68’liler Vakfı Olağan Kongesi’nde Sönmez Targan tekrar
başkanlığa seçilirken kongrede bağımsızlık, devrim ve sosyalizm çağrısı
yapıldı.
68’liler Birliği Vakfı 11. Olağan Genel Kurulu, bugün İstanbul Sultanahmet’teki Armada Otel’de gerçekleştirildi. Kurul’da 68 devrimci
hareketinin geçmişi, Türkiye’deki ilerici ve sosyalist mücadelenin tarihi ile
Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi durum ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri
tartışıldı.
Kurul’da genel olarak Türkiye’nin emperyalizm tarafından
kuşatıldığı, AKP hükümetinin emperyalizmle işbirliği yaptığı, emperyalizmden
kurtulmanın yolunun bağımsız, demokratik ve devrimci Türkiye’nin kurulması olduğu
belirtildi. Ayrıca, mücadele için tüm ilerici, demokrat ve devrimci çevrelerin
birlikte hareket etmesi ve gençliğin mücadeleye dâhil edilmesi vurgusu yapıldı.
“Biz yurtseveriz”
Açılış konuşmasını yapan Vakıf Başkanı Sönmez Targan,
“Türkiye’deki siyaseti iç dinamikler değil, Batı emperyalizminin dayatmaları
belirliyor. Sol olarak bu konuda başarılı olamadık. Bize ulusalcı deniyor.
Bizim buna itirazımız yok. Bizi eleştirenler Jose Marti diye vakıf kuruyor.
Bunlar ülkelerinin burjuvaları. Biz kendi ülkemizin yurtseverleriyiz. Görev ve
sorumluluklarımız iç içe girdi. Cumhuriyet yıkıldı. Yargıda, eğitimde, sağlıkta
cumhuriyet kalmadı. Emperyalizme, faşizme, gericiliğe karşı ortak bir
cumhuriyet hedefimiz olmalı. Bu noktada gençliğin verdiği mücadele çok önemli”
şeklinde konuştu.
“Bu kuruldan önderlik programı çıkmalı”
Vakıf Yönetim Kurulu(YK) Merdan Aslan, kuruldan bir
devrim programı çıkması gerektiğini vurgulayarak başladığı konuşmasında, “68
Hareketi bir devrim programıdır diyoruz. Bu programın altı iyi doldurulması bu
kurulun görevidir. Kaymış, gitmiş bir Türkiye var. Türkiye yok artık. Bunun
çözümü sosyalist devrim midir, milli demokratik devrim midir, bunları kimlerle
nasıl yapacağımızı tartışmalıyız” ifadelerine yer verdi.
“Gençlere ulaşmalıyız”
YK Üyesi Ahmet Nergiz ise Vakıf’ın gençlerle buluşması
gerektiğine vurgu yaparak, “Vakfımızın yalnızca siyasi faaliyetler yapan bir
örgüt gibi olması sın derece yanlıştır. Böyle deva m ederse bu örgüt kısa
sürede biter. Gençlere ulaşmamız gerekmektedir. Gençlere ulaşmak için kültür,
sanat faaliyetleri, sinema gösterimleri, müzik şölenleri gibi faaliyetler
düzenlemeyiz” şeklinde konuştu.
“68, tebaa kültürüne başkaldırıdır”
Bir diğer YK Üyesi Betül Kuyucu, 68 devrimci hareketini
“Bu toraklarda yüz yıllardır var olan tebaa kültürüne karşı bir başkaldırı”
olarak tanımladı. Kuyucu, “68 Hareketi, Sorgulamayı öne çıkaran bir
harekettir. Kurtuluş Savaşı sonrasındaki
ilk kitlesel eylemdir. 68 Hareketi’ne sadece öğrenci ve gençlik değil; işçiler,
emekçiler ve halk da katılmıştır. 68 Hareketi, antifaşist ve sosyalist bir
hareketti. O’nlar, Atatürk aydınlanmasının ancak sosyalizm ve devrimle devam
edebileceğini söylediler. Dünya halklarının kurutuluş yolunun sosyalizm
olduğunu söylediler” dedi.
“Suriye’de kimlerlesin?”
Sözlerine “Dostunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”
diyerek başlayan Vakıf Danışma Kurulu(DK) Üyesi Ümit Ülgen, emperyalizm vurgusu
yaparak şunları şöyledi: “Mustafa Kemal’e ve Türk devrimine karşı tavır önemli.
Belirleyici olan emperyalizmi görmek ve kavramaktır. Suriye’deki savaşa karşı
tavır da çok önemli. Kimlerle birlikte olacaksınız? ABD kimlerle işbirliği
yapıyor?” sözlerini kullandı.
“Muhalefet sistemle aynı yerden besleniyor”
DK Üyesi Oktay Ekinci ise Türkiye’de muhalefet
partilerinin muhalefet yapamadığına değinerek, “Çünkü sistem neyden
besleniyorsa ondan besleniyor. Türkiye ekonomisi diye bir şey yok. Türkiye
yağma ekonomisi var. Bu tür konuları ne zaman konuşacağız? Böyle konuları
konuşamazsak gündeme gelemeyiz. Kentsel dönüşüm bir yalandır. Yağma ve talan
için belli kesimlerin oturduğu insanların evleri yıkılarak başka yerlere
gönderilmesidir. Anadolu’da HES’lere karşı durmalıyız. HES, bir enerji projesi
değil, suyun pazarlanmasıdır” dedi.
“Dünya konjonktürünü anlamalıyız”
Türkiye’deki sorunları anlamanın, dünyadaki siyasi
şartları anlamaktan geçtiğini belirten Vakıf DK Üyesi Erol Bilibik, “Mevcut
iktidar, emperyalizmin taşeronu olarak atanmış ve BOP Eş Başkanlığı yapmaktadır.
Bu hükümetin bakanlığını yapan kişiler de Amerika’da eğitilmiştir. Bugün rejim
yıkılmıştır. Atatürk ilkeleri yerle yeksan edilmiştir. Parlamento gayri
millidir. Karşı devrim iktidardadır. Peki devrimci güçler nerdedir? Naftalinli
şarkılar söylemektedir. Bunun kıymeti harbiyesi yoktur. 40 yıldır naftalinli
şarkılar söyleyerek aldığımız yol sıfıra sıfırdır. Sol bir cemaat haline
getirilmiştir. Bir bayrak altında emperyalizme karşı yürüyememektedir” şeklinde
konuştu.
“Kapitalizmin yeni ortaçağındayız”
Mustafa Zulkadiroğlu ise güncel konuların tartışılması
gerektiği ve laiklik vurgusu yaptığı konuşmasında, “Güncel olanı
tartışmazsanız, günce olanı tespit etmezseniz eski şarkıları söylersiniz. Biz
eski şarkıları söylemeye başladık. Bugünkü süreç, kapitalizmin yeni
ortaçağıdır. Bugünkü düzen, kapitalizmin krizlerinin çözümsüzlüğü üzerine
kuruludur. Çözümsüzlük, tanrı düşüncesini ortaya çıkartır. Emekçi yığınlar
medya ve dinle aptallaştırılmaktadır. Bu yüzden önümüzdeki süreçte sekilerlik
ve laiklik emekçiler açısından çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder