logo

22 Haziran 2012 Cuma

NEDİM ŞENER : YARGIYA GÜVEN AZALMIŞ...

Tutuklu gazeteciler için düzenlenen "Tutuklu Gazetecilere Tanıklık Günleri" nin sekizinci gününde dünya basın özgürlüğü kahramanlarından Nedim Şener'in yaptığı konuşma. Tam metin olarak sadece biz Serbest Atış ailesi olarak yayımlıyoruz. Saygılarımızla, özgür ve barış dolu günlere...
                                     Gökhan ÇELİK

Duyduk duymadık demeyin yargıya güven azalmış.

Şaka olmalı.

Peki, ne zamandan beri yargıya güven azalmış? MİT Müsteşarını ifadeye çağırdıktan beri..

Taksit taksit gazetecileri yalnızca mesleklerini yaptığı için özel yetkili mahkemeler eliyle zindanlara gönderirken yargıya güven azalmıştı.

Ama şimdi azalmış.

Bir zamanlar, "Türkiye'de hapishanede gazeteci yok, terör örgütü üyeliği ile suçlananlar var." diyenler biraz da mahcup, sayıyı önce 6 sonra 8 şimdi ise 33'e çıkardı.

Ve biz tanıklık ediyoruz ki bugün cezaevlerinde 95 gazeteci tutukludur.

Ve biz tanıklık ediyoruz ki, Ferhat Çiftci, Çağdaş Ulus, Bayram Namaz, Mazlum Özdemir, ve Müyyeser Yıldız gazeteci olarak yaptıkları için hapishanedeler.

Türkiye bugün dünyada en fazla tutuklu gazetecinin bulunduğu ülkedir. Bu utançtan bir an önce kurtulması için de bir an önce 3. ve 4. yargı paketlerini çıkarmalıdır.

Üçüncü yargı paketindeki düzenlemelerin, cezaevindeki gazeteciler sorunun çözemeyeceğini (çünkü cezaevideki gazetecilerin büyük çoğunluığu terör örgütü üyeliği ile suçlanıyor), basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması bakımından da son derece  yetersiz olduğunu savunuyoruz.

Tasarı, sorun yaratan suç tanımları ve suçun unsurlarını değiştirmiyor; tam tersine mevcut yasakları aynen koruyarak, kanuna eklenen geçici maddeyle "şartlı af" getiriyor. Bu gazetecinin basın ve ifade özgürlüğünü  kullanabilmesi için önündeki engelleri kaldırmıyor. Bu düzenleme ile ifade özgürlüğü genişletmiyor, ifade özgürlüğü  üzerindeki engeller aynen sürdürülüyor. Biz, gazetecilerin, AİHM kararları çevcevesinde en aykırı görüşleri bile yayımlayabilmesini savunuyoruz. Yasakları aynen koruyup, mevcut dava soruşturma ve infazları 3 yıl süreyle ertelemek gazeteciyi tamamen susturmak demektir.

O nedenle Terörle Mücadele Kanununu ve Türk Ceza Kanunu'nda basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan tüm hükümler değiştirilmeden, Türkiye'nin cezaevindeki gazeteciler utancından kurtulabilmesi mümkün değil.

Bunun için dördüncü yargı paketini beklememiz söyleniyor. Bu yargı paketi de hızlı biçimde Meclis'ten geçirilmelidir. Geçmelidir ki bizler artık bu soruların muhatapları olmaktan kurtulalım. Bu yasalar çıksın ki, birbirimizin yüzüne bakabilmek için bir gün önce tahliye olabilecek birisinin özgürlüğünü bir gün sonraya bırakmayalım.

Türkiye'de mesleğini yaptığı için tutuklu gazetecinin olmadığı bir Türkiye özlemiyle herkesi selamlıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder