logo

12 Aralık 2014 Cuma

Kedi Mektupları



 Kitapçıda elime gelip gelip bir şekilde bıraktığım kitaplardan olmuştu. Sonra ekürimin hediye etmesiyle kavuştuk birbirimize. Zamanı varmış demek ki… Vakti geldi ve okudum. Çok büyük keyifle okudum hem de… Kitap ve kediler tutku olunca keyif katlanıyor elbette.
 Çok doyurucu bir kitap. Sadece kediler anlatılıp geçilmiş değil içeriği sorgulamalarla çevrili. Oya Baydar’ın diliyle tanıştığım kitap oldu o yüzden farklı bir yeri var ben de. Diğer kitaplarını da okumak için bir heyecan tohumu ekti içime. Roman, 1993 Yunus Nadi Roman Ödülü’nü almış.
 Nina, Gece, Yoldaş, Kısmet, Arthur… Kitabımızın kedi kahramanları kendileri.  Aralarında mektuplaşıyorlar. Hatta aralarından biri günlük tutuyor. İlk başlarda birbirlerinden haber almak için başlayan bu mektuplaşmalar bir süre sonra sahiplerinin sırlarının ne olduğunu öğrenme araştırmasına dönüşüyor.
 Oya Baydar hayata, insana dair pek çok olguyu sorgulatıyor kedilerine. “Hem tok hem özgür olmak mümkün mü?” diyor kedilerimizden biri örneğin. Okuyunca ilişkilendiriyor insan kendi hayatıyla ister istemez.  İnsanları anlamaya çalışan kedilerde kendinizi düşündürüyor size. En azından bana böyle hissettirdi. Ayrıca kedi betimlemeleri müthiş. Öyle anlatıyor ki yazar, gözümde canlanıveriyor ve göz kırpıyorlar bana muzipçe. İnsanların yaptığı kedi dedikodusundan muzdarip kedi kahramanlarımız bir yandan sahiplerini tatlı tatlı çekiştirirken. Bizimkiler geldi aklıma okurken. Acaba onlarda aralarında ‘yine dedikodumuzu yapıyorlar’ diye söyleniyorlar mıdır? Kedi sahipleri hakikaten öyledir (kendimden ve çevremden gördüğüm en azından). Bazı insanlar çocuklarını anlatır ya hani biz ise o kıvamda çekiştiririz kedilerimizi, kedileri. Kitabın sonu burksa da içimi okumaya doyamadım.

Keyifli okumalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder