Evet, kimsenin görmediği fakat her tarafımızı saran çok
kalın duvarlara sahibiz. Bu duvarlar şu an ki Dünya sistemini saran; bazılarına
göre küreselleşme, bazılarına göre vahşi kapitalizm. Fakat ben bu sistemin
sizlere siyasi ya da ekonomik yönlerini aktarmak istemiyorum. Çünkü bu sisteme
muhalif herkes bu yönleri ile ilgili görüşlerini aktarmaktadır.
Bu sistem; bize aslında sevgisizliği aşılıyor. Hepimizi
kalpleri taşlaşmış robotlara benzetmek istiyor. Öyle bir dünya da yaşıyoruz ki;
iletişim gün geçtikçe çığ gibi büyüyor, dünya’nın öbür ucundan haber almak,
bağlantı kurmak hatta alışveriş yapmak mümkün. Fakat geniş odalı evlerinin ayrı
köşelerinde konuşmayan, iletişim kuramayan aileleri bu büyük iletişim
dünyasının neresine koymalıyız sizce?
Bizleri küçük evlerimizden çıkaran ve yüksek katlı sitelere
taşıyan, bizi sadece çalışıp para kazanmaya odaklayan bir dünyadayız , artık.
Komşularımızla olan ilişkiler, komşumuzun dertleriyle ilgilenmek tarih
sahnelerine kavuşmak üzere. Her gün o kocaman evlerden çıkıyoruz, çalışıyoruz sonra evlerimize geri dönüyoruz. Peki
,bu kısır döngü içerisinde ben ya da biz ne kazanıyoruz. Evet , parayı; dünya
sisteminin vazgeçilmez metasını kazanıyoruz.
Peki , ne kaybediyoruz? Sizi bilmiyorum ama ben insanların
kalplerindeki sevginin gittiğine inanıyorum. Hatta sevginin nefrete dönüştüğüne
inanıyorum. Bu sisteme dair daha birçok misal verebiliriz; insanlar artık
konuşmaktan hatta selam vermekten acizler. Arkadaşlıklar çıkar ilişkilerine
dayanıyor. Dostluk, arkadaşlık o mühim muhabbetler yok. İnsanların
dertlerine ve acılarına ortak olmak ;
diğer insanlara saçma geliyor. Oysa bunlar; insanların yüreklerinde halen, sevgi
kırıntıları kaldığını simgeleyen küçük detaylardır.
Artık teknoloji çok ilerledi, sağlık imkanları her gün daha da
gelişmekte. Fakat artık sağlıksızız; çünkü vücudumuz ya da ruhumuz maddi
doygunluğa belki fazlasıyla ulaşıyor. Peki, manevi doygunluk o nerelerde ona
nedense ; kimse ulaşamıyor ya da biz ona ulaşmak istemiyoruz.
Belki katılaşmış kalplerimizi yumuşatmak için; bir bebeğin
ellerini tutmak, bir çocuğun gülen gözlerine doyasıya bakmak ya da her gün bak
yine bu gün de nefes alabiliyorum; diyebilmektir . Evet, duvarlar aslında,
onları yıkmak çok kolay; fakat yıkabilecek olanlar, bu duvarları görmediği
halde inananlardır . Bu duvarları gerçek sevgiyi bulmak isteyenler
yıkabilirler. Bu duvarları olumsuzlara rağmen ben varsam, bir sebebi var
diyenler yıkabilirler. Her şeye rağmen nefes almak isteyenler yıkabilirler.
Görünmeyen duvarlarımızı sevginin gücü ile yıkalım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder