“Arap Baharı” esintilerinin
devam ettiği bir ülke olarak görülen Suriye aslında bu basit yakıştırmadan daha
fazlasını bünyesinde barındırdığını o tarihten bu yana süregelen olaylar zinciri
ile göstermiştir.
Durum sanılanın çok ama çok
üzerinde toplumsal bir kargaşa haline gelerek, geniş kitlelere adeta bir
yaptırım şeklinde lanse edilmiştir. Fakat esas merak edilmesi gereken olayların
iç yüzü ve genel kapsamlı bir çözüm yolunun ne zaman yürürlüğe konulması
gerektiği iken halen daha inatla çeşitli komplo teorileri ürettirilmekte ve
başarı ile medyaya sunulmaktadır.
Değişik tarzda gerçekleşen
sunumlardan ilki Suriye’de yaşayan bir genç ile ortaya çıkan video
görüntüleriydi. Kimliği tam olarak bilinmeyen ve kısa adlar ile tanınan bu genç,
CNN gibi değişik büyük batı menşei uluslararası haber kanallarına canlı telefon
bağlantısı veya canlı olarak bağlanarak, olayları aktarmak görevini kendine
borç bilmişti belli ki.
An ve an olan tüm olayları hemen
o dakika hatta olayların yaşandığı esnada canlı yayınla dünyaya aktaran bu
kahraman(!) genç, sonraları yakalanan canlı yayın öncesi konuşmalarında çeşitli
silah seslerini canlı yayına adeta bir senfoni orkestrasını konsere hazırlayan
bir şef gibi hazırlamakla meşguldü. Bu video bile gencin yaşananları bir nebze
abartarak dünya kamuoyuna sunduğu gerçeğini ortaya koymuştu.
Bunun yanında devamlı olarak
Suriye’deki direnişçiler, Suriye hükümeti, Dış güçler ve Suriye içi terörist
gruplar başka ağızdan konuşmaya devam etmektedirler.
Devamlı olarak Hama’da devam
eden katliamların sorumluluğunu hükümet teröristlere yüklerken direnişçiler
sürekli olarak Hükümet güçlerini suçlamaktadır.
Geçtiğimiz günlerde bir ayağı
İstanbul’da da yapılan Suriye için barış görüşmelerinin ortaya çıkış sürecinde
bu katliamların büyük rolü olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Tüm bu olanlara karşın bölgede
bir bütün haline gelmiş Rusya-İran-Suriye müttefikliğinin dağıtılmasını göze
alamayan Rusya, her durumda aleni veya dolaylı yollar ile Suriye bütünlüğüne
yapılacak bir müdahalede, müdahaleyi gerçekleştiren ve destek verenlere karşı
negatif tavır takınacağını beyan etmişti.
Belki de bu üç neden veya
gerekçe Suriye üzerinde oynanan bölgesel oyunun birinci perdesini gözler önüne
sermeye yetebilir. Dikkatlice bakıldığında ülkenin selameti açısından insanlar
ile hükümet güçlerinin barış sağlamasını engelleyenlerin üstteki nedenlerde rol
oynayanlar olduğunu göreceksiniz.
Barış sağlanması güç ama
sağlandığında ise barışan tarafları güçlendiren bir olgudur. İnsanlar
aralarındaki husumete son verdiklerinde önlerinde duran ve esas olarak onları
tehdit eden esas nedenleri saptarlar. Buna bağlı olarak çeşitli çözüm yolları
geliştirmeyi seçerler. Bu da o toplumdaki her ferdin aydınlanmasına yardımcı olur.
Tarihte birçok örneğini
gördüğümüz bu tip toplumsal barış sonrası aydınlanmayı istemeyenler ise
çıkarttıkları değişik haber veya karalama politikaları ile belli çözüme gidiş
yolunu tıkayanların ta kendileridir.
Bu iş, bize izlettirildiği gibi
devam ederse ortaya çıkacak durum ne Suriye halkı nede Suriye Hükümetinin
lehine olacaktır. Tam tersi bu işten nemalanmaya çalışanlar istediklerini alıp
geriye çekileceklerdir.
Sonunda kurban halk, hükümet
veya herkimse o kendi çaresizliğine terk edilecek ve dıştan müdahale edenler
kabuklarına çekilip yeni bir coğrafyada daha farklı bir kargaşa yaratarak o
bölgeden nemalanmaya devam edeceklerdir.
Oyunda piyon olan ülkeler
değişik dönemlerde bu tarzda kurban ediliyor. Oyun tahtası hiçbir zaman
kapanmadığı için şah ile piyonda aynı torbaya bir türlü giremiyor.
Devletlerin ve içinde yaşayan
toplumların tek çıkış noktası atalarının bilgi ve birikim için harcadıkları
zamanı tekrar harcamaktır…
Söylediklerimin en büyük örneği
Mısır ve Libya’da daha önce yaşananlar ve şuan ki durumdur.
Saygılarımla;
Adil Can KAVCAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder