logo

7 Nisan 2012 Cumartesi

12 EYLÜL'ÜN YAR(AR)GILANMASI

Cumhuriyeti tarihimiz çoğu kez emir-komuta zinciri içinde gerçekleşen askeri müdahalere tanık olmuştur. Bu emparyalist kuvvetlerinde desteği ile sözüm ona siyasal iktidarsızlık, ekonomik nedenler ve dış politikadaki aksaklıklardan ötürü gerçekleşmişdir. Ki bunlar, 12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, 27 Mayıs 1960 darbesi ve  12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesidir. Bu girişimlerden birçok yurttaş işkenceye mahkum kalmış, sürgün edilmiş ve idam cezasına mahkum edilerek devlet eliyle öldürülmüştür. Öyle ki dönemin Genel Kurmay Başkanı, şimdinin "12 Eylül Davasının" tutuksuz yargılanan sanığı Kenan Evren, 3 Ekim 1984'de yaptığı Muş gezisi sırasındaki konuşmada ilk idam edilenlerden Sol görüşlü Necdet Adalı ve Ülkücü oldığu bilinen Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesine ilişkin şunları söylemişti:
"Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?"(1)
Yapılan bu askeri ihtilal (12 Eylül) Ülkede büyük tedirginlik yaratmış politikadan, ekonomiye ve hatta spor branşlarında yapılan müsabakalara varana dek tüm toplumun bekasını ve kurumlarını dolaylı bir şekilde etkilemişdir. Öyle ki yine Kenan Evren  o dönemde 1. Ligde bir başkent takımının da olması gerektiğini düşünerek Ankara Spor'u özel bir kanun ile 2. Lig'den 1. Lige çıkarabilmiş ve aynı senede lig şampiyonu olarak Ankara Spor Kupayı göğüsleyen taraf olmuştur. İşin spor kanadı böyle iken, siyasal tarafında da oldukca ağır bedeller ödenmişdir. Bu bedellere yazımın alt bölümlerinde yer vereceğim.

Şimdi 12 Eylül Askeri Müdahelesinin yargılanma bölümüne biraz değineyim. İlk olarak bu karar, 2010 anayasa referandumunda, değişikliklerin kabul edilmesiyle 13 Eylül 2010 tarihinde İnsan Hakları Derneği (İHD), 78’liler Girişimi, İstanbul Tabip Odası'nın da dahil olduğu çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve derneklerden oluşan yaklaşık 40 kuruluş Sultanahmet Adliyesi’nde 12 Eylül darbesini yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla başladı. İlk duruşma ise 3 Nisan 2012 Çarşamba günü davanın müdahilik talepleriyle görüldü. Ankara 12. Ağır Caza Mahkemesinde görülen davada Ahmet Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya ; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Tamamını veya Bir Kısmını Değiştirmeye veya Ortadan Kaldırmaya ve Anayasa İle Teşekkül Etmiş Olan Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasına Engel Olmaya Cebren Teşebbüs Etmekden dolayı yargılanıyorlar.

Bakmayın yukarıda isnat edilen suçlarını yazıp yargılanıyorlar dediğime. Asıl orada bir "yargılama" yok aksine "yararlanma" var. Ki 6 Nisan Cuma günü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 12 davasının 3. duruşmasındaki karara bakarsak ne demek istediğimi az çok kestireceksiniz. Kararı size aynen aktarıyorum varın bundan sonra yorumunuzu siz yapın:
12 Eylül askeri darbesine ilişkin açılan davada MİT, Adalet Bakanlığı ve Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı’nda, işkencenin izine rastlanamadı. Kurumlardan mahkemeye gelen bilgilerde, “kurum arşivinde konuyla ilgili evrak bulunmamaktadır” denildi. (2)
Ben davaya ilişkin kendi fikirlerimi beyan edecek olursam şayet, gayet açık ve net şekilde şunu söyleyebilirim ki ben yargılamayı tıpkı Ergenekon Davası, Balyoz Davası ve Odatv Davalarında... da olduğu üzere adil bulmuyorum. Çünkü Mevcut muhafazakar-Liberal partinin iktidarında böylesi bir davanın sağlıklı tartışılıp tatmin edici bir karara bağlanacağı kanısında değilim. Kısaca Sağ görüşlü iktidarın döneminde yargılanmasını samimi bulmuyorum.

Neyse son olarak Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin geçtiğimiz cuma günkü duruşmada karar aldığı "12 Eylül davasında işkence izine rastlanmadı" tezine ispat olarak dönemin ağır bilançosunu yazarak yazıma nokta koyacağım. Yargılamanın adil ve hakedenlerin hak ettikleri bulması temenim ile...

12 EYLÜL BİLANÇOSU

650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde AĞIR İŞKENCE gördü,
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi,
* Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı,
* 7 bin kişi için idam cezası istendi, d
* 517 kişiye idam cezası verildi,
* 124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı,
* Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 ASALA militanı),
* İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi,
* 71.500 kişi Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,
* 98.404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
* 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,
* 18.525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
* 14 bin kişi “yurttaşlık”tan çıkarıldı,
* 30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,
* 366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,
* 644 cezaevindeki toplam hükümlü ve tutuklu sayısı 52 bin kişi,
* Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,
* 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,
* 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,
* 14 kişi açlık grevinde öldü,
* 16 kişi “kaçarken” vuruldu,
* 95 kişi “çatışmada” öldü,
* 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,
* 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,
* 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
* 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,
* Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
* 31 gazeteci cezaevine girdi,
* 300 gazeteci saldırıya uğradı,
* 3 gazeteci silahla öldürüldü,
* Gazeteler 300 gün yayın yapamadı,
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi,
* Bilim ve Sosyalizm yayınlarına bir yargı kararı olmadan sadece Sıkıyönetim Komutanının emri ile el konuldu ve 133.607 adet kitap imha edildi,
* Darbenin ilk altı ayında 123; dokuz ayında 175, 1981 yılının sonunda tam 268 yasa çıkarıldı.


1980-1985 yılları arasında...
* 22.912 kişiye 0-1 yıl arası ceza verildi,
* 10.784 kişiye 1-5 yıl arası ceza verildi,
* 6.186 kişiye 5-10 yıl arası ceza verildi,
* 2.396 kişiye 10-20 yıl arası ceza verildi,
* 939 kişiye 20 yıl üzeri ceza verildi,
* 630 kişiye müebbet cezası verildi,
* 420 kişiye idam cezası verildi.
                                                                        Gökhan ÇELİK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder