Herkes, Başbuğ’un suçlu ya da suçsuz olduğu ya da Ergenekon diye bir örgütün varlığı konusu etrafında tartışıyor. Oysa ki bu iddianame çok daha vahim bir şeyi iddia ediyor.
Ergenekon Davası tutuklu sanığı Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında kabul edilen iddianamede İlker Başbuğ’un “Ergenekon Terör Örgütü’nü kurduğu veya yönettiği ve örgüt adına Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızdığı” iddia ediliyor.
Ergenekon Davası tutuklu sanığı Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında kabul edilen iddianamede İlker Başbuğ’un “Ergenekon Terör Örgütü’nü kurduğu veya yönettiği ve örgüt adına Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızdığı” iddia ediliyor.
Peki bu iddia ne anlama geliyor? Bu soruya yanıt
verebilmek için İlker Başbuğ’un sahip olduğu sıfata ve yürüttüğü göreve bakmamız
lazım. İlker Başbuğ, 4 Ağustos 2008 tarihinde Cumhurbaşkanı Doç. Dr. Abdullah
Gül tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine atanmış ve bu görevi 30 Ağustos
2010 tarihine kadar yürütmüştür.
Bu hatırlatma doğrultusunda iddinameye baktığımızda
Abdullah Gül’ün, hükümeti devirmek amaçlı kurulan bir silahlı örgütün kurucusunu
veya yöneticisini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başına getirdiği iddia edilmektedir.
Eğer bu iddia doğruysa bu durum çok ciddi bir skandaldır. Çünkü bu durumda
Abdullah Gül ve/veya Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT), İlker Başbuğ’dan daha çok
suçludur.
Başbuğ hakkındaki iddianamenin ispatlanması durumunda
karşımıza iki durum çıkıyor:
1)Gül, Başbuğ’un Ergenekon yöneticisi olduğunu bilerek
atadı. Bu durumda bu atama doğrudan vatana ihanet anlamına gelmektedir.
2)Gül, Başbuğ’un Ergenekon yöneticisi olduğunu bilmeden
atadı. Bu durumda da, bu bilgiyi Cumhurbaşkanı’na vermekle yükümlü MİT’in bu
bilgiyi vermeyerek görevini eksik yaptığı anlamına gelmektedir.
Ayrıca, MİT idari yapısının en üstünde yer alan müsteşar,
Başbakan’ın görevlendirmeleri doğrultusunda hareket ederler ve Başbakan’a karşı
sorumludurlar. Ceza Muhalemeleri Kanunu’nda yapılan son düzenlemeyi göz önünde
bulundurursak Başbakan, MİT Müsteşarı’nı sorgulatmakla yükümlüdür. Aksi durum
yargının işini yapmasını engellemektir.
Ama her iki durum da bir skandaldır. Başbuğ hakkındaki
iddianamenin doğrulanması durumunda bu olay yalnızca Başbuğ’un
cezalandırılmasıyla sonlandırılamaz.
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder