logo

5 Aralık 2013 Perşembe

Aydınlanmadan korkup yalana sarıldılar!

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aydınlanma mücadelesi veren kurumlar, sermaye kalemleri tarafından düşünsel saldırıya maruz bırakılıyor.Yalana ve çarpıtmaya dayalı bu saldırılara karşı aydınlanmacılara düşen görev de bu saldırılara hayatın gerçekliği üzerinden yanıt vermek oluyor.

Star Gazetesi, yeni tasarım ve konseptine kavuştuktan sonra kendisini “Yeni Türkiye’nin Gazetesi” olarak niteleyerek habercilik anlayışını ve siyasi konumlanışını ortaya koymuştu. Fakat 29 Kasım 2013 tarihli sayının manşet haberi(1) bu önkabullerime rağmen bile beni şaşırtmayı başarmıştı.

Haberde, “ODTÜ’de başörtülü öğrencileri taciz eden” ve “İşçi Partisi ve TKP’ye yakın sol gruplar”ın Galatasaray Üniversitesi(GSÜ)’nde mescit yapılmasını isteyen öğrencilerin okula alınmaması çağrısı yaptığı iddia ediliyor. Aslında bu öne sürülen söylem, iddia olma niteliğinden oldukça uzak olan bir uydurma!

Bu kadar geniş kapsamlı bir örgütler silsilesinden bahsedilmesine rağmen adı geçen tek örgütün Fikir Kulüpleri Federasyonu(FKF) olması son derece manidardır. İşçi Partisi(İP)’nin siyaset ilkeleri ile FKF’nin siyaset ilkeleri birbirine uymamaktadır. Bu yüzden İP ve FKF arasında bir yakınlık bulunmamaktadır.

Bunun yanı sıra FKF’nin içerisinde TKP’li öğrencilerin olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak; bir o kadar, başta CHP olmak üzere kendini aydınlanmacı, toplumcu, eşitlikçi ve özgürlükçü olarak niteleyen ve başka siyasi örgütlere mensup arkadaşlarımız da var. FKF konusunda unutulmaması gereken çok önemli bir nokta daha var. O da, mevcut siyasi duruma karşı olan fakat hiçbir siyasi grubun çatısı altına girmeye ikna olmamış üniversite gençliğini kapsaması ve bu gençliği siyasi karar alan bir özne haline getirmesidir.

Habercilik ve tetikçilik

Gazetecilik eğitimi alan ve 2 yıldır profesyonel olarak gazetecilik yapan birisiyim. Bana verilen eğitim ve yaptığım pratiğe göre haber, elde edilen somut delile dayalı verilerin olduğu şekliyle yazılarak aktarılmasıdır. Bunun dışında yapılan şey tetikçiliktir!

BOP Eş Başkanlığı, henüz emekleme aşamasında olan FKF’den korkmaktadır. Bu yüzden Eş Başkanlık’ın düşünsel bekçiliğini üstlenen ve Eş Başkanlık’ın Siyasi Danışmanı Yalçın Akdoğan’ın yazdığı Star Gazetesi de tetiğe basmıştır!

Üniversite eğitimim sırasında bana haberin “profesyonel ileti tasarısı”(2) olduğu öğretildi. Profesyonel tecrübelerim de bu öğretinin son derece haklı olduğunu gösterdi.

Star’ın “tasarladığı” iletide; GSÜ’de mescit isteyen öğrenciler mağdur ve mazlum şekilde tasarlanmış. Aynı “ileti tasarısı”nda GSÜ’deki FKF’li öğrenciler(FKF GSÜ) ise “Nazi Almanyası’nı hatırlatan bir saldırı kampanyası düzenleyen”, tehdit eden saldırganlar olarak tasarlanmıştır.

Bu tasarının ana dayanak noktasını FKF GSÜ’nün 26 Kasım 2013 tarihinde yayınlamış olduğu “GSÜ iktidara secde eder mi?” başlıklı açıklaması oluşturuyor .(3) Star, açıklama ile FKF GSÜ’nün ibadethane isteyen öğrencileri hem suçladığını hem de tehdit ettiğini tasarladı. FKF GSÜ’nün açıklamasında bu tasarıya dayanak yapılan ifadelerse şunlar: “Gençlik siyasal İslam’ın ağzındaki özgürlük demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın bu çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz.”

Bu konuda söyleyebileceğim tek şey FKF; kişileri değil sistemleri hedef alır!

Açıklamayı okumak için tıklayın
Star editörleri okuma-yazma biliyor mu?

Manşette yer alan “ ‘İbadet etmek insan hakkı değil’ kampanyası” şeklindeki ara başlıkta yer alan “ ‘GSÜ iktidara secde eder mi’ başlıklı bildiride, ibadetin insan hakkı olmadığı öne sürüldü” ifadesi, ya Star Gazetesi editörlerinin okuma-yazma bilmediğini ya da habercilik etiğinden nasibini almayan tetikçiler olduğunu gösteriyor! Açıklamamızın ilgili kısmında aynen şu ifadeler yer alıyor:

“Peki ya bu talebin hiç mi meşruluğu yok? İnanç özgürlüğü bir insan hakkı değil mi? Üniversitede dindar insanların hizmetine sunulmuş bir ibadethanenin nesi yanlış?

Yanlış olan şudur: Hükümet ve ele geçirdiği devlet aygıtı eliyle yürütülen kapsamlı dönüşüm projesini, son 10 yılda kamusal alanın dinselleştirilmesinde alınan yolu görmezden gelerek bu konuya eğilmek…

Üniversitelerde ibadethane (günümüzün mezhepçi AKP Türkiyesi koşullarında fiilen aynı anlama gelmek üzere mescit) açılmasını istemek hak talebi değil, haksız bir iktidarın meşruluk alanını, semboller ve kazanılmış mekânlar üzerinden üniversitelere doğru genişletmeye çalışmaktır.”

Okuma, yazması olan ve kasıt sahibi olmayan her insan bu ifadelerin herhangi bir dini ya da inanç ve ibadet özgürlüğünü hedef almadığını anlar. Okuma-yazması olduğuna şüphe ettiğim Star Gazetesi editörleri için tekrar anlatayım bu ifadeleri. Bizim söylediğimiz ibadetin insan hakları olmadığı değil, AKP’nin insan hakları olmadığıdır. Bizim anlatmak istediğimiz AKP’nin olduğu yerde insan hakkının olmayacağıdır!

Bilim ve sanat severler insan değil mi?

Mescit için 200 imza topladıklarını söyleyen GSÜ öğrencisi, “En yakın mescide gidip gelmek bile yarım saatimizi alıyor. Derslerimizi kaçırıyoruz. Bize sosyal medyada hakaretler yağdırıyorlar. İbadet etmeyen arkadaşlarımız da imza verdi. Hatta başka dinden bir arkadaşımız başka bir ibadet yeri istese imza veririz” buyurmuş.

Bu öğrenciye soruyorum: Peki sen, Üniversite’ne en yakın sanat merkezinin, kültür merkezinin ya da bilim merkezinin nerede olduğunu ve gidip gelmenin ne kadar zaman aldığını biliyor musun? Üniversite’nde yıllardır üniversitenin en temel görevi olan bu konularda seninkinden daha haklı talepleri olan öğrenciler için kaç kere imza verdin? Üniversitede bilim ve sanat isteyenler insan değil midir? Onların hakları yok mudur!

“Üfürme” haber

Habercilik dünyasında, özellikle son dönemde sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla daha sık kullanılmaya başlanan bir kavramdır “Üfürme haber.” Bu kavram; bir konu ya da durum hakkında etkin, yetkin ve bağlayıcı olmayan bir kaynağın, temelsiz bir biçimde ortaya attığı veriye dayanılarak yapılan ve geçerliliği olmayan haberdir.

Peki üfürme haber nasıl yapılır? Star, bu konuda çok güzel bir örnek vermiş. Aynı haberin Gazete’nin 19. sayfasındaki düzenlemesinde kısa özet(spot ya da flaş) kısmında “Fikir Kulüpleri Federasyonu öncülüğünde -mescit için- imza toplayanlara yönelik ‘Bunları gördüğünüz yerde küfrediniz, aşağılayınız, hatta suratlarına tükürünüz’ kampanyası başlattı” yazıyor.

Bu kısa özet ise şöyle açıklanıyor: “İbadethane isteyen öğrencilere bir diğer tehdit ve hakaret ise konunun tartışıldığı Facebook’taki sayfalarda geldi. Bir yorum bu kadar da olmaz dedirtirken, ibadethane isteyen öğrencilere yönelik şu sözlerle başlatılan saldırı kampanyası ise kan dondurdu: ‘Sınav zamanları ders çalışmak isteyen öğrenciler kütüphanede yer bulamazken, tiyatro topluluğunun g.t kadarcık atölye alanı da henüz sınıflaştırılmışken, öğretim görevlileri koğuş sisteminde akademi içinde var olmaya çabalarken GSÜ’de ibadethane talep etmek açıkça yüzsüzlüktür, art niyettir; bunların hiçbiri değilse beyin ve sağduyu yoksunluğudur. Bu insanları gördüğünüz yerde küfrediniz, aşağılayınız, rencide ediniz, hatta suratlarına tükürünüz; zira Rasim Ozan-Can Ataklı düzeyinde bir tartışmayı bile haketmiyor bu talep.’ ”

FKF, Facebook örgütü değildir!

FKF, çağdaş ve teknolojiye önem veren bir kurumdur. Bu doğrultuda Facebook ve Twitter gibi sosyal ağları etkin bir biçimde kullanır. Fakat, FKF asla bir Facebook örgütü değildir! FKF, öncülüğünü yaptığı ya da bileşeni olduğu bir kampanyaya ilişkin kurumsal sözünü asla Facebook duvarlarındaki yorumlarla söylemez! FKF, Facebook’u tartışma ve ortak irade ve tavır belirlemek amacıyla bir araç olarak kullanır. Fakat, FKF’nin kendi kurumsal sözünü söylediği resmi bir internet sitesi vardır. FKF, internet alanında kurumsal sözünü bu resmi site aracılığıyla sözler. Bunun dışında herhangi bir internet mecrasında yer alan ifadelerin FKF’nin kurumsal kimliği açısından bir bağlayıcılığı yoktur. Ayrıca bahsi geçen ifade FKF üyelerine ait değildir.   

Gençlik gelecek, AKP gidecek!

Star, bu haberiyle hem de manşetten üfürmüştür. Bu üfürme, mezarlıktan geçen BOP Eş Başkanlığı’nın korkusu yüzünden ıslık çalmaya çalışmasıdır. BOP Eş Başkanlığı bilmelidir ki, korkunun ecele faydası yoktur. GSÜ’deki arkadaşlarımızın da söylediği gibi gençlik siyasal İslam’ın ağzındaki özgürlük demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın bu çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz.

Bu bir tehdit mi? FKF kimseyi tehdit etmez! Fakat FKF, küresel sermaye güçleri ve yerli sözleşmeleri memurları için çok büyük tehlike arz eder  ve tehdit oluşturur. Bu durumun son derece farkındayız ve belirtmek isteriz ki korkunun ecele faydası yoktur!

Gençlik gelecek, AKP gidecek!

(2) Prof. Dr. Nurdoğan Rigel

SONER BAHADIR
Fikir Kulüpleri Federasyonnu
İstanbul Üniversitesi
İletişim Fakültesi Meclisi Üyesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder