Muharrem İnce’nin CHP Genel Başkanı Adaylığı konuşması, CHP tarihine “Altılı Takrir Bildirisi” olarak geçecek cinstendi. Bu bildirinin kimden ne kadar destek göreceğini ise önümüzdeki süreç gösterecek.
Türkiye tarihinin uluslarası sömürgecilerle işbirlikçiliğin ve karşı devrimin miladı 12 Haziran 1945 tarihinde gerçekleşen “Dörtlü Takrir” diye anılan olaydır. Niteliksek olarak aynı olmasa da şekilsel olarak; CHP Milletvekilleri Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Hüseyin Aygün, Süheyl Batum, Emine Ülker Tarhan ve Muhammer İnce’nin, Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisinin ardından başlattığı ve Muharrem İnce’nin CHP Genel Başkanı Adayı olmasıyla sona eren süreç de bir nevi “Altılı takrir”i andırıyor.
“Kimse koltuğa yapışmayacak”
CHP Genel Başkan Adayı Muharrem İnce, yaptığı konuşmada çok iddialı bir çıkış sergiledi. Konuşmasının en dikkat çekici bölümü ise çok partili dönemin CHP tarihi açısından önemli bir soruna çözüm olma iddiasında. Muharrem İnce bu iddiayı, "Partiyi 2 seçimde partiyi birinci parti yapamayan genel başkan istifa etmiş sayılır hükmünü ekleyeceğim. Kimse koltuğa yapışmayacak. Yolcu bağıracak, mürettabat bağıracak, kaptan gemiyi çarpacak. Bu olmayacak. Karşınıza Muharrem İnce değil, Parti Tüzüğü çıkacak" şeklinde ifade etti.
Öne çıkan bu noktanın haricinde Muharrem İnce; Parti tabanının Parti yönetimini beslediği, parti içi demokrasinin her kademede egemen olduğu, şeffaf bir örgüt vaadinde bulundu.
Muharrem İnce, CHP’nin eski yüzlerindendir. CHP’nin çeşitli yön değiştirmelerinden ve savrulmalarından bağımsız olarak özgün bir popülerliği de olan birisidir. Adaylığı konusunda, Haziran Direnişi sırasında tüm direnişçilerle birlikte aynı gazı yemesinin sempatisi ile Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Çankaya Köşkü Başkanı Adayı olarak gösterilmesine biriken öfkeyi bir rüzgara çeviren ve CHP’den 20 milletvekilinin Cumhurbaşkanı Adayı göstermesi için ciddi bir kampanya yürütülen Emine Ülker Tarhan’ın da bu takrir içerisinde yer alması İnce’ye önemli bir güç katıyor. Altılı Takrir’e desteğini açıklayan bir diğer isimse CHP kulislerinin hareketli yüzü Deniz Baykal.
Bu rüzgar nereye varır?
Muharrem İnce ve arkadaşlarının bu vaadlerini samimiyetle savunması durumunda, CHP tabanında kesinlikle önemli bir destek bulacaktır. Fakat, son CHP yazımda da belirttiğim nitelikler(1) nedeniyle Altılı Takrir’in Kurultay’dan zaferle çıkacağını sanmıyorum. Zaferle çıkarsa da bu vaatlerini yerine getiremeyeceği kesindir.
Peki Altılı Takrir, gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir yenilgi durumunda CHP’den ayrılır mı? Kesinlikle hayır!
Bu yüzden tekrarlamakta fayda var: CHP kurultayından ne sonuç çıkacağının toplumsal muhalefet ve sol açısından hiçbir önemi yoktur!
(1)Soner Bahadır, Düzen siyasetinin Haziran Krizi 1: CHP’nin kurultayı, http://serbestats.blogspot.com.tr/2014/08/duzen-siyasetinin-haziran-krizi-1_15.html
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder