logo

13 Ağustos 2011 Cumartesi

KITLIK VE SEFALETİN ADRESİ "SOMALİ"

Amerika Birleşik Devletlerinde geçmiş  yıllarda yapılan  elektronik bir sunuda, Birleşik Devletlerde yaşayan  insanların  "açlık" kelimesinin ne anlama geldiğini bilmekdikleri  ortaya çıktı. Aslında ekonomik refahı yüksek olan ülkelerin hiç birinde bu kavram tam anlamıyla bilinmiyor...Dünya da Burjuva demokrasisinin egemen olduğu ülkelerde açlıK ve sefalet ancak medyada geniş biçimde yer almaya başladıktan sonra haberdar olunuyor ve tepki gösteriliyor...Medya ise ancak bir kriz büyüdükten sonra bu tür olgulara yer veriyor...


20 Temmuz'da Resmi açıklama  "KITLIK"


Dünyada bir bölgede kıtlık ilan edilebilmesi için o yörede yaşayan çocukların yüzde 30'unun yetersiz beslenmesi ve günde her 10 bin çocuktan dördünün ya da 10 bin yetişkinden ikisinin hayatını kaybetmesi, nüfusun günde 2100 kaloriden az besleniyor olması gerekiyor. İşde bu talihsiz tanımın adresi Somali... 5 yıldır yağmur yağmayan bu Afrika ülkesinde 20 Temmuz 2011 tarihinde resmi olarak "kıtlık" ilanı edildi...


Daha evvelden Somali'de 1992 yılındaki iç savaşta yaşanan kıtlık sırasında 200 bin kişi ölmüştü ancak bu sefer, çok daha fazla can kaybının söz konusu olabileceği belirtiliyor. Çaresiz durumdaki onbinlerce Somali'li, komşu ülkeler Kenya ve Etiyopya'ya kaçmaya çalışıyor. Ayrıca yine bu ülkede yapılan gözlemde  acil insani yardıma muhtaç olanların sayısının 6 ayda 2,4 milyondan 3,7 milyona ulaşıldığının altını çizmek istiyorum...


Başkent Mogadişu ölüyor...


Somali'nin Başkenti Mogadişu'daki insanlar açlık ve çatışmaların gölgesinde rutin yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.  Başkentte kıtlık sebebiyle köy ve mezralardan  gelen halkın yaşam savaşı verdiği çok sayıda mülteci kampı bulunuyor. Uluslararası yardım kuruluşlarının da daha önce hiç girmemiş olduğu bu kamplarda insanlar, Kenya ve Etyopya sınırındaki kamplardan daha kötü şartlarda yaşam mücadelesi veriyor.


Birleşmiş Milletlerin yardım kuruluşları özelikle Mogadişu'nun  acil insani yardıma ihtiyacı olduğunu belirtiliyor. Yapılan açıklamalarda, Kamplarda özellikle kadın ve çocukların bulunduğu söyleniyor.


Kıtlık ve açlık nedeniyle bulundukları kasaba ve köylerden merkeze  yüzlerce kilometrelik mesafeyi kimi zaman yürüyerek kimi zaman kamyon kasalarında yavruları ile gelen kadınlar, kampta bulabilirlerse gıda ürünleri bulamazlarsa ağaç kabuklarını pişirerek ailesinin yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.


FAO'dan,  Afrika boynuzuna 120 milyon dolarlık yardım


Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO),2011 yılı itibari ile  dünyada kuraklığın ve kıtlığın pençesindeki Afrika Boynuzunda 3.dünya ülkeleri için 120 milyon dolar daha yardım çağrısında bulundu. Bu paranın 70 milyonunun Somali, 50 milyonunun Etiyopya, Kenya, Cibuti ve Uganda'ya verileceği açıklandı. FAO ayrıca, Afrika Boynuzu genelinde yaklaşık 12 milyon kişinin acil yardıma muhtaç olduğunu açıkladı.


Afrika Boynuzundaki diğer ülkeler de Alarmda.


Afrika Boynuzu olarak adlandırılan Kenya, Somali, Uganda, Etiyopya ve Cibuti 60 yılın en büyük kuraklığının pençesinde. Ancak durum Somali'de yaşanan kıtlık ve kuraklık kadar  değil.


Türkiye' de yardım elini uzattı


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, Ülkemizin  her bir yanında yardım kampanyaları başlatıldı. Özelikle Diyanet İşleri Başkanlığınca başlatılan kampanyanın beklentilerin üzerinde bir katılımla sürdüğü resmi mercilerce gün ve gün açıklanıyor.. Devlet bakanı Bekir Bozdağ, özel bir TV kanalında yaptığı açıklamada, vatandaşları ramazan ayını da dikkate alarak Somali'ye daha fazla yardım yapmaya davet etti. Bozdağ, kampanyada katkısı olan herkese teşekkür etti.  Bu insanlık dramının yaşandığı ülkeye resmi makamların yanı sıra  sivil toplum örgütleri, gönüllü bir takım kuruluşların da kampanya başlattı  Bu örgütlerin topladıkları yardımları Somali'ye göndermek için bir biri ile yarışıyrlar...


Yardımın ve dayanışmanın ayı yoktur.


Somali'de yaşanan bu üzücü olayın ramazan ayına denk gelmesi ile birlikte özelikle Türkiye'nin başı çektiği islam ülkeride yardımların diğer aylara nazaran artış göstermesi ayrı bir sorun açıkcası. Özelikle bu mübarek ay dolayısı   ile insanlarımız daha bir duyarlı oluverdiler son zamanda. Yalnız unutmamız gereken bir konu var  ki o da, yardımlaşmanın ve kardeşliğin sadece bir ayla sınırlı  olamıyacağı...İnsanlık ve nihayetinde dayanışma tüm bir yılı kapsar. Bu yüzden buradan da akılları sadece bir afet olunca başlarına gelen başta medya holdinglerine olmak üzere, iş adamlarıne ve hayır kurumlarına bir sitemim var biline...Gönül ister ki sadece rahmet ve mağfiretin bol olduğu bu aylarda değil, bütün aylarda bu hasasiyeti gösterebilmek...


Son olarak gerek dünyada gerekse ülkemizce yapılan yardımların sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Neden  mi ?  Dünya yardım sistemi ciddi sıkıntı içersinde. Yardımların büyük kısmı ihtiyaç sahiplerine ulaşmıyor bile çoğu zaman. Başta Birleşmiş Milletlerin yardım kuruluşları olmak üzere dünya da 200'ün üzerinde ülke insani yardım yapılıyor. Ancak ne var ki bu yardım her ne hikmetse 4 aylık olan bekele bebeğe ulaşmıyor ve Bekele bebek ishal ilacı kendine ulaşmadığından yaşamını kaybediyor...Bunu sorgulamak ve yaptığımız yardımın peşine düşmek bizlerin boynumuzun borçu. İş sadece yardım kuruluşlarına bağış yapmaklar bitmiyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yardım kuruluşlarını melek olarak görüp teslim olamamız gerektiğidir. Cebinizden çıkan  her bir kuruşun hesabı yapılmalı. Çünkü bizler birer melek değil, insansız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder