17 Ağustos 2014 Pazar
Düzen siyasetinin Haziran krizi 2: AKP'deki "hatsizlik"
AKP'nin yapısı gereği içinde var olan farklı cepheler, zaten küçük sürtüşmelere sebep oluyordu. Haziran Direnişi ile birlikte kıvılcım halini alan bu sürtüşmeler, Çankaya Köşkü Seçimi'nin ardından alevlenmeye başladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, her ne kadar kendisini "Kaos yaratan koalisyon hükümetlerine karşı istikrarın simgesi" olarak tanıtsa da aslında bir parlamento dışı koalisyonun, çıkar ortaklığının ürünüdür. Her koalisyonda olduğu gibi bu koalisyonda da sıradan dönemlerde bile ufak çaplı birbirini tartmalar ve güç gösterileri oluyordu. Haziran Direnişi ile birlikte AKP'nin önce yönetme meşruiyetini, sonra da yönetme kabiliyetini kaybetmesiyle birlikte bu tartma ve güç gösterilerinin yerini saray entrikaları ve iç iktidar mücadelesi aldı. -Nitelikleri ayrı bir yazı konusu olmakla birlikte- F Tipi Örgüt'ün başlattığı 17 - 25 Aralık, Tayyiban'ın ise yanıt olarak başlattığı 22 Temmuz operasyonları bu iç iktidar mücadelesinin ürünü.
Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde bu iç iktidar mücadelesine ilişkin milletvekillerine söylediği sözler ise Tayyip Erdoğan için hayatın pek de olağan akışında olmadığını gösteriyor. Erdoğan, AKP içerisindeki odaklardan birinin lideri olan Abdullah Gül hakkında Twitter'dan yapılan sataşmalara, "Allah aşkına şu sosyal medya sitelerinden birbirinize giriyorsunuz. Bu partiye emek vermiş, belli makamlara gelmiş arkadaşlarımıza hakaret derecesine varan sözler sarf ediyorsunuz. Bu ne hat bu ne saygısızlık. Kendinize gelin" şeklinde müdahale etti.
Bu yaklaşım, Tayyip Erdoğan'dan görmeye hiç alışık olmadığımız bir yaklaşım. Bu yaklaşım, 2014 Yerel Seçimleri sonrası yaptığım "iktidarsız hükümet" tanımlaması(1) ve Çankaya Köşkü Başkanı Seçimi sonrası AKP'nin "patlamak üzere olan balon" olduğu tespitinin(2) AKP tarafından farkında olunuşunun göstergesidir. Bu sözlerle her ne kadar Abdullah Gül'e "arka çıkıyor" gözükse de, 28 Ağustos'ta Çankaya Köşkü'nde görev süresi bitecek Gül'e karşı 27 Ağustos'ta kongre toplama kararının alınması, bu iç iktidar hesaplaşmasının kızışarak süreceğini ve Recep Tayyip Erdoğan'ın tek adamlıktan vazgeçmemek için yapmayacağı şeyin olmadığını gösteriyor.
"Kılıçların çekildiği" yönündeki görüntüye ise aldanmamak gerekiyor. AKP ve Fethullah Gülen Örgütü çıkar ortaklığıyla kurulan işbirlikçi BOP Eş Başkanlığı, ancak ve ancak yurtsever, devrimci, ilerici ve aydınlanmacı halkımızın siyasete örgütlü müdahalesiyle yıkılacak!
(1) Soner Bahadır, 30 Mart ve Haşim Kılıç: İktidarsız hükümet, http://serbestats.blogspot.com.tr/2014/04/30-mart-ve-hasim-klc-iktidarsz-hukumet.html
(2) Soner Bahadır, Dikkat! Erdoğan şişiyor!, http://serbestats.blogspot.com.tr/2014/08/dikkat-erdogan-sisiyor.html
Soner Bahadır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder