Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aydınlanma
mücadelesi veren kurumlar, sermaye kalemleri tarafından düşünsel saldırıya
maruz bırakılıyor.Yalana ve çarpıtmaya dayalı bu saldırılara karşı
aydınlanmacılara düşen görev de bu saldırılara hayatın gerçekliği üzerinden
yanıt vermek oluyor.
Star Gazetesi, yeni tasarım ve konseptine kavuştuktan
sonra kendisini “Yeni Türkiye’nin Gazetesi” olarak niteleyerek habercilik
anlayışını ve siyasi konumlanışını ortaya koymuştu. Fakat 29 Kasım 2013 tarihli
sayının manşet haberi(1) bu önkabullerime rağmen bile beni şaşırtmayı başarmıştı.
Haberde, “ODTÜ’de başörtülü öğrencileri taciz eden” ve
“İşçi Partisi ve TKP’ye yakın sol gruplar”ın Galatasaray Üniversitesi(GSÜ)’nde
mescit yapılmasını isteyen öğrencilerin okula alınmaması çağrısı yaptığı iddia
ediliyor. Aslında bu öne sürülen söylem, iddia olma niteliğinden oldukça uzak
olan bir uydurma!
Bu kadar geniş kapsamlı bir örgütler silsilesinden
bahsedilmesine rağmen adı geçen tek örgütün Fikir Kulüpleri Federasyonu(FKF)
olması son derece manidardır. İşçi Partisi(İP)’nin siyaset ilkeleri ile FKF’nin
siyaset ilkeleri birbirine uymamaktadır. Bu yüzden İP ve FKF arasında bir
yakınlık bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra FKF’nin içerisinde TKP’li öğrencilerin
olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak; bir o kadar, başta CHP olmak üzere
kendini aydınlanmacı, toplumcu, eşitlikçi ve özgürlükçü olarak niteleyen ve
başka siyasi örgütlere mensup arkadaşlarımız da var. FKF konusunda unutulmaması
gereken çok önemli bir nokta daha var. O da, mevcut siyasi duruma karşı olan
fakat hiçbir siyasi grubun çatısı altına girmeye ikna olmamış üniversite
gençliğini kapsaması ve bu gençliği siyasi karar alan bir özne haline
getirmesidir.
Habercilik ve
tetikçilik
Gazetecilik eğitimi alan ve 2 yıldır profesyonel olarak
gazetecilik yapan birisiyim. Bana verilen eğitim ve yaptığım pratiğe göre
haber, elde edilen somut delile dayalı verilerin olduğu şekliyle yazılarak
aktarılmasıdır. Bunun dışında yapılan şey tetikçiliktir!
BOP Eş Başkanlığı, henüz emekleme aşamasında olan FKF’den korkmaktadır. Bu yüzden Eş Başkanlık’ın
düşünsel bekçiliğini üstlenen ve Eş Başkanlık’ın Siyasi Danışmanı Yalçın
Akdoğan’ın yazdığı Star Gazetesi de tetiğe basmıştır!
Üniversite eğitimim sırasında bana haberin “profesyonel
ileti tasarısı”(2) olduğu öğretildi. Profesyonel tecrübelerim de bu öğretinin
son derece haklı olduğunu gösterdi.
Star’ın “tasarladığı” iletide; GSÜ’de mescit isteyen
öğrenciler mağdur ve mazlum şekilde tasarlanmış. Aynı “ileti tasarısı”nda GSÜ’deki
FKF’li öğrenciler(FKF GSÜ) ise “Nazi Almanyası’nı hatırlatan bir saldırı
kampanyası düzenleyen”, tehdit eden saldırganlar olarak tasarlanmıştır.
Bu tasarının ana dayanak noktasını FKF GSÜ’nün 26 Kasım 2013
tarihinde yayınlamış olduğu “GSÜ iktidara secde eder mi?” başlıklı açıklaması
oluşturuyor .(3) Star, açıklama ile FKF GSÜ’nün ibadethane isteyen öğrencileri
hem suçladığını hem de tehdit ettiğini tasarladı. FKF GSÜ’nün açıklamasında bu tasarıya
dayanak yapılan ifadelerse şunlar: “Gençlik siyasal İslam’ın ağzındaki özgürlük
demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın bu
çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz.”
Bu konuda söyleyebileceğim tek şey FKF; kişileri değil
sistemleri hedef alır!
![]() |
Açıklamayı okumak için tıklayın |
Star editörleri
okuma-yazma biliyor mu?
Manşette yer alan “ ‘İbadet etmek insan hakkı değil’
kampanyası” şeklindeki ara başlıkta yer alan “ ‘GSÜ iktidara secde eder mi’
başlıklı bildiride, ibadetin insan hakkı olmadığı öne sürüldü” ifadesi, ya Star
Gazetesi editörlerinin okuma-yazma bilmediğini ya da habercilik etiğinden
nasibini almayan tetikçiler olduğunu gösteriyor! Açıklamamızın ilgili kısmında
aynen şu ifadeler yer alıyor:
Yanlış olan şudur: Hükümet ve ele geçirdiği devlet aygıtı eliyle yürütülen kapsamlı dönüşüm projesini, son 10 yılda kamusal alanın dinselleştirilmesinde alınan yolu görmezden gelerek bu konuya eğilmek…
Üniversitelerde ibadethane (günümüzün mezhepçi AKP Türkiyesi koşullarında fiilen aynı anlama gelmek üzere mescit) açılmasını istemek hak talebi değil, haksız bir iktidarın meşruluk alanını, semboller ve kazanılmış mekânlar üzerinden üniversitelere doğru genişletmeye çalışmaktır.”
Okuma, yazması olan ve kasıt sahibi olmayan her insan bu ifadelerin herhangi bir dini ya da inanç ve ibadet özgürlüğünü hedef almadığını anlar. Okuma-yazması olduğuna şüphe ettiğim Star Gazetesi editörleri için tekrar anlatayım bu ifadeleri. Bizim söylediğimiz ibadetin insan hakları olmadığı değil, AKP’nin insan hakları olmadığıdır. Bizim anlatmak istediğimiz AKP’nin olduğu yerde insan hakkının olmayacağıdır!
Bilim ve sanat severler insan değil mi?
Mescit için 200 imza topladıklarını söyleyen GSÜ öğrencisi, “En yakın mescide gidip gelmek bile yarım saatimizi alıyor. Derslerimizi kaçırıyoruz. Bize sosyal medyada hakaretler yağdırıyorlar. İbadet etmeyen arkadaşlarımız da imza verdi. Hatta başka dinden bir arkadaşımız başka bir ibadet yeri istese imza veririz” buyurmuş.
Bu öğrenciye soruyorum: Peki sen, Üniversite’ne en yakın
sanat merkezinin, kültür merkezinin ya da bilim merkezinin nerede olduğunu ve
gidip gelmenin ne kadar zaman aldığını biliyor musun? Üniversite’nde yıllardır
üniversitenin en temel görevi olan bu konularda seninkinden daha haklı
talepleri olan öğrenciler için kaç kere imza verdin? Üniversitede bilim ve
sanat isteyenler insan değil midir? Onların hakları yok mudur!
“Üfürme” haber
Habercilik dünyasında, özellikle son dönemde sosyal
medyanın yaygınlaşmasıyla daha sık kullanılmaya başlanan bir kavramdır “Üfürme
haber.” Bu kavram; bir konu ya da durum hakkında etkin, yetkin ve bağlayıcı
olmayan bir kaynağın, temelsiz bir biçimde ortaya attığı veriye dayanılarak
yapılan ve geçerliliği olmayan haberdir.
Peki üfürme haber nasıl yapılır? Star, bu konuda çok
güzel bir örnek vermiş. Aynı haberin Gazete’nin 19. sayfasındaki düzenlemesinde
kısa özet(spot ya da flaş) kısmında “Fikir Kulüpleri Federasyonu öncülüğünde
-mescit için- imza toplayanlara yönelik ‘Bunları gördüğünüz yerde küfrediniz,
aşağılayınız, hatta suratlarına tükürünüz’ kampanyası başlattı” yazıyor.
Bu kısa özet ise şöyle açıklanıyor: “İbadethane isteyen öğrencilere bir diğer tehdit
ve hakaret ise konunun tartışıldığı Facebook’taki sayfalarda geldi. Bir yorum
bu kadar da olmaz dedirtirken, ibadethane isteyen öğrencilere yönelik şu
sözlerle başlatılan saldırı kampanyası ise kan dondurdu: ‘Sınav zamanları ders
çalışmak isteyen öğrenciler kütüphanede yer bulamazken, tiyatro topluluğunun
g.t kadarcık atölye alanı da henüz sınıflaştırılmışken, öğretim görevlileri
koğuş sisteminde akademi içinde var olmaya çabalarken GSÜ’de ibadethane talep
etmek açıkça yüzsüzlüktür, art niyettir; bunların hiçbiri değilse beyin ve
sağduyu yoksunluğudur. Bu insanları gördüğünüz yerde küfrediniz, aşağılayınız,
rencide ediniz, hatta suratlarına tükürünüz; zira Rasim Ozan-Can Ataklı
düzeyinde bir tartışmayı bile haketmiyor bu talep.’ ”
FKF, Facebook örgütü değildir!
FKF, çağdaş ve
teknolojiye önem veren bir kurumdur. Bu doğrultuda Facebook ve Twitter gibi
sosyal ağları etkin bir biçimde kullanır. Fakat, FKF asla bir Facebook örgütü
değildir! FKF, öncülüğünü yaptığı ya da bileşeni olduğu bir kampanyaya ilişkin
kurumsal sözünü asla Facebook duvarlarındaki yorumlarla söylemez! FKF,
Facebook’u tartışma ve ortak irade ve tavır belirlemek amacıyla bir araç olarak
kullanır. Fakat, FKF’nin kendi kurumsal sözünü söylediği resmi bir internet
sitesi vardır. FKF, internet alanında kurumsal sözünü bu resmi site
aracılığıyla sözler. Bunun dışında herhangi bir internet mecrasında yer alan
ifadelerin FKF’nin kurumsal kimliği açısından bir bağlayıcılığı yoktur. Ayrıca bahsi geçen ifade FKF üyelerine ait değildir.
Gençlik
gelecek, AKP gidecek!
Star, bu haberiyle hem de manşetten üfürmüştür. Bu
üfürme, mezarlıktan geçen BOP Eş Başkanlığı’nın korkusu yüzünden ıslık çalmaya
çalışmasıdır. BOP Eş Başkanlığı bilmelidir ki, korkunun ecele faydası yoktur.
GSÜ’deki arkadaşlarımızın da söylediği gibi gençlik siyasal İslam’ın ağzındaki
özgürlük demagojisine aldanmayacak, Aydınlanma değerlerini savunacak, iktidarın
bu çılgın projesini de engelleyecektir. İlan ediyoruz.
Bu bir tehdit mi? FKF kimseyi tehdit etmez! Fakat FKF,
küresel sermaye güçleri ve yerli sözleşmeleri memurları için çok büyük tehlike
arz eder ve tehdit oluşturur. Bu durumun
son derece farkındayız ve belirtmek isteriz ki korkunun ecele faydası yoktur!
Gençlik gelecek, AKP gidecek!
(2) Prof. Dr. Nurdoğan Rigel
SONER BAHADIR
Fikir Kulüpleri
Federasyonnu
İstanbul
Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Meclisi Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder