logo

26 Haziran 2014 Perşembe

Otel Yapmak Varken Ecdadının Yadigarına Niye Sahip Çıksın Ki

     
      23 Ocak 2013 tarihinde, Galatasaray Üniversitesi'nde yangın çıkmıştı. Yazıma başlamadan önce, o güne dair yazdığım, herkese açık bir Facebook gönderimin linkiyle yazıma başlamak istiyorum.

      Buyurun:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=4926983808789&set=pb.1124220889.-2207520000.1403814230.&type=3&theater

      Şimdi gelelim konumuza:

      2002 yılının yazında, Ortaköy'de bulunan ve benim de 5 yıl öğrenim gördüğüm Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu, hasbel kader yakılmıştı. Ardından elektrik kontağı sebebiyle yangın çıktı dendi. Tıpkı daha sonra yine deniz kenarında bulunan Haydarpaşa Garı'nda ve Galatasaray Üniversitesi'nde dendiği gibi. Bu kazalar, deniz kenarındaki yapıların fıtratında var diyelim.

      12 yıl önce yakılan okul, ne hikmetse aylarca tadilatta kaldı. Otopark olarak kullanıldı, restorasyon yapıyoruz denildi vesaire...

      Bugün okuduğumuz haberlerde, mazlumlara sırdaş olan Başbakanımızın, bir kez daha bizi AHMAK yerine koyduğunu gördüm.

      Bu muhteşem okulun arazisi ve yanındaki Yüzme İhtisas (1800’lerin sonunda V. Murat’ın kızı Hatice Sultan için inşa edilen yalı) THY'ye, 25 yıllığına ve 125 milyon TL + KDV ile "Okul yapmak için gelir sağlamak amacıyla" kiralanmış. Yedi yıldızlı otel yapılacakmış.

      Gelir sağlamak amacıyla tabi yanlış anlamayın! Sakın yedi yıldızlı otelle THY'nin milyon dolarlar kazanacağını düşünmeyin!

      Üzülerek gülüyorum.

      Bir: 125 milyon Türk Lirasına zaten 5 tane okul yapılır.

      İki: Ecdadının yıkılmış Kışlasını tekrar inşa etmek için yırtınan zat, işi uçak uçurmak olan şirkete ecdadının yalısını kiralayarak neden peşkeş çekiyor?

      Üç: Bu eğitim yuvasının kaderini hepimiz 2002'den beri biliyorduk (Facebook'taki gönderimdeki insanların yaptığı yorumlara bakın). 25 yıl sonra oraya okul mu yapılacak yani? Haydi oradan...

      Benim orada beş yılım geçti. Bu yüzden duygusallaşmış olabilirim. Olay sadece duygusallık değil ama yine de uzatmayacağım:

      "Ecdadımız da ecdadımız" diye geçinen hokkabazlar, işin içine ayakkabı kutularını dolduracak avrolar girdiğinde kralını tanımıyor.

      Deniz kenarında da sadece parası olanlar vakit geçirebilir...

      Bu işin geri dönüşü yok. Sadece uyuyanlara değil, hepimize geçmiş olsun. Zaten her şey yıllarca planlı programlı gitti.

      Tek isteğim; deniz kenarında yaşayan ve ZENGİN olmayan insanların elektrik kontaklarına dikkat etmeleri.

      Uğur Mutlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder