logo

7 Nisan 2012 Cumartesi

Din Devleti Sorguda -2-


                Arap yarımadasına inmiş, benim de mensubu olduğum bir din… Ahlaki öğütleri gerçekten nazarımda iyi ahlak, güzel ahlak… Ama bu güzel ahlak, devlet yönetim biçimlerine el atılmasaydı da uygulanamaz mıydı? Devlet yasa koymasa da sen iyi ahlaka sahip insan olamaz mıydın?
                Hem “Bir âdemi öldürmek, alemi öldürmektir.” mantığı gütmek hem de idam yanlısı bir devlet yönetim biçimi benimsemek sizce ne derece tutarlıdır? İdama karşı biri olarak bunu sormak isterim. Zira şerri hukukta idam, hatta bir insafsızlık örneği recm vardır. Kişi suçuna göre elbet müebbet hapis cezası alabilir, ancak canının alınması hükmü nü vermek bence kesinlikle insanın haddi değildir. Allah’ın verdiği canı yalnızca Allah almaz mıydı? Şerri hukukta recm dahi var?
                Şerri hukuku benimseyen insan, devlet yönetimin dinini karıştıran insan objektif olabilir mi dersiniz? Bence olamaz. Üç yıl önce bir grup öğrenci doğalgazdan zehirlendi bilmem hatırlar mısınız? Ankara’da 2009 yılbaşında 7 genç kardeşimiz hayatını kaybetmişti. Dönemin Ankara Doğalgaz Genel Müdürü Veysel Karani Demir’in cümlesini sizi aynen hatırlatıyorum: “O gençleri öyle görmemiş olmayı çok isterdim. Unutulacak ve anlatılacak bir sahne değildi. Hepsi yerde yatıyordu, bazılarının da üstleri çıplaktı…” Yorum sizin… İşte böyle olur. O gençlerin veya ailelerinin yerine kendinizi bir koyun… (Daha sonra paşa paşa özrünü de diledi, ama ne fayda…)
                Din ve devlet alakasında bir başka sıkıntı: İnanç özgürlüğü… Allah insana özgür irade vermiştir. Yani inanıp inanmamayı sana bırakmıştır. İnanmazsan taş olmazsın. Günlük yaşamına devam edebilirsin. Aynı şekilde inanırsan da uçmaya başlamazsın. Yani inanıp inanmamakta özgürsün. Ama nerede tam özgürsün? Devletinin dini olmayan topraklarda!
                Şerri hukukun uygulandığı bir ülkede ateist yahut deist vesaire olmak ne demektir bilir misiniz? Bilmeseniz bile tahmin edebilirsiniz. Düşüncenizden, sorgulamanızın ve özgür iradenizle verdiğiniz kararınızdan dolayı “gaflete düşmüş”, “şaşırmış”, “yanlış kişi”, “kafir” yaftaları yersiniz. Hakaret mi istersiniz, saygısızlık mı, umursamamazlık mı? Hepsi olur, seç-beğen al. Ne toplumun bir parçası olabilirsiniz ne de sosyal statü sahibi bir birey…
                Kimse bana Müslümanlar hoşgörülüdür, inanmayana da saygı duyar demesin lütfen. İslam hoşgörülü ol demiş olabilir ama her İslam’ı benimseyen hoşgörülü müdür? Cevap hayır… Hiçbir topluluk ve halk, iyi veya kötü diye yaftalanamaz. İnsan bile hem iyi hem kötü olabilirken çok sayıda insan toplulukları nasıl iyidir-kötüdür diye betimlenebilir ki? Oldukça saçma…
                -Nerelisin?
                -Memleketim A şehri.
                -Ooo, A’dan adam çıkmaz!
                Aynı bu mantık işte… Etiketlemek saçmalığın daniskasıdır. Konuyu dağıtmamak gerekirse dövmeli bir insan olarak bu konuda şunu söyleyebilirim, dövmeyle camiye gidildiğinde tip tip bakan çember sakallı amcalarla karşılaşılabiliniyorsa, hoşgörü sandığımız kadar da değil demektir. (Not: İslamiyet’te Kalıcı dövme abdeste de ibadete de engel değildir.)
                Devletin değil, olacaksa insanın dini olmalıdır. Devletin dini olursa, insan inanç konusunda özgür olamaz bu oldukça açık ve net! Sırf inanç da değil sosyal hayattaki birçok faaliyetinde de… Özgürlük kısıtlamaya kimin ne hakkı var? Nerede demokrasi, nerede özgür insan… Aksi taktirde din çeşitli demeçlerle siyasette de kullanılır, baskıda da ve ne yazık ki göz boyamada da…
                Devam edecek.

Uğur Mutlu

ugur-mutlu@msn.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder