Hrant Dink. 19 Ocak 2007 yılında Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı "AGOS" Gazetesinin önünde kahbe zihniyetlerce katledilen gazeteci agabeyim.Yine benzer şekilde Hasan FEHMİ, Abdi İPEKÇİ, Uğur MUMCU , Çetin EMEÇ ve daha yüzlercesi gibi..... Aynı kaderi paylaştılar hepsi, tıpkı her birinin mualif ve sağlam kalemleri oldukları gibi. Ama tek "fark" ı Hrant'ın diğerlerinden Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olması idi. Gerçi bu farkın kimlere ve neye göre yakıştırıldığını da bilmek lazım gelir bu halde. İsnad edilen bu yakıştırmanın muhattapları çürümüş, yobaz ve faşist zihniyetlerin olduğunu belirtmemde fayda olacağı kanısındayım ki iyiyi, kötüyü iyi ayrıt edebilelim...
18 Aralık 2012 Kısaca aradan tam 5 yıl sonra Hrant DİNK cinayetine ilişkin nihayi karar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi taraflarınca verildi ! Dava süreci, cinayetinin hemen akabininde başlamış ve konu ile ilişiği 2 si tutuklu 19 kişi olmak üzere toplamda 21 kişinin yargılanması başlandı. Geride bıraktığımız 5 yıllık bir zaman zarfında dava üzerine çok şey söylendi, çok şey tartışıldı. Keza yargı süreci sona ermesine rağmen benzer söylemler ve eleştiriler devam etmekde mahkeme heyeti ve yargılamaya ilişkin. Bu eleştirenlerin başında eşi Rakel DİNK ve Avukatı Fethiye ÇETİN olmak üzere, Hrant DİNK'in arkadaşları inisiyatifi, sanat ve medya camiasının aydınları, ulusal ve uluslararası çeşitli sivil toplum kuruluşları, ÖDP, TKP, CHP ve benzer ideolojideki siyasi partiler ve en nihayetinde nacizane ben deniz geliyorum. Peki Bunca İnsanın, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının eleştirileri neye yönelik? Dilerseniz şimdi bu konu üzerinde duralım...
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Beşiktaş Adliyesi'nde görülen dava 17 Ocak 2012 itibari ile mahkeme heyetince sonuçlandırıldı. Ağır Ceza Mahkemesi bu kahpe suikastı gerçkleştiren Yasin HAYEL' e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme heyetinin verdiği bu karara eminin kimsenin bir itirazı yoktur. Çünkü bu beklenen ve olması gereken bir karardı. Buraya kadar her şey yolunda. Tartışmalara asıl mahal veren olay ise Çoşkun İGCİ ve Erhan TUNCEL hakkındaki kararları....
Erhan TUNCEL, silahlı terör örgütü yöneticisi olma, tasarlayarak adam öldürmeye azmettirme suçlarından beraat etti. Bomba imal etmekten 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilen Tuncel, tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliye edildi. Üstüne üstlül Tuncel, mahkemede savunmasını adeta yargı ile alay eder gibi masal ağızıyla yaptı. İşde aklımda kalan bir kaç sözü. Erhan Tuncel “Bir varmış bir yokmuş” diye başlayarak cinayet sürecini anlattı. sonrasında Tuncel, Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını söyleyerek, “Yasin Hayal’e cinayeti işlememesi için telkinde bulundum. İstihbarat elemanı olarak üzerime düşen her şeyi yaptım” diye konuştu. Son sözü sorulan Tuncel, “Bu yolda bir aile, bir ömür ve bir istikbal kaybettim. Vatan sağ olsun” dedi.
İstanul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında sanıklardan Ahmet İskender 12 yıl 10 ay, Ersin Yolcu 12 yıl ve Salih Hacısalihoğlu ise 2 ay 15 gün hapis cezası almışlardı. Mahkeme heyeti tutuksuz sanıklardan Coşkun İğci hakkında ise karar vermeyi unuttu ! İğci hakkında karar vermeyi unutan Ağır Ceza Mahkemesi'nin sonradan olayı çark ederek ek bir kararla sanık İğci hakkındaki hükmünü açıklayacağı duyurdu.
Ancak Tuncel'e McDonalds bombalamasından dolayı 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Sanıklar silahlı terör örgütü üyeliğinden beraat etti.
Beşiktaş Adliyesi'nde görülen davadan hemen sonra mehrum Hrant DİNK'in Avukatı Fethiye ÇETİN, adliye binası önünde hali hazırda bulunan gazetecilere haklı olarak şu açıklamaları yaptı, aynen aktarıyorum. "....Arat Dink 'bizimle dalga geçtiler' demişti. Dalganın en büyüğünü en sona saklamışlar. Meğer Hrant Dink üç-beş kendini bilmez tarafından öldürülmüş. Burada örgüt yokmuş. Bu kadarını beklemiyorduk. Bu karar yerleşik bir geleneğin bozulmadığı anlamına geliyor. Nedir bu gelenek? Devletin siyasi cinayetler geleneği, devletin bir kısım vatandaşını düşmanlaştırma geleneği devam ediyor. Bu kararı bir kez daha tescil ettiler. Bu devletin katil, halkını bombalayan, imhacı, suikastçı, kundakçı gibi sıfatlarla yan yana anılmasından çok rahatsız olanlar devleti bundan arındırmak için hiçbir çaba sarf etmediler. Fırsatı da ellerinin tersiyle ittiler. Bu gelenekle arınmak, yüzleşmek cinayetlere asla diyebilmek için bu dava eşsiz bir fırsattı. Ama onlar kullanmak istemediler. Daha düne kadar devletin ötekisi ve hedefi olanlar, yani bugünün egemenleri, kendilerini ötekileştiren gelenekle ittifak kurmuş görünüyorlar. Bu ittifakları geçicidir. Bu gelenek önce geçici müttefiklerini yiyerek yoluna devam etmiştir. Bugün bu kararla ilk safha kapandı. Ama bu dava bitmedi. Biten bir komedi dosyasıdır. Bizim için dava yeni başlıyor. Gideceğimiz pek çok yol var. Bunların her birini büyük bir kararlılıkla kullanacağız..."
Sözün bittiği yer bu olsa gerek değerli dostlar. Sayın ÇETİN gelinen son noktayı o denli açık, net bir ifade ile değerlendirip ve dillendirmiş ki üzerine söylenecek tek söz dahi kalmamış. Söylemlerine harfien katıldığımı ve desteklediğimi belirtmek isterim. Son olarak cümlelerimi mehrum gazeteci-yazar ve değerli agabey'imin avukatı Sayın Fethiye ÇETİN'in adliye önündeki en kayda değer şu cümlesi ile bitiriyorum "... Bugün bu kararla ilk safha kapandı. Ama bu dava bitmedi. Biten bir komedi dosyasıdır. Bizim için dava yeni başlıyor..."
"Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant"
Duyuru : Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün Gazetesi yazarı iken aramızdan ayrılan Hrant DİNK'in vefatının 5. yıl dönümünde(19 OCAK 2012) Taksim Meydan'dan, Halaskargazi caddedisnde bulunan AGOS Gazetesi'ne saat 13:00 itibari ile yürüyüş gerçekleştirilecektir ilgili arkadaşlara önemle
duyrulur....
Saygılarımla Gökhan ÇELİK
duyrulur....
Saygılarımla Gökhan ÇELİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder