logo

29 Nisan 2014 Salı

“Meydan tartışmaları” ve işçilerin talepleri

İki yıldır İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamaları "meydan tartışmaları"na sahne oluyor. Tartışmaların odağında ise doğal olarak Taksim Meydanı yer alıyor.

Geçen yıl AKP, Taksim Meydanı'nda meydan düzenlemesi projesi yüzünden devam eden inşaatı bahane ederek Taksim'in kitlesel bir miting yapılabilecek ortama sahip olmadığını öne sürmüş ve Taksim'de 1 Mayıs kutlamasına izin vermemişti. "Halkının sağlığını ve güvenliğini düşünen" AKP; Unkapanı, Şişli ve Beşiktaş'tan başlayarak Taksim'e çıkan yolları Çevik Kuvvet barikatlarıyla kapatmış, Taksim'i ise gece saatlerinden başlayarak demir bariyerlerle kafeslemişti. Bu üç koldan Taksim'e çıkmaya çalışan bütün demokratik kitle örgütlerine ise hedef gözeterek biber gazı kapsülü, plastik mermi ve tazyikli suyla ölümüne bir saldırı gerçekleştirilmişti.

TKP, 1 Mayıs 2013'te Kadıköy'de kutlama
düzenlemişti
TKP'nin geçen yılki Kadıköy çağrısı

Bu koşullarda gerçekleşeceği gün gibi ortada olan 2013 yılı 1 Mayıs kutlamaları öncesi ise Türkiye Komünist Partisi(TKP)'nden beklenmedik ve garip bir Kadıköy'de kutlama çağrısı geldi. TKP bu çağrısının gerekçesini, "Ülkemizde başka birçok ülkeden daha fazla önemsenen ve etkisi olan 1 Mayıslarda büyük bir toplumsal enerjinin belirsizliğe ve alan fetişizmine terk edilmesi üzücüdür" diyerek açıklamıştır.

TKP'den konuyla ilgili yapılan açıklamada bu girizgahın ardından şu ifadelere yer verilmişti:

"Kaldı ki bu yıl Taksim, iktidarın 'kentsel dönüşüm' adı altında her yerde başlattığı kapsamlı saldırı nedeniyle kitlesel bir miting için çok da uygun bir alan olmaktan çıkmıştı. Hep birlikte bu saldırıyı püskürtememiş olmamız, üzerinde durulması gereken başka bir sıkıntıdır. Kuşkusuz Muammer Güler’in daha önce yapmış olduğu açıklamayla çelişerek 'Taksim’de miting yok' demesinin altında teknik değil, siyasi nedenler bulunmaktadır. Bazı düzenlemeler yapılarak mitingin sağlıklı bir biçimde yapılmasının koşulları her durumda yaratılabilir. Ancak hükümet de 1 Mayıs’ın alan tartışmasıyla geçmesini tercih etmektedir.Türkiye Komünist Partisi ise bir kez daha içerikten yoksun bir 'alan inatlaşması'nın parçası olmamaya kararlıdır."

TKP'nin 1 Mayıs kutlamaları açısından Taksim Meydanı'nın tarihsel öneminden ve sembolik anlamından uzak bu açıklamasını o günden bugüne kıyasıya eleştirdiğime TKP'li arkadaşlarım çokça kez şahit olmuştur. Bu açıklamayı yaptıkları günden itibaren kendilerine de ilettiğim itirazım, bu tavrın yarın Kadıköy'ün de kaybedilmesine yol açacağı, bunun yavaş yavaş önce İstanbul'da sonra Türkiye'de 1 Mayıs kutlamasının yasaklanmasına giden bir yolu açacağıydı.

Malesef ki bu tespitimde haklı çıktım. Recep Tayyip Erdoğan, 22 Nisan tarihli TBMM Grup konuşmasında bu yıl Kadıköy'e verilen 1 Mayıs kutlaması izninin de son izin olduğu, 2015'ten itibaren Kadıköy'de de 1 Mayıs kutlanmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

TKP'nin, gerek 5 Mayıs 2013 günü İstikal Caddesi'nde ve Taksim Meydanı'nda polise attığı "meydan dayağı" ile gerekse bu yıl 1 Mayıs kutlamarı için Taksim'e çağrı yapmasından, bu tarihi hatadan net bir biçimde vazgeçtiği anlaşılıyor.

Bu yıl da Türk-İş

Fakat bu yolu bu yıl da Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu(Türk-İş) sürdürüyor. Hem de geçen yıl TKP'nin yaptığı açıklamanın neredeyse aynısını yaparak. Konu hakkında 18 Nisan'da Aydınlık'a konuşan Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, "Her yıl yapılan bu alan tartışmaları, çok önemli sorunlarımızın gölgelenmesine, gündem dışı kalmasına neden oluyor. Alan öne çıkıyor, sorunlar onun gerisinde kalıyor" şeklinde konuştu.

1 Mayıs 2009'da Taksim'e çıkmak için verilen
mücadele sonucu Kazancı Yokuşu'ndan polis
barikatını aşarak Taksim'e giren emekçiler 
1 Mayıs ve Taksim

Öncelikle Taksim Meydanı, gerek işçi sınıfı ve toplumsal mücadele tarihi, gerekse bu mücadelelerin en kitlesel ve vurucu olduğu 1 Mayıs kutlamaları tarihi açısından olsun asla sadece bir "alan" ya da "meydan" olarak algılanamaz. Taksim dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk şey 1 Mayıs'tır. 1 Mayıs dediğimiz zaman da ilk aklımıza gelen şey Taksim Meydanı'dır. Türkiye'de başka böyle bir alan yoktur.

Bunun yanı sıra 1 Mayıs 1977'te uluslarası sermayenin komplosu sonucu yaşamını yitiren emek mücadelesi şehitlerine karşı da bugün aynı mücadeleyi sürdürenlerin bir boyun borcu vardır. Bundan 37 yıl önce işçilerin kanının dökülmesiyle aklımıza "1 Mayıs Meydanı" olarak kazınan Taksim Meydanı, aynı komployu düzenleyen odakların temsilcilerinin keyfi yasaklamalarına esir edilemez. Bu tavır, mücadelemizin şehitlerinin kemiklerini sızlatmaktan başka birşeye yaramayacaktır.

Kendi taleplerini, kendi kanıyla sulayarak kazandığı ve tarihe kazıdığı kendi Meydanı'ndan haykıramayan işçinin talebini ise kimse dinlemez!

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder