İki yıldır İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamaları "meydan
tartışmaları"na sahne oluyor. Tartışmaların odağında ise doğal olarak
Taksim Meydanı yer alıyor.
Geçen yıl AKP, Taksim Meydanı'nda meydan düzenlemesi
projesi yüzünden devam eden inşaatı bahane ederek Taksim'in kitlesel bir miting
yapılabilecek ortama sahip olmadığını öne sürmüş ve Taksim'de 1 Mayıs
kutlamasına izin vermemişti. "Halkının sağlığını ve güvenliğini
düşünen" AKP; Unkapanı, Şişli ve Beşiktaş'tan başlayarak Taksim'e çıkan
yolları Çevik Kuvvet barikatlarıyla kapatmış, Taksim'i ise gece saatlerinden
başlayarak demir bariyerlerle kafeslemişti. Bu üç koldan Taksim'e çıkmaya
çalışan bütün demokratik kitle örgütlerine ise hedef gözeterek biber gazı
kapsülü, plastik mermi ve tazyikli suyla ölümüne bir saldırı
gerçekleştirilmişti.
![]() |
TKP, 1 Mayıs 2013'te Kadıköy'de kutlama düzenlemişti |
TKP'nin geçen yılki Kadıköy çağrısı
Bu koşullarda gerçekleşeceği gün gibi ortada olan 2013
yılı 1 Mayıs kutlamaları öncesi ise Türkiye Komünist Partisi(TKP)'nden
beklenmedik ve garip bir Kadıköy'de kutlama çağrısı geldi. TKP bu çağrısının
gerekçesini, "Ülkemizde başka birçok ülkeden daha fazla önemsenen ve
etkisi olan 1 Mayıslarda büyük bir toplumsal enerjinin belirsizliğe ve alan
fetişizmine terk edilmesi üzücüdür" diyerek açıklamıştır.
TKP'den konuyla ilgili yapılan açıklamada bu girizgahın
ardından şu ifadelere yer verilmişti:
"Kaldı ki bu yıl Taksim, iktidarın 'kentsel dönüşüm'
adı altında her yerde başlattığı kapsamlı saldırı nedeniyle kitlesel bir miting
için çok da uygun bir alan olmaktan çıkmıştı. Hep birlikte bu saldırıyı
püskürtememiş olmamız, üzerinde durulması gereken başka bir sıkıntıdır.
Kuşkusuz Muammer Güler’in daha önce yapmış olduğu açıklamayla çelişerek 'Taksim’de
miting yok' demesinin altında teknik değil, siyasi nedenler bulunmaktadır. Bazı
düzenlemeler yapılarak mitingin sağlıklı bir biçimde yapılmasının koşulları her
durumda yaratılabilir. Ancak hükümet de 1 Mayıs’ın alan tartışmasıyla geçmesini
tercih etmektedir.Türkiye Komünist Partisi ise bir kez daha içerikten yoksun
bir 'alan inatlaşması'nın parçası olmamaya kararlıdır."
TKP'nin 1 Mayıs kutlamaları açısından Taksim Meydanı'nın
tarihsel öneminden ve sembolik anlamından uzak bu açıklamasını o günden bugüne
kıyasıya eleştirdiğime TKP'li arkadaşlarım çokça kez şahit olmuştur. Bu
açıklamayı yaptıkları günden itibaren kendilerine de ilettiğim itirazım, bu
tavrın yarın Kadıköy'ün de kaybedilmesine yol açacağı, bunun yavaş yavaş önce
İstanbul'da sonra Türkiye'de 1 Mayıs kutlamasının yasaklanmasına giden bir yolu
açacağıydı.
Malesef ki bu tespitimde haklı çıktım. Recep Tayyip
Erdoğan, 22 Nisan tarihli TBMM Grup konuşmasında bu yıl Kadıköy'e verilen 1
Mayıs kutlaması izninin de son izin olduğu, 2015'ten itibaren Kadıköy'de de 1
Mayıs kutlanmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.
TKP'nin, gerek 5 Mayıs 2013 günü İstikal Caddesi'nde ve
Taksim Meydanı'nda polise attığı "meydan dayağı" ile gerekse bu yıl 1
Mayıs kutlamarı için Taksim'e çağrı yapmasından, bu tarihi hatadan net bir
biçimde vazgeçtiği anlaşılıyor.
Bu yıl da Türk-İş
Fakat bu yolu bu yıl da Türkiye İşçi Sendikaları
Konfederasyonu(Türk-İş) sürdürüyor. Hem de geçen yıl TKP'nin yaptığı
açıklamanın neredeyse aynısını yaparak. Konu hakkında 18 Nisan'da Aydınlık'a
konuşan Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, "Her yıl yapılan bu alan
tartışmaları, çok önemli sorunlarımızın gölgelenmesine, gündem dışı kalmasına
neden oluyor. Alan öne çıkıyor, sorunlar onun gerisinde kalıyor" şeklinde
konuştu.
![]() |
1 Mayıs 2009'da Taksim'e çıkmak için verilen mücadele sonucu Kazancı Yokuşu'ndan polis barikatını aşarak Taksim'e giren emekçiler |
1 Mayıs ve Taksim
Öncelikle Taksim Meydanı, gerek işçi sınıfı ve toplumsal
mücadele tarihi, gerekse bu mücadelelerin en kitlesel ve vurucu olduğu 1 Mayıs
kutlamaları tarihi açısından olsun asla sadece bir "alan" ya da
"meydan" olarak algılanamaz. Taksim dediğimiz zaman aklımıza gelen
ilk şey 1 Mayıs'tır. 1 Mayıs dediğimiz zaman da ilk aklımıza gelen şey Taksim
Meydanı'dır. Türkiye'de başka böyle bir alan yoktur.
Bunun yanı sıra 1 Mayıs 1977'te uluslarası sermayenin
komplosu sonucu yaşamını yitiren emek mücadelesi şehitlerine karşı da bugün
aynı mücadeleyi sürdürenlerin bir boyun borcu vardır. Bundan 37 yıl önce
işçilerin kanının dökülmesiyle aklımıza "1 Mayıs Meydanı" olarak
kazınan Taksim Meydanı, aynı komployu düzenleyen odakların temsilcilerinin
keyfi yasaklamalarına esir edilemez. Bu tavır, mücadelemizin şehitlerinin
kemiklerini sızlatmaktan başka birşeye yaramayacaktır.
Kendi taleplerini, kendi kanıyla sulayarak kazandığı ve
tarihe kazıdığı kendi Meydanı'ndan haykıramayan işçinin talebini ise kimse
dinlemez!
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder