logo

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Bugün İlacınızı Aldınız Mı?


      Size kullanmakta olduğunuz birkaç ilaçtan bahsedeceğim. Ancak bu ilaçların çok fazla detayına inemeyeceğim. Zira o kadar derin etkili ve yazmaya kalkarsam uzun prospektüsü olan ilaçlar ki, inanın yazmaya kalksam bu yazı bir blog yazısı olmaktan çıkar, 150-200 sayfalık bir kitap olur. O yüzden madde madde değinip geçeceğim. Umarım bir faydam olur ki ben bundan son derece mutlu olurum.
      Bu ilaçlar neler biliyor musunuz? Bizim hepsini ya da birkaçını devamlı olarak kullandığımız uyku ilaçları. Bizim uyku ilaçlarımız neler mi?
      1-) Sosyal Medya: Bir günde en fazla doz aldığımız, severek kullandığımız ilaçtır. Üretici firmaları Mark Zuckerberg, Jack Dorsey gibi dahî kişiliklerdir. Aslında doğru kullanıldığında faydalı bir ilaçtır. Lakin prospektüsünde nasıl kullanılacağı yazmaz ve insanların %90'ı bu ilacı yanlış kullanır. Yanlış kullanımından doğan yan etkilerse insanı asosyal yapar, insanın akıcı konuşmasını engeller, anadilini bozar ve maymun bile edebilir. Genel itibariyle çok etkili bir uyku ilacıdır.
      2-) Televizyon ve Özellikle Prime-Time Kuşağı: Çoğumuzu tutsak eden bir ilaçtır. Bağımlılık yaratır. Kandırır. Aldatır. Ve en önemlisi uyutur. (Bu hususta Neil Postman'ın “Televizyon: Öldüren Eğlence” adlı kitabını okumanızı öneririm. Biraz ağır bir dili vardır çünkü kavram ve kuram çoktur. Ancak bu kitaptan ne anlanırsa kârdır.) Siz başında vakit kaybedip eğlenirken, daha doğrusu eğlendiğinizi zannederken, o izlediğiniz magazinsel yarışmaların arasında giren reklamlardan, o yapımcılar milyon dolarlar kazanır. Bu ilacı kullananlar daha uyumaya ve haliyle yağ bağlamaya devam eder. Aslında bu ilaç da doğru kullanıldığında faydalı bir ilaçtır ancak günümüzde bu ilacı doğru kullanmak imkansızdır.
      3-) Tıbben Şart Olmadıkça Kullanılan İlaçlar: Bunlar da muhteşem bir uyku ilacıdır aslında. Şaşırtıcı gelebilir ama çoğu hastalığın ilacı doğada mevcuttur. (Tabii ki hepsinin değil. Ya da belki de mevcuttur ama henüz bilim ve tıp dünyası keşfedememiştir.) En ufak bir nezlede, gripte birtakım ilaçlara, antibiyotiklere para ödeyip ilaç firmalarını zengin edenlere bol limonlu ve ballı ıhlamuru öneriyorum örneğin. Astımı olanlara özel tıp merkezlerine veya kortizonlu ilaçlara para bayılmaları yerine keçiboynuzu kaynatmalarını öneriyorum. Çok ciddiyim. Uyutuluyoruz ve ceplerimiz boşaltılıyor. Ne büyük oyunlar dönüyor.
      Bu konuda herkes kanseri örnek verir. Çaresi istense bulunur ama ilaç şirketleri para kazansın diye sürülmüyor falan. Ama ben AIDS'i örnek vermek istiyorum. AIDS'in tedavisi hala mümkün değil. Sadece bazı kokteyl ilaçlarla kişinin ömrü 5 ila 10 yıl arasında uzatılıyor. Bir afiş görmüştüm internette çok hoşuma gitmişti. Türkçeye çevirerek yazıyorum: “AIDS'in ilacının bulunmasını mı istiyorsun? İki büyük dünya liderine bulaştır!”. Oldukça ironik ve doğru değil mi...? Öyle her şeye kanmayalım, uyumayalım, bilinçlenelim. Bizler ilaç aldıkça firmalar dünyaları elde ediyor. Şifalı bitkilerden söz eden ve hastalıklara şifa dağıtan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, bu yüzden birçok kişiden ölüm tehdidi aldığını açıklamıştı. Sebep ne? İnsanların hastalıklarına doğal yollarla, doğada rahatça bulunan ve pahalı olmayan sebze-meyve-bitkileri insanlara önererek insanların iyileşmelerini sağlamak... Bu ibret alınacak bir durumdur.
      4-) Kızmayın Ama “Din”: Bu belki de en etkili ilaçtır. Tesirini en etkili gösterendir. Bu ilacı her kullanan uyur demek istemiyorum. Ama bu ilacı kullanan insanların çoğu uyuyor. Hem de yanında top patlasa duymayacak şekilde. Ve bu uyku çok tatlı. Kimse vazgeçemiyor. Çünkü “gerçek manada uyanınca” çok güzel bir hayata uyanılacağına inanılıyor. Bu konuya da fazla değinmek istemiyorum ve “bugünlük” beşinci ve son maddeye geçmek istiyorum.
      5-) Siyasete Alet Edilen Bazı Semboller: Bunlar da etkili bir uyku ilacıdır. Sahnede göstermelik bir tiyatro oynanırken sahne arkasında kirli işler ve kurnaz planlar dönmesine mahal veren en büyük etkenlerdir (ilaçlardır). Bunu ülkemiz çok yaşadı. Dediğim gibi derin bir şekilde değinmek isterdim ama bunun için adeta kitap yazmam gerekir. Ama bilin ki bu uyku ilacı ağzımıza defalarca kez zorla tıkıldı. Duygu sömürüsü çok yapıldı. Yapılacaktır da. Bizim halkımız duygusaldır. Duygulanacaktır da. Ama duygulanmayı bildiğimiz gibi objektif bir biçimde düşünmeyi de bilelim yeterki. Her uyku ilacı kanımıza tesir etmesin!
      Şimdilik bu kadar. Daha nice ilaçlardan ilerki yazılarımda bahsetme olanağı bulurum umarım. Unutmayın, her zaman söylüyorum. Uyumayalım, düşünelim. Uyku ilaçları bize şah damarımızdan daha yakın olmasın. Bize farkettirmeden kanımıza zerketmesinler. Uyku halinde değil, cin gibi ve tam zihinle olayları yorumlayalım. Uyku ilaçları faydalı şeyler değillerdir. İlaç zaman ve beyin yani “düşünmek”tir.

      Uğur Mutlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder