logo

21 Mart 2012 Çarşamba

SOSYAL AĞLARDA DOKUNAN YANIYOR MU?

Malumunuz toplum olarak ayrışmanın ve ötekileştirmelerin yaşandığı şu zamanda zor günler geçiriyoruz. Mevcut muhafazakar-liberal iktidar her fırsatda kendilerine ve yandaşlarına  mualafet yapanları, farklı yöntemlerle sindirmeye, püskürtmeye devam ediyor. Bu  yolda da önüne çıkan gazetecileri,öğrencileri, memurları, bilim insanlarını, iş adamlarını, yargı çalışanlarını, yazarları, askerleri... camii'yi çalan kılıfını uydurur misali bertaraf ediyor.( Bkz : İçerideki 600 civarındaki üniversite öğrencileri, Ergenekon, Balyoz ve Odatv davaları ve süreçleri...) Artık bu dejenerasayondaki son moda sosyal ağ üzerinden olanı. Gayrı insanlar farklı internet mecralarında yayımladıkları haberler, karikatürler ve yorumlardan dolayı suçlanıp (fişlenip) teker teker bertaraf edilir hale geldi. İşde bu yazımda sosyal ağlarda yazdıkları yorumlardan ve paylaşımlarından ötürü tabiri caizse "yanan" kişilerin traji-komik olaylarına yer vermeye çalışacağım...

Gizem GÖRNAZ, ismini medyayı yakından takip eden arkadaşlarımız iyi bilirler. Kendisi Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin  (KTÜ) kayıtları  sırasında sözüm ona bağış diye  100 TL ve her dönem yenileyince de 25 TL' yi  alan  ve üniversitenin vakfına aktarıp oradan da güya akademinin giderlerini karşılamak maksadıyla kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılayan yandaş KTÜ Rektörü İbrahim Özen işgüzarlığını Evrensel Genç Hayat Gazetesine ve internet sitesine yazdığı haberden ötürü hakkında soruşturma açıldı. Gürnaz, rektörü sözde " hırsızlıkla itam etmek" den dolayı 1 yıl 2 ay hapis cezasına çaptırıldı. Ancak öğrencinin amacı bu değil, asıl gayesi parasız, bilimsel  ve demokratik bir üniversite idi. Olaydan sonra müfettişlerin yaptığı araştırmada Özer'in bu paraları kendi harcamaları için kullanıldığı tespit edilmişse de cezası iptal olmaksızın, 11 ay 20 güne düşürüldü ve ertelendi. ( NOT : hukuki süreçten 3 ay sonra Rektör İbrahim Özer, öğrencilere dilekçe yazmaları halinde paralarını tekrar iade edeceğini açıkladı.)

İbrahim Damatoğlu, namı diğer "facebook mağduru". Damatoğlu kendi facebook duvarında hükumet alehine haber ve karikatür paylaştığı için büyüklerince önce çalıştığı Zonguldak PTT müdürlüğünde soruşturma açıldı, ardından kademe ilerlememe ve maaş kesintisi yaptırımı uygulandı. Daha sonra Ordu İline sürgüne gönderildi.

Elbette yukarıda anlattığım İbrahim Damatoğlu olayı, AKP'nin sosyal medya üzerinden yürüttüğü baskı politikasını ne ilki nede sonu idi. Benzer bir olayda Çorum'da MEB' e bağlı bir okulda sözleşmeli öğretmen statüsünde çalışan Eğitim-sen üyesi bir öğretmenin başına geldi. Bilenler hatırlayacaktır, 2010 yılı referandum zamanında yine kendi facebook sayfasında "HAYIR" oyu kullanacağım yazdığı için Çorum Valiliğince görevine son verildi.

Bitmedi. İşde size bir sosyal ağ  hezeyanı daha... İstanbul Üniversitesi (İÜ) Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Şevket Dönmez hakkında bir internet sitesinde yorum yaptığı gerekcesiyle İÜ Disiplin Kurulunca öğrenci hakkında soruşturma açıldı.

Son olarak Samsun İli Yakakent İlçesinde meydana gelen traji-komik örnek ile yazımı sonlandıracağım. Bu sefer Mağdurumuz Erol CEYLAN. Üst satırda bahsettiğim ilçedeki sağlık ocağında memur iken Facebook hesabındaki profilinde "Eledim Eledim" türküsünü paylaşıp altına hükumet alehine yorum yazdığı için bertaraf edildi. Gerekcesi, "devlet malını kullanarak bir siyasi parti hakkında hakaret ve küfür içerikli yazılar yazma" Bu olayın hemen akabininde sosyal ağ mağduru Ceylan önce Artvin İline sürgüne gönderildi, sonrasında bir ay sonrada büyüklerince! memuriyetine son verildi.

Şimdi soruyorum size ey hat! Dokunan yanar mı ?
                                                         Saygılarımlarımla Gökhan ÇELİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder