logo

13 Mayıs 2012 Pazar

Büyük Bir Pişmanlık

     Birkaç gün önce metrobüsten inip her zamanki gibi 400A otobüsünü bekliyordum eve gitmek için. O şey için otobüs demek ne kadar doğru olur onu da bilemiyorum. Otobüs çok gecikti. Bu gecikme yaşandığı sırada aynı otobüse binmek için bekleyen insan sayısında da ciddi bir artış meydana geldi ama asıl problem otobüs geldikten sonra oldu. İETT otobüslerinin kapasitesinin 100 olduğu belirtilir. Otobüsün kapasitesine ulaştığını düşünün.  Peki 10 kişi otobüsten indiği halde nasıl oluyor da 50'ye yakın kişi, kapasitesi 100 kişilik olan bir otobüse binebiliyor? Bu soruya cevap bulmaya çalıştığımızda karşımıza matematik, fizik ve metafizik gibi alanlar çıkıyor. Evet bu bir matematik problemidir, çünkü işin içinde aritmetik vardır. Evet bu bir fizik problemidir, çünkü belli bir fiziksel kapasite durumu vardır. Ve evet bu bir metafizik problemidir, çünkü o kadar insanın o araca binebilmesi sadece matematikle ve fizikle açıklanamaz. Evet inanılması güç ama o kadar insan o otobüse binebildi. Ne de olsa insanlarda gelen otobüse her ne olursa olsun binebilme arzusu, nefes almaktan daha da üstündür. Her neyse otobüs hareket etmeye başladı. Yılmaz Erdoğan bir oyununda, kendisine çok yakın mesafeden bakan adamla ilgili "Kendisiyle alenen sevişiyoruz ve ben bu durumdan çok rahatsız oluyorum." demişti. Benzeri bir durumu ben ve diğer yolcular da yaşıyorduk. Birbirimizle alenen de değil basbayağı sevişiyorduk. Rahatsız oluyor muyduk yoksa olmuyor muyduk tam emin değilim. Çünkü zaten o ana kadar yeterince rahatsızdık. Bir de bu rahatsızlığın üstüne bir başka rahatsızlık, kimse istemezdi heralde. Otobüsün tüm pencereleri açık olmasına rağmen nefes almak için suni tenefüs gerekiyordu. Tüm yolcular yek vücut olmuş ilerliyoruz. Tüm bunlar da otobüste yaşadığımız şeyin cinsel ilişki olduğunu gösteriyor. Otobüsten indiğimde ise beni büyük bir pişmanlık kapladı: İlk cinsel ilişki deneyimimi bu şekilde yaşamak istemezdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder