Değerli gazeteci arkadaşlar...
Şu Suriye gündemi, "sansür" dediğimiz şeyin ne olduğunu anlamamız için sanırım yakın tarihteki en elverişli ve öğretici ortamı sunuyor bize.
Hani medya için yapılan şu kağıt üzerinde "dördüncü güç" tanımlamasının,bu dönemde aslında iktidarın politikalarına meşrutiyet kazandırıcı bir "tamamlayıcı güç" olmaktan başka birşey olmadığını en iyi anlayabileceğimiz bir dönem bu.
Suriye yalanlarıyla baş etmek zorundayız. Suriye'yi emperyalist emeller uğruna ikinci bir Libya, ikinci bir Afganistan yapmak için, adına "Özgür" dedikleri ama bütünüyle Batı emperyalizminin emrinde, üstelik Suriye'yi bugünkü siyasi yapısından çok daha gerilere götürecek Batıcı şeriatçı çeteler aracılığıyla ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu haksız, hukuksuz ve yayıldığında Ortadoğu'ya kandan başka birşey getirmeyecek kirli savaşa destek olarak, kamuoyunu ikna etmek amacıyla medya eliyle yoğun bir psikolojik savaş da yürütülüyor. İletişim öğrencileri olarak bu sürece seyirci kalmamalıyız. İktidar güdümlü ana akım medyanın dezenformasyon bombardımanına karşı, Suriye'ye müdahalenin karşısında olduğunu ve Suriye halkının kaderini kendisinin belirlemesi gerektiğini habercilikleriyle, yayın çizgileriyle net bir biçimde savunan ilerici haber kaynaklarının kamuoyu üzerindeki etkisinin artması için aktif görev üstlenmeliyiz. Kullandığımız sosyal ağlar aracılığıyla, bu haber kaynaklarının Suriye'de yaşanan gelişmeler ve gerçeklerle ilgili olarak sunduğu bilgi ve belgelerin kamuoyuna daha çok ulaştırılabilmesine, yoğun dezenformasyonun zayıflatılmasına çalışmalıyız.
İktidar güdümlü, savaş kışkırtıcısı medyanın Suriye yalanlarına boyun eğmeyelim!
Hepimize kolay gelsin...
genç gazeteciler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder