logo

18 Mayıs 2017 Perşembe

Muhalif kitlenin Cem Küçükleşmesi

Ülkemizdeki muhalif kitle içerisinde maalesef oturduğu yerden muhalif yayınların "finansörlerini" tespit eden bir güruh türedi. Kendi kitlemiz içinde yaşanan bu "Cem Küçükleşme", Saray karşıtı kitlenin sosyolojik ve psikolojik olarak Saray'a yenildiğinin göstergesidir. Bu yenilgi bertaraf edilmeden Saray Faşizmi yenilemez.

Eski SSCB Halk Komiserleri Kurulu Başkanı Vladimir Lenin, devrimin olabilmesi için geniş halk yığınlarının iktidara karşı radikal bir tutum almasının ya da aynı kitlelerin en azından iktidarın savunmasız kalmasını sağlayacak ölçüde tarafsız kalmasının gerektiğini söyler. Vladimir Lenin'in bu tarifi, Saray tarafından Türkiye'de yürütülen karşı devrimin -yönetememe kriziyle malûl olsa da- iktidarda kalma ve baskıyı arttırma "başarı"sını çok güzel tarifliyor. Türkiye toplumu politik olarak kabaca -yekpare bloklar olmamakla birlikte- Saray destekçileri(ve teslim olanları) ile Saray karşıtları olarak ikiye bölünmüştür. Bu tabloda Saray'ın etkili konumu kendi özgül ve konsantre gücünden değil, karşıtlarını kendi içlerinde çatıştırarak zayıflatabilmesinden ya da karşıtlarını kendisine benzeterek uyumsuzlaştırmasından kaynaklanmaktadır.

Bu teorik ve soyut tespitleri örneklerle somutlayalım. Yalnızca kendi çalıştığım medya sektöründe okuyucu profilleri, muhalif kitledeki "Cem Küçükleşme"yı gözler önüne seriyor. Örneğin bir kısım muhalif okur, tahmin edebileceklerinden çok daha az sayıda personelle büyük emek ve özverilerle sürdürülen yayınlarda kendi yorumunun birkaç saat geç yayınlanmasının (hiç yayınlanmasa ne olur kim bilir!) kasıtlı bir hareket hatta "FETÖ tarafından finanse edilme" yaftalamasını rahatlıkla yapabiliyor.

Bu durum Saray'ın fikri tetikçiliğini yaparak medyada kimin çalışacağına ve hangi yayının nasıl içerik oluşturacağına Saray adına karar veren ve "FETÖ'cü" avına çıkan Cem Küçük profilinin bizim kitleye sızmasının göstergesidir ve Saray karşıtı mücadeleye Saray'dan daha fazla zarar vermektedir. Çünkü bu tavır mücadeleyi büyütmeyi değil, kendi içinde tasfiyeyi, dolayısıyla mücadeleyi küçültmeyi hedeflemektedir(En azından ona hizmet etmektedir).

Yapılacak iş, bu "içimizdeki Cem Küçükler"le temas ederek daha fazla sağduyuyla davranmalarını sağlamaktır. Buna rağmen aynı tavırları sürdürmeleri artık "içimizde" olmadıklarını gösterir ki bundan sonra yapılması gereken maalesef ki kendileriyle mücadele etmek olacak...

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder