Hemen hemen her sınavda ayrı bir skandala imza atan ÖSYM, özelikle memur atamalarının olduğu sınav sorularının servis edilmesi ve belli çevrelere sonulması geleneğini 2012 KPSS'de de devam ettirdi...
Özelikle son 3 senedir, devletin çeşitli kademlerinde görev alabilmek için yapılan sınavların birçoğunda bir usülsüzlük, bir hırsızlık süregidiyor. Daha iki yıl öncee polislik sınavından soruların çalınması ve bazı evlerde soruların ele geçirilmesi, ardından 2010 KPSS sorularının servis edilmesi, daha sonra TUS'ta yaşanan şaibeler, YGS de ortaya çıkan şifreler, hakimlik savcılık sınavlarında dereceye giren ve milletvekili yakını olan hukulçular, vaizlik sınavındaki yolsuzluk iddiaları, kazananlar listesinde yapılan değişiklikler ama hiç kimsenin bir şey iddia edemediği bir çok kamu görevlisi alımı... Hepsi farklı sınavlar fakat ortak noktaları aynı: Şaibe, Servis, Cemaat...
Bilindiği gibi 2010 KPSS ortaya çıkan skandalın sorumluları belli olmasına rağmen bir türlü her ne hikmetse sorumlulara dokunulmamıştır. Soruları gönderen mail adresleri belli, gönderen ve alan kişilerin ismi saptanmışken, çok ayıda bariz kanıt varken iki yıldır soruşturma aşamasından, dava aşamasına geçilmemiş, göstermelik olarak sınavın sadece ikinci oturumu iptal edilmiştir. Sınavı şaibeli olduğu bariz olan kişilerin ataması yapılmış, hatta ne tessadüftür ki bazı kimseler eşleri ile birlikte aynı okula atanmış ve halen "öğretmen" sıfatıyla çalıştırılmaktadır.
2012 KPSS'de de benzer durum, aynı senaryo. Ancak ufak tefek farklar var. 2012 KPSS öncesi uygulama anı ve sonrasını değerlendirdiğimizde; Genel Yetenek-Genel Kültür sınavı saat 9.30 da başlamış 11.30'da sona ermiştir. Eğitim Bilimleri sınavı ise, 14.30'da başlayıp, 17.00'de sona ermiştir. Sınav henüz bitmemişken 15.45 sıralarında Beyaz Kalem yayınlarına ait sitede sınav soruları açıklanmaya başlanmış ve kısa süre içinde 60 soruluk sınavın 57 si açıklanmıştır. Ayrıca Google arama moturunun verilerine göre sınav sorularının cevaplarıyla ilgili sorgulamalarda sınavdan birgün önce geçmişe göre ani ve hızlı bir artış olmuştur. ÖSYM Başkanı Ali DEMİR iddialar üzerine şunları söyledi : "İnternet sitelerindeki yayınlanan sorular ile KPSS'deki sorular birbirleriyle bire bir aynı değil. Kelime farklılıkları var, değişiklikler çok açık. İmla hataları var. Bizim tespitimiz şu: adaylar kafalarında kalan soruları, çıkar çıkmaz bir kağıda yazdılar ve bunnu dersaneye ilettiler. Yanı zihinlerinde ne kaldıysa, bunu kağıda döktüler. Dersaneler böyle organizasyonlar yapıyor, adaylardan 1-2 soru ezberlemelerini istiyorlar. Zaten çarşamba günü sorular yayımlanınca göreceksinizi birebir aynı olmadığını. İçim rahat, sızma söz konusu değil, temiz bir sınav"
Bu açıklama sonraında 11 Temmuz Çarşamba günü ÖSYM sınav sorularını yayımlamış ve yapılan karşılaştırmalarda internette yayımlnan sorularla aynı oldukları görülmüştür. Hatta yazım yalnışarı dahi aynıdır.
Tüm bu çerçevede, birilerinin elinin, geleceğimiz üzerinde olduğu açıkca ortadadır. Bütün oklar hep aynı yönü işaret ediyor. Birileri bu ülkenin devlet kurumlarına kendi istediği kişileri yerleştirme konusunda çok ısrarcı. Kendilerinden olmayanlara hiç bir şans tanımayan amaca ulaşmak için her yolu mubah sayan, Machiavellist politikalara seyirici kalmamalıyız. Bu durumu kanıksamayacağız, görmezden gelmeyeceğiz, emek hırsızlığına ve kul hakkı yiyenlere çanak tutmayacağız. Bu son yaşananlardan sonra tüm topluma sesleniyorum:
GENÇLERE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSınav itirafları hakkında: Geç kalmış bir hasbihal 3 Yazar Ahmet Dönmez ahmetdonmez.net ...nice insanlar haksız yere ‘soru çalma’ iddiası ile gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.Neden?Eski Genelkurmay İstihbarat başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin,Youtube’daki Neyin Nesi TV’de yaptığı açıklamada:“Bu çocuklar tam da komuta kademesinin istediği çocuklar.Yani zeki,‘emredersiniz’diyor,çok fazla eleştirmiyor,her türlü görevi yapıyor.Bunların hepsi çok çalışkan insanlar olmuşlar, yani bana da deseler şimdi‘Kimleri seçeceksin?diye, onlardan seçerim.“Soru verme de orada sistematik olarak yapılan bir uygulamaydı.Kesin konuşuyorum,evet.Çünkü ‘soru çalma’ iddiaları gerçek, biliyorum.Hem “Soruları aldım” diyen hem de “Soruları verdim” diyen onlarca isimle konuştum.Dinlediklerimin doğruluğunu farklı kaynaklardan teyid ettim.Müstear adıKerem’in kastettiği vicdan azabı veren bu işler arasında soru verme de vardı.“Mesela bir arkadaş GATA’ya girecekti.Sorular verildi” diyor.Peki sorular nasıl veriliyordu?Müstear adı Polat… Bu kısmını da ondan dinleyelim: Bu soru çalma meselesiYüzde yüz canım!Ben kendim kaç tane öğrenciye verdim.İçinde olmasam ben de komplo teorisi derim.İsmi bile var bu işin: ‘Fetih okuma’. Sınav sorularını vermenin şifreli adı ‘Fetih okuma’dır.”Polat,işleyen sistemle ilgili şu tür detaylar veriyor:“Ben kendi baktığım birim için söyleyeyim. Mesela kurum içi sınavlar oluyor. Terfi sınavları. Arkadaşlardan uygun gördüğümüze diyoruzki,‘Bu sınava başvur.Şu şu kitapları al, şu testleri al, çalış’.Bunu söylerken işyerinde çalışması özellikle vurgulanır.Böylece herkes onu çalışırken görür.O sınava gireceğini herkes bilir.Hiç bir zaman kişiye,‘Sana soru vereceğiz, rahat ol, sıkıntı yok’demeyiz.Arkadaş zaten sınava hazırlanır.Sınava bir veya iki gün kala Fetih okuma olayı gerçekleşir.Sorular bize yukarıdan dijital ortamda gelir.Diyelim ki 100 soruluk sınav; A paketinde 70 tane soru, B paketinde 70 soru, C paketinde 70 soru var ama bunlar aynı 70 soru değil. Birbirinden farklı 70 soru, ki aynı şıkları işaretlemeleri tedbirsizlik olur. Sonra dijital ortamda sorular verilir.Kağıt kalem kullanmak yasaktır.Arkadaş iki-üç saat bilgisayar ortamında sorulara ve cevaplarına bakar.Yüz sorudan yetmiş tanesi moda-mod sorudur.10 tane,15 tane de kendisi yapsa başarılı bir şekilde sınavı kazanır. 100 sorunun hepsi verilmez.Çünkü hepsini doğru yapar, bu da tedbir açısından sıkıntı doğurur.Zaten baraj70’tir.Belki sorular verilmese de arkadaş kazanacak ama riske edilmiyordu. Diyelim ki oraya 30 kişi alınacaksa 30’unun da bizden olması isteniyordu.17Aralık sürecinden sonra sorular dijital gelmemeye başladı.Peki bu sorular nereden geliyordu?Polat“Başımızdaki kişiden geliyordu.Ancak sadece askeri okul sınavları değil.KPSS,TUS,YDS(Yabancı Dil Sınavı) da geliyordu.ALES de geliyordu.Hepsi geliyordu.ÖSYM’nin yaptığı sınavların soruları da geliyordu.Ben konumum itibariyle bunların hepsini bilgi ile söylüyorum size.”cevabını veriyor.Müstear adı Halil“Ben bu göreve gelince hep merak ettiğim, ‘soru çalma’ şayialarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını öğrenmek istedim.Eskiden beri bu hizmetlerde bulunan bir arkadaşla yürürken,‘Sınav soruları meselesinin de amma suyu çıktı ha!’ dedim.Arkadaş beni o birimde eski zannetti ve dedi ki, ‘Hocam eskiden biz sinevizyondan yansıtır yemin ettirirdik, şimdi ise sorular elden ele dolaşmaya başladı’Ben meseleyi biraz daha kurcalayınca arkadaş dedi ki, ’17-25’ten sonraki yıl bile falanca sınavda bu iş devam etti. Bazı branşlarda 12-13 yıldır, bazılarında 7-8 yıldır soruları veriyoruz.’ diye anlattı.Meğer yıllardır bu iş yapılıyormuş.Başımızdaki arkadaş bana dedi ki,‘Abi bunlar konjoktürel şeyler.Türkiye’nin gerçekleri bunlar.Abiler mutlaka Hocaefendi’nin onayını almışlardır.’Bu son 4 yılda soru aldığını ve verdiğini bizzat söyleyen onlarca kişi ile konuştum.Tanıdığım bir aile, bu soru çalma mevzuundan dolayı travma yaşıyor.Başından beri iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunan bu aile, geçtiğimiz günlerde kendi oğullarının,“Biliyor musunuz, polis akademisi sınavlarının soruları bana verilmişti” itirafı ile sarsıldı.
YanıtlaSil