logo

26 Kasım 2011 Cumartesi

Dersim Üzerinden Hakimiyet Rızası Yaratmak


Kapitalizmin tekelci aşamaya ulaştığı günümüzde siyaset yapmanın yolu siyasi tekel oluşturarak mevcut durumu tek çıkar yol olarak göstermektir. Siyasi tekel oluşturmanın yolu da siyaset yapılan toplumun rızasını kazanmaktır. Siyasi tekel oluşturmayı amaçlayan günümüz iktidarları, önce siyaset yaptıkları toplumun bilincini analiz eder, sonra bu bilinci istediği şekle sokar ve en sonunda da bu kendi şekillendirdikleri bilinci işleyerek kendi yapmak istediklerine toplumları ikna ederler.

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Dersim Katliamı’nın sorumlusu CHP’dir. Atatürk de olaylardan haberdardı” sözlerinin üzerine inşa edilen Dersim tartışması ile amaçlanan da tam bir toplumu ikna çabasıdır.

Bu tartışmaların amacı asla saf bir “geçmişle yüzleşmek” çabası değildir. Burda amaç, hükümetin hakimiyetinin karşısındaki en büyük güç odağı olan CHP’nin ve parti kişiliğinde ulusalcı yaklaşımın itibarsızlaştırılarak mevcut hükümeti tek çıkar yol olarak göstermektir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP’nin tarihinde bunlar var. Hamdolsun bizim tarihimizde böyle şeyler yok” minvalindeki son derece siyaset bilimi ve tarih bilimi bakış açısından yoksun sözleri bu durumun en açık ispatıdır.

CHP, silahlı bir kurtuluş mücadelesinin ardından milli burjuva demokratik devrimleri yapmış ve yeni bir rejim kurmuş, neredeyse 90 yıllık bir partidir.  Adalet ve Kalkınma Partisi ise bu burjuva demokrasisinin neredeyse 80 yıl sonrasında kurulan, 10 yıllık bir partidir. Bu iki geçmişin kıyaslanması hiçbir bilimsel ve akılcı düşünceye sığmaz.

Samimi bir biçimde geçmişle hesaplaşmak isteyen bir hükümet; 1 Mayıs 1977 ile, Kemal Türkler’in öldürülmesi ile, Maraş Katliamı ile, Sivas Katliamı ile; Uğur Mumcu, Hrant Dink gibi nice aydın ve gazetecinin öldürülmesi gibi olaylarla hesaplaşır.

Mevcut hükümet, üstlenmiş olduğu ileri demokratik yeni Türkiye modelinin önünde en büyük engel olarak ulusalcılığı görmektedir. Başbakan Erdoğan’ın hedeflediği 2. Cumhuriyet’i kurabilmesi için 1. Cumhuriyet’in kurucusu olan CHP’yi etkisiz hale getirmesi gerekmektedir. Yani bu tartışma 1. Cumhuriyetçiler ile 2. Cumhuriyetçilerin tartışmasıdır. Bu tartışmadan halk yararına, ülkenin demokratikleşmesine fayda sağlayacak, “geçmişle hesaplaşacak” bir sonuç çıkması mümkün değildir. Bu tartışmanın gerçekten geçmişle yüzleşen, demokratik bir sonuç verebilmesi için, ideolojik hesaplaşmadan uzak, yalnızca gerçekliği arayan bir toplum baskısı gerekmektedir.

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder