logo

8 Mayıs 2012 Salı

Teknolojinin Fethi

    Bu kesinlikle bir yagılama yazısı değildir. Kesinlikle haddime değil. Bir sohbet gibi düşünün lütfen. Bugün vatan için ne yaptınız? Yahut kendiniz için ne yaptınız?

    İtiraf edelim: Teknoloji bütün odalarımıza girmiş durumda. Neredeyse organlarımız bozulduğunda elektronik aletler takacaklar. Evlerdeki televizyon sayısı dahi yıllar geçtikçe arttı. İnternet faydalı kullanıldığında mükemmel bir icat. Ama kaçımız faydalı kullanıyoruz ki? İtiraf edelim evet, teknoloji bizi hapsetti... Teknoloji artık azılı bir düşman gibi, her odada, her karede, hatta ceplerimizde...

    İtiraf edelim yenildik. Bizi yendi bu güç. Kendime de çok kızgınım ki haftanın iki-üç günü sosyal paylaşım sitelerinde saatlerimi harcıyorum. Bir alışkanlık gibi. Gereksiz bir alışkanlık. Keşke azaltabilsek. Gelişmeleri, haberleri takip ettiğim de oluyor tabi. Ama bende yalan yok; boşa harcadığım vakit çok.

    İtiraf edelim: Tembelleştik. Sosyal hayat zayıfladı. Sosyal medya aslında bir "Asosyal" Medya. Artık kitaplar eskisi kadar okunmuyor. Artık her şeyi paketleyip "video" edip bize izletiyorlar. Önce televizyonla fethedildik, şimdi internetle youtube'la... Biz oturduğumuz yerde televizyon izlerken, o sinir olduğumuz reklamlarla kimileri milyon dolarlar kazanıyor, biz ise uyuyorduk. Şimdi tek fark televizyon yerine internette uyuyoruz, sitelerin sağında solunda bulunan ya da flash olarak önümüze atlayan reklamlarla insanlar milyon dolarlar kazanıyor. Hala aynı yöntemle tembelleştiriyorlar bizi. TV gitti internet geldi kısaca. On sene sonra televizyon kalmayacak bence zaten. Yerini internet ve internet tv'leri alacak. Bakın görün...

    Kıyaslayalım yurttaşlar: Geçen ay kaç kitap okuduk, kaç amcayla sohbet ettik sokakta, kaç müzeye gittik, kaç gün gazete aldık, gündemi ne kadar takip ettik? Ve can alıcı nokta: Kaç saatimizi Facebook'ta harcadık, kaç Tweet attık, Youtube'da kaç video izledik, kaç dizi seyrettik? İkinci saydıklarım çoğumuzda fazla kanımca. Ve bu da işin acıklı yanı. Kendimi de eleştiriyorum tabii ki. Ama çok vahim durumlar var gözlemlediğim...

    Oturup ciddi ciddi Survivor tartışan, oradaki kişilerin ve ilişkilerin kritiğini yapan insanlar var... Acı ama gerçek. Düşünün halimizi. TV'de olduğu kadar internette de aynı durum mevcut. Vallahi halimiz vahim...

    Bu arada aman yanlış anlaşılmasın, örümcek kafalılar gibi internet kullanmayalım, TV izlemeyelim demiyorum. Bu iki bilişim gerçeği doğru kullanıldığında dünyanın en faydalı buluşları arasında. Ama önemli olan düzgün kullanmak. Şunu desem doğru olur: Herkes kendi kapısının önünü süpürse sokaklar tertemiz olur. Ne olur kendimizi tutalım, çevremizi uyaralım. Bu işler kendini kaptırmaya gelmez. Derin düşündüğümüzde önce kendimize, sonra vatana zarar... Umarım bir şeyler anlatabilmişimdir.

    Bambaşka bir boyuttan baktığımızda, kanımca ne kadar fazla teknoloji o kadar fazla tehlikedir. Neden mi? Çünkü kimi güçler tarafından rahatlıkla izlenebiliriz emin olun! Bu öyle bünyelerin alıştığı TV'ye benzemez. Gezdiğimiz her ağı görebilir, bastığımız her tuşu bilebilirler bazıları. Aman diyeyim. Gaflete düşmeyin. Bu işlerden az-çok anlayan biri olarak sizi uyarayım. Yarın öbürgün pişman olacağınız şeyler yapmayın. Keyfi bir göz var ve bu sizi de izliyor olabilir. Dikkat!

    Toparlamak gerekirse internette ve TV'de daha az zaman geçirmeye çalışmalı, internet genel olarak bilgi almakta ve kaynaklara ulaşmada kullanılmalı. Bu sadece sizin değil hepimizin yararına. Din için nasıl toplumun afyonu deniliyorsa, internet - sosyal medya vs. daha ağır bir afyondur! Kafalarımızı afyonlamayalım. Kendimiz ve ülkemiz için harekete geçelim... Bilgilenelim. Hiçbir bilgi gereksiz değildir... Ve içine düştüğümüz bazı şeyler inanın gerekli değil...
    Saygılar...
  
Uğur Mutlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder