logo

16 Kasım 2013 Cumartesi

CHP'nin değişen siyasi referansları


Son yıllarda bir siyasi partiden çok, fikir jimnastiği ekibi havası veren CHP'de İBB Başkanlığı konusunda da "hareketli" günler yaşanıyor...

Türk Dil Kurumu, siyasi parti kavramının tanımını şöyle yapar: "Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk, fırka." Bu tanım ortaokul ve lise yıllarında da bize okullarda öğretilir. Fakat, Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğundan beri Cumhuriyet Halk Partisi(CHP), bir siyasi parti olma özelliğini ciddi bir biçimde yitirdi. Bu 3 buçuk yıllık dönemde sık sık Parti içinde gelenekçi(ulusalcı) ve yenilikçi(liberal) kanattan söz edilir. Hatta bu kanatlar üzerinde çeşitli siyasi iddialar ortaya atılır. Bir parti içerisinde bazı konuların detaylarında farklı tespitler ve çözüm önerileri sunulabilir, bu doğaldır. Fakat bu durum neredeyse bir siyaset halini alıyor ve süreklilik arz ediyorsa, o grubun bir "siyasi parti" olma niteliği ortadan kalkar.

İstanbul'un kayıp anahtarı

CHP'de İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanlığı için yürütülen faaliyetler hiç de "Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk" tarafından yapılmış gibi durmuyor. CHP Parti Örgütü ve Örgüt Yönetiminden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ve CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, şaşalı bir törenle 31 Ekim tarihinde makamında ziyaret etmişti Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü. Basına kapalı bir biçimde Sarıgülle konuşan Keskin, Sarıgül'ün "yuvaya döndüğünü" söylemiş ve CHP-Sarıgül ilişkisini "Kuru bir dilekçeye indirgenemez" olarak nitelemişti. Sarıgül ise İstanbul'un anahtarını Kemal Kılıçdaroğlu'na getireceğini ve İstanbul'dan başlayarak CHP'nin iktidarı için çalışacağını söylemişti. Bu açıklamaların ardından 9 Kasım günü CHP Parti Meclisi'nin kararıyla ve Kılıçdaroğlu ile el ele poz vererek Sarıgül resmen CHP'ye üye oldu.

9 Kasım'da CHP'nin tek gündemi Sarıgül'ün CHP'ye dönmesi değildi. Aynı gün, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Kadıköy İskele Meydanı'nda İBB Başkan Aday Adaylığı mitingi düzenledi. Gürsel Tekin, İstanbul İl Başkanı görevindeyken 2009 yerel seçimlerinde İBB Başkan Adayı olarak gösterilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun tanıtımını yapan ve CHP'nin, İBB'deki oylarının artmasında önemli bir pay sahibi olan birisiydi. Bu özelliğiyle Kılıçdaroğlu'nun yakınında olan ve İstanbul'da da etkin birisi. Ayrıca, 3 yıl önce röportaj yaptığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki Tekin, politik davranmayı da çok iyi bilen birisi. Tekin mitingde, "Kendimi sizlere emanet ediyorum. 4 aday adayına başarılar diliyorum. 2009'da olduğu gibi adayımız kim olursa olsun arkasında duracağım" şeklinde konuşurken, diğer İBB Başkan aday adayları Celal Doğan ve Eski CHP İstanbul İl Başkanı Prof. Dr. Semih Eryılmaz'ın mesajlarını da okudu. Ayrıca yine CHP'den aday adayı olan Gazeteci-Yazar Can Ataklı ile el ele poz verdi. Tekin ayrıca şu konuşmayı yaptı: "Sayın Sarıgül ve arkadaşları partimize katıldı. Hoşgeldiler. Ama yetmez. Gezi’deki gençlerimiz de, Anti-Kapitalist Müslümanlar da Kürt kardeşlerimiz de gelsin, çeşitli sebeplerle AKP'ye oy vermiş bütün yurttaşlarımız gelsin."

Çift cephe

Her ne kadar kağıt üzerinde 4 tane aday adayı gözüküyor ve Kılıçdaroğlu, Sarıgül için "Henüz İBB Başkan Adayı değil" dese de CHP'nin İBB Başkan Adaylığı Sarıgül ve Tekin üzerinden yürüyecek. Çünkü Celal Doğan, Sarıgül ya da Tekin kadar parlak bir isim değil. Can Ataklı'nın adaylık konusunda çok ısrarcı olmayacağı, olsa da CHP'nin kendisine çok ilgi göstermeyeceği gözüküyor. Semih Eryılmaz ismini ise yalnızca CHP'yi yakından takip eden kişiler bilir. Bu yüzden Tekin ve Sarıgül'ün tavırlarını incelemek gerekiyor.

CHP'nin iki kanadından bahsetmiştim. CHP Genel Merkezi'nden gelen İBB faaliyetlerine bakılırsa iki kanata da hitap etmek ve kontrol altında tutmak amaçlanıyor. Tekin'in mitinginde Ataklı ve Doğan gibi Ortodoks Kemalist isimleri konuk etmesi ve mesajını okuması, Tekin'in gelenekçi kanada oynadığını gösteriyor. Sarıgül ise yenilikçi kanadı hedef alıyor. Hatta Sarıgül bu konuda gemi azıya almış durumda. CHP heyetinin ziyaretinden bir gün önce CNN Türk'e çıkan Sarıgül, cemaatlere de göz kırpmıştı. Sarıgül programda, "Bütün cemaatler hiçbir siyasi partiye oy vermezler. Cemaatin mensupları, sizin yaptığınız hizmetlere bakarlar. Ben belediye başkanı olmasaydım cemaatler ile bu kadar diyaloğum olmazdı. Cemaatlerdeki yurttaşlarımızın büyük bir bölümünün ben oylarını aldım. Hepsinden Allah’ım yüz bin kere razı olsun. Çünkü onlar biliyor ki Sarıgül’ün bir çizgisi var" şeklinde konuşarak siyasetini ortaya koymuştu.

Beyoğlu

Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla siyaset arenasının hareketlendiği bir diğer nokta da Beyoğlu Belediye Başkanlığı. Gürsel Tekin'in çağrı yaptığı "Gezi'deki gençler"in mekanı olması sebebiyle Beyoğlu Belediyesi'nin bir sembolik değeri var. CHP bu durumun son derece farkında. Bu doğrultuda 13 Ekim'de CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı'nda üye katılım töreni düzenlendi. Törende üye olan iki kişi ise şaşırtıcıydı. Bunlardan birincisi, Haziran Direnişi'ni başlatan Taksim Dayanışması'nın Sekreterya Üyesi Cem Tüzün. Diğer isimse alkol yasağı ile masa ve sandalye yasağına gösterdiği tepki ve Haziran Direnişi'ne verdiği destekle gündeme gelen eski Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği(BEYDER) Başkanı Tarkan Konar. Kendisi aynı zamanda 2011 genel seçimleri'nde Türkiye Komünist Partisi(TKP) İstanbul 2. Bölge(Beyoğlu'nun bulunduğu bölge) Milletvekili Adayı ve eski TKP Beyoğlu İlçe Başkanı. Yani Konar, normal şartlar altında CHP ile bir araya gelmeyecek bir siyasi geçmişe sahip. Konar bu şaşırtıcı üyeliğini "Değişen siyasi referanslar sonucu CHP'ye üye oldum" sözleriyle açıklamıştı. Konar şu an, CHP Beyoğlu Belediyesi Başkanı Aday Adayı.  

Yerel seçim iddiaları

CHP hakkında İstanbul yerel seçimleriyle ilgili çok sayıda iddia da mevcut. Bunlardan ilki OdaTV tarafından 4 Kasım tarihinde ortaya atılan AKP'nin içinden ayrılarak kurulduğu Refah Partisi'nin Kurucu Genel Başkanı, Milli Görüş Önderi ve 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu(MGK) kararları doğrultusunda görevinden istifa eden Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın yeğeni Sabri Özkan Erbakan'ın, Mustafa Sarıgül tarafından Fatih Belediyesi Başkan Adayı olarak gösterileceği. Haberde, Yeğen Erbakan'ın AKP döneminde bir dönem bürokratlık yaptıktan sonra AKP ile ters düştüğü ve Sarıgül tarafından kurulan Türkiye Değişim Hareketi(TDH)'ne katıldığı anlatılıyor.(1)

Bir diğer iddia ise BDP/HDP ile ilçe belediyesi pazarlığı. Bu iddiaya ilişkin hatırlanması gereken nokta ise Halkların Demokratik Partisi(HDP) Eş Başkanı Sebahat Tuncel'in 28 Ekim tarihli konuşmasında "Solu birleştirmek adına" CHP'ye yaptığı ortak İBB Başkan Adayı çıkarma çağrısı.

Bu iki iddiaya da şu ana kadar CHP'den yanıt gelmedi. Yukarıda anlattığım durum ve yalanlanmayan iddialara bakılırsa Kılıçdaroğlu önderliğindeki "Yeni CHP"de bütün siyasi referanslar değişmiş. Hatta bu değişim hiçbir referans tanımaz bir şekilde Kemalist, Komünist, Cemaatçi ve Apocu tabanları aynı çatı altına almaya çalışıyor. Peki bu kadar farklı yapıda zemine sahip taban üzerinde bir çatı durabilir mi? Ali Ağaoğlu yapsa yine de olmaz...

(1)OdaTV, "O ismin CHP'den aday olmasına Erdoğan çok öfke duyacak", 4 Kasım 2013, http://www.odatv.com/n.php?n=o-ismin-chpden-aday-olmasina-erdogan-cok-ofke-duyacak-0411131200

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder