logo

7 Haziran 2012 Perşembe

SATRANÇ TAHTASINDA PİYON ÜLKE “SURİYE”




“Arap Baharı” esintilerinin devam ettiği bir ülke olarak görülen Suriye aslında bu basit yakıştırmadan daha fazlasını bünyesinde barındırdığını o tarihten bu yana süregelen olaylar zinciri ile göstermiştir.

Durum sanılanın çok ama çok üzerinde toplumsal bir kargaşa haline gelerek, geniş kitlelere adeta bir yaptırım şeklinde lanse edilmiştir. Fakat esas merak edilmesi gereken olayların iç yüzü ve genel kapsamlı bir çözüm yolunun ne zaman yürürlüğe konulması gerektiği iken halen daha inatla çeşitli komplo teorileri ürettirilmekte ve başarı ile medyaya sunulmaktadır.

Değişik tarzda gerçekleşen sunumlardan ilki Suriye’de yaşayan bir genç ile ortaya çıkan video görüntüleriydi. Kimliği tam olarak bilinmeyen ve kısa adlar ile tanınan bu genç, CNN gibi değişik büyük batı menşei uluslararası haber kanallarına canlı telefon bağlantısı veya canlı olarak bağlanarak, olayları aktarmak görevini kendine borç bilmişti belli ki.

An ve an olan tüm olayları hemen o dakika hatta olayların yaşandığı esnada canlı yayınla dünyaya aktaran bu kahraman(!) genç, sonraları yakalanan canlı yayın öncesi konuşmalarında çeşitli silah seslerini canlı yayına adeta bir senfoni orkestrasını konsere hazırlayan bir şef gibi hazırlamakla meşguldü. Bu video bile gencin yaşananları bir nebze abartarak dünya kamuoyuna sunduğu gerçeğini ortaya koymuştu.

Bunun yanında devamlı olarak Suriye’deki direnişçiler, Suriye hükümeti, Dış güçler ve Suriye içi terörist gruplar başka ağızdan konuşmaya devam etmektedirler.

Devamlı olarak Hama’da devam eden katliamların sorumluluğunu hükümet teröristlere yüklerken direnişçiler sürekli olarak Hükümet güçlerini suçlamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde bir ayağı İstanbul’da da yapılan Suriye için barış görüşmelerinin ortaya çıkış sürecinde bu katliamların büyük rolü olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Tüm bu olanlara karşın bölgede bir bütün haline gelmiş Rusya-İran-Suriye müttefikliğinin dağıtılmasını göze alamayan Rusya, her durumda aleni veya dolaylı yollar ile Suriye bütünlüğüne yapılacak bir müdahalede, müdahaleyi gerçekleştiren ve destek verenlere karşı negatif tavır takınacağını beyan etmişti.    

Belki de bu üç neden veya gerekçe Suriye üzerinde oynanan bölgesel oyunun birinci perdesini gözler önüne sermeye yetebilir. Dikkatlice bakıldığında ülkenin selameti açısından insanlar ile hükümet güçlerinin barış sağlamasını engelleyenlerin üstteki nedenlerde rol oynayanlar olduğunu göreceksiniz.

Barış sağlanması güç ama sağlandığında ise barışan tarafları güçlendiren bir olgudur. İnsanlar aralarındaki husumete son verdiklerinde önlerinde duran ve esas olarak onları tehdit eden esas nedenleri saptarlar. Buna bağlı olarak çeşitli çözüm yolları geliştirmeyi seçerler. Bu da o toplumdaki her ferdin aydınlanmasına yardımcı olur.

Tarihte birçok örneğini gördüğümüz bu tip toplumsal barış sonrası aydınlanmayı istemeyenler ise çıkarttıkları değişik haber veya karalama politikaları ile belli çözüme gidiş yolunu tıkayanların ta kendileridir.

Bu iş, bize izlettirildiği gibi devam ederse ortaya çıkacak durum ne Suriye halkı nede Suriye Hükümetinin lehine olacaktır. Tam tersi bu işten nemalanmaya çalışanlar istediklerini alıp geriye çekileceklerdir.

Sonunda kurban halk, hükümet veya herkimse o kendi çaresizliğine terk edilecek ve dıştan müdahale edenler kabuklarına çekilip yeni bir coğrafyada daha farklı bir kargaşa yaratarak o bölgeden nemalanmaya devam edeceklerdir.

Oyunda piyon olan ülkeler değişik dönemlerde bu tarzda kurban ediliyor. Oyun tahtası hiçbir zaman kapanmadığı için şah ile piyonda aynı torbaya bir türlü giremiyor.

Devletlerin ve içinde yaşayan toplumların tek çıkış noktası atalarının bilgi ve birikim için harcadıkları zamanı tekrar harcamaktır…

Söylediklerimin en büyük örneği Mısır ve Libya’da daha önce yaşananlar ve şuan ki durumdur.

Saygılarımla;
Adil Can KAVCAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder