![]() |
4 Ağustos 2016 İzmir Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi |
CHP'nin “Cumhuriyet ve Demokrasi”
mitinglerinin ardından Yenikapı'ya gitmeye karar vermesi üzerine
CHP'nin mitinglerine katılanlara karşı ne emmeye ne gömmeye gelen
bir “devrimci” güruh yine boy gösterdi. Bu güruh hakikaten
“devrimcilik” yapmak istiyorsa, mitinglere gidenlere laf
yetiştirmeye kullandığı enerjiyi, CHP'nin Sarayla uzlaşmacılığına
karşı harcamalı.
Saray Faşizmi'nin, kendi ortağının
acemi darbe kalkışmasının ardından tüm devlet olanakları
seferber edilerek, bedava sucuk ekmek dağıtılarak, camilerden
selalarla, türlü gerici ve yobaz propaganda söylemleriyle sokağa
çıkarılan ve Haziran Direnişi'nde sokağa çıkan kitleyle
kıyaslanamayacak kadar düşük olan bir kitle, Saray'ın ilan
ettiği Olağanüstü Hal(OHAL) ile muhalefetin sessizliğinden ve
hareketsizliğinden yararlanarak sokakta etkin gözüken bir pozisyon
kazanmaya başlamıştı.
24 Temmuz'da İstanbul Taksim
Meydanı'nda, 4 Ağustos'ta ise İzmir Gündoğdu Meydanı'nda CHP
tarafından düzenlenen “Cumhuriyet ve Demokrasi” mitingleri,
Haziran Direnişi'nde sokağa çıkan Saray karşıtı kitle
açısından nefes alma ve moral kazanma şansı oldu. Bu mitinglerle
birlikte, Haziran Direnişi kitlesi yeniden sokaklarda daha güçlü
olduğunu gösterdi ve kendine geldi.
![]() |
24 Ağustos 2016 İstanbul Taksim Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi(Fotoğraf: Meryem Yıldırım - İleri Haber) |
“NE YAPMAMALICILAR”IN(1) TAKSİM'DE
YEDİĞİ TOKAT
Haziran Direnişi devam ettiği sırada,
Direniş'e katılan milyonlarla temas kuramayan ve bunun yollarını
aramayı da reddeden ve kendi yetersiz siyaset tarzlarını
sürdürmekte ısrar eden “ne yapmamalıcılar” iki mitinge de
katılma kararı alan ve kendi halkıyla birlikte omuz omuza “Ne
darbe ne dikta” diyen Birleşik Haziran Hareketi(HAZİRAN)'ne laf
yetiştirme yarışına girdiler.
24 Temmuz Mitingi öncesi, Saray
medyasının pompaladığı ve kendilerinin de Haziran Direnişi
sırasında “Penguen medyası” olarak nitelendirdiği medyadan
pompalanan AKP'nin de mitinge üst düzey temsilcilerden oluşan
heyetiyle katılacağı ve miting kürsüsünde yer alacağı
propagandasına yaslanarak, kuruluşunda yer aldıkları fakat
içinden dağıtmayı başaramadıkları için ayrıldıkları
HAZİRAN'a karşı politik bir linç kampanyasına giriştiler. Bu
linç kampanyası, 23 Temmuz akşamı AKP'lilerin kürsüde yer
almayacakları haberiyle ilk tokadı yedi. İkinci tokatsa miting
günü alana girmeye çalışan 200 civarındaki AKP'linin alandan
HAZİRAN'ın “Hırsız, katil Erdoğan” sloganlarıyla başlayan
tepkiyle kovan miting katılımcılarından geldi.
İzmir Mitingi'ndeki kitle ise “CHP
kuyrukçuluğu” korkusu ile bu eylemleri baltalamayı ve yerinde
oturmanın teorisini üretenler içerisinde utanması olanın insan
içine çıkmamasını gerektiren bir durumdu!
HAZİRAN'DAN “CHP KUYRUKÇULUĞU”NA
BARİKAT!
HAZİRAN, bahsi geçen eylemlerden
alnının akıyla ve eyleme katılan CHP kitlesinin, CHP merkezinin
karşılamasına imkan olmayan talepleri konusunda en güven veren
siyasal özne olarak çıkmıştır. Bu durum, 24 Temmuz sonrası
düzenlenen tüm HAZİRAN toplantılarının eskilerine göre daha
kalabalık ve daha beklenti dolu bir hale gelmesini sağlamıştır.
Üstelik bunu başarabilen HAZİRAN, CHP'nin uzlaşmacılığını da
görmezden gelmemiştir. CHP Genel Başkanı'nın Saray'ın davetine
icabet etme kararı almasının ardından HAZİRAN net bir biçimde, “Taksim’de Gündoğdu’da Birleşenler AKP Diktasıyla Uzlaşmayacak. Kılıçdaroğlu, Yenikapı Mitingi’ne katılmaya 'evet' diyerek, gerçek demokrasiye ve laikliğe 'hayır' dedi. Taksim’e ve Gündoğdu’ya sırtını döndü, Erdoğan’ı sırtına almayı tercih etti. Kılıçdaroğlu bilmeli ki bu tercihinde yalnızdır”(2) diyerek “CHP kuyrukçuluğu”na karşı barikatı da kendi örmüştür!
CHP mitingleriyle birlikte, “Ne
yapmamalıcılar”ın yok olması için dua ettiği Haziran Direnişi
dinamiğinin dimdik ayakta durduğu ve harekete geçecek bir odak
aradığı bir kez daha ispatlanmıştır. Bu odağın CHP
olamayacağı da HAZİRAN'ın özellikle Taksim Mitingi'nde alana
yansıyan ve kürsüye de hem laiklik hem de darbenin yanında
diktaya karşı durma vurgusunu yansıtan etkisi göstermiştir.
Haziran Direnişi dinamiği, AKP'yi
eyleme yasakladığı ve üzerine OHAL ilan ettiği Taksim'den
kovarak Taksim'in ve sokakların kendisinin olduğunu göstermiştir.
Bu dinamik, yalnız kalan bir siyasi fraksiyonun “kitlesel bildiri
dağıtımı” ile kandırılamaz!(3) Eğer bu kadar yapılanı
beğenmiyorsan, daha iyi bir eylemin çağrısını yaparsın ve
böyle bir eylem örgütlersin, biz de utanırız ve susarız. Ama bu
kadar iş yapılırken yerinden kıpırdamadan oturuyorsanız, bu
yüzden utanmanız gerekmektedir!
Bu yazıyı kendilerine yıllar önce
sordukları bir soruyu hatırlatarak bitirelim. Yaklaşık 6 yıl
önce kendileri, “CHP'nin 'solcuları' ne yapacak?” sorusunu sorup, yanıt vermeyip şöyle “akıl” dağıtarak yazılarını bitirmişlerdi:
“Türkiye solunu milliyetçilik ve liberalizm arasında sıkıştıran esas olarak CHP'dir. CHP'deki krizi ancak ve ancak milliyetçilik ve liberalizmle hesaplaşmaya dönüşürse sola yarayacaktır. 'Biz de Marksistiz' diyen CHP'liler… İşte zamanı… Ya "hizipler savaşı"na dahil olacak veya son tahlilde aynı kapıya çıkan milliyetçilikle liberalizm arasında tercih yapacaksınız ya da 'yeter' diyeceksiniz.”(4)
“Türkiye solunu milliyetçilik ve liberalizm arasında sıkıştıran esas olarak CHP'dir. CHP'deki krizi ancak ve ancak milliyetçilik ve liberalizmle hesaplaşmaya dönüşürse sola yarayacaktır. 'Biz de Marksistiz' diyen CHP'liler… İşte zamanı… Ya "hizipler savaşı"na dahil olacak veya son tahlilde aynı kapıya çıkan milliyetçilikle liberalizm arasında tercih yapacaksınız ya da 'yeter' diyeceksiniz.”(4)
İşte HAZİRAN tam da bu beyfendinin
sorduğu soruya vermediği yanıtın üreticisi olmaya taliptir.
HAZİRAN; bu yanıtı kerameti kendinden menkul bir biçimde kendi
başına üretemeyeceğinin farkındadır. HAZİRAN, bu sorunun
yanıtını muhataplarıyla birlikte yan yana, omuz omuza vermenin
yolunu aramaktadır.
Ayrıca HAZİRAN, bu soruya yanıt
aramak isteyen herkesi de samimi bir şekilde yan yana ve omuz omuza
olmaya çağırıyor!
*Yazının amacı, “sol içi polemik”
yaparak bir örgütü hedef almak değil, bir politik tavrı
eleştirmektir. Bu politik tavrı en radikal biçimde sürdürmesinden
dolayı bir örgütün örnekleri kullanılmıştır.
(1)Kavramı ilk kullandığım yazı:
Soner Bahadır, “Bozguncu komünistler ya da 'Ne yapmamalıcılar'
”,
www.serbestats.blogspot.com.tr/2015/09/bozguncu-komunistler-ya-da-ne_87.html
(2)HAZİRAN, “Taksim’de Gündoğdu’da Birleşenler AKP Diktasıyla Uzlaşmayacak”, http://www.birlesikhaziranhareketi.org/kilicdaroglu-erdogana-evet-diyerek-laiklige-ve-gercek-demokrasiye-hayir-dedi/
(3)Komünist Parti'den İstanbul'da
kitlesel bildiri dağıtımı
www.haber.sol.org.tr/toplum/komunist-partiden-istanbulda-kitlesel-bildiri-dagitimi-163583
(4)Kemal Okuyan, "CHP'nin
'solcuları' ne yapacak?"
www.haber.sol.org.tr/yazarlar/kemal-okuyan/chpnin-solculari-ne-yapacak-35385
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder