirletici payından (%35) bile daha fazladır.

Boğaz Köprüsü yapıldığı takdirde, FSM Köprüsü sürecinde yaşandığı gibi “orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle” bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılması yönünde baskılar artacaktır. (Anadolu Yakası’nda, TEM Otoyolu’nun geçtiği bölgede, orman niteliğini yitirdiği gerekçesiyle 11.856 hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır).

3. Köprü İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği’ne Uygun Değil
İstanbul’un su havzaları ve dere yataklarındaki fiziksel yapılanmaları düzenleyici maddeler içeren İSKİ İçme Suyu Havzaları Yönetmeliği “dere ve su havzalarındaki mutlak koruma alanlarında (0 ila 300 metre) idare tarafından yapılacak veya yaptırılacak arıtma tesisleri hariç hangi maksatla olursa olsun hiçbir şekilde yapı yapılamaz” ifadesi ile 3. köprü projesi güzergahının Büyükçekmece Havzası Mutlak Koruma Alanı’ndan geçiyor olması bir arada düşünüldüğünde, projenin su kaynakları üzerindeki olası tahribatını ve yönetmeliğe aykırılığını ortaya koymaktadır.

 Raporun tamıma erişmek için buraya tıklayabilirsini

Gökhan ÇELİK









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder