
“Son devlet başkanlığı seçimlerinde ABD devlet başkanlığına aday olan Cumhuriyetçi Senatör John McCain, ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan olayların Arap dünyası ve Ortadoğu ile sınırlı kalmayarak bütün dünyayı etkisi altına alacağını söyleyerek, Rusya yönetimini, ‘Libya olaylarından ders almaya’ çağırdı.
McCain, Fox News kanalına yaptığı açıklamada, ‘Kaddafi'nin devrilmesinden sonra sırada Başar Esad var. Hatta, Çin ve Rusya gibi ülkelerden de söz edebiliriz. Bu ülkelerde hiç de huzurun olduğu söylenemez. İnsanlar, bu ülkelerde de özgürlük istiyorlar’, diye konuştu.”(1)
Yukarıdaki haber, iyice bataklığa saplanan dünya hegomonyasının ve bu hegomonyanın lideri ABD’nin siyasi durumu hakkında önemli ipuçları veriyor. Anlaşılan ABD, hegomonyasının içine düştüğü bu tıkanıklığı akışına bırakarak, tıkanıklığın “serbest piyasa dinamikleriyle” çözülmesini beklemeyecek.
Güney Yarım Küre(GYK); eskimiş ekonomik yapısı, dinci/tutucu ve merkeziyetçi siyasal yapısıyla dünya hegomonyasına dahil olamadı. Bu durum, geniş pazarlara yayılmadan çarklarını döndüremeyen kapitalist dünya için, hem de 2009 Krizi’nin bugün içine düşürdüğü tıkanıklıktan sonra kabul edilemezdi. Bu sebeple Batı sermayedarlarının silahlı gücü olan NATO ve üye ülkeler silah, ekonomi ve siyaset güçlerini seferber ederek GYK’deki rejimleri sırayla deviriyor.
Görünen o ki, GYK’de sular hegomonyanın istediği yöne akarken ABD hegomonyası için yeni hedef, kendileri için tehlike arz etmeye başlayan Çin ve Rusya olacak. Soğuk Savaş yıllarında ABD’nin en büyük iki rakibi olan bu iki ülke, aynı siyasi blok içerisinde olmalarına rağmen çok fazla siyasi sürtüşme içerisindeydiler.(2)
Fakat küreselleşme süreciyle birlikte, değişen dünya düzenine uygun olarak bu iki ülkenin arası düzelmiş durumda.
ABD, Çin’e müdahale edebilmek için Doğu Türkistan sorununu kaşımayı denedi fakat bunda pek başarılı olduğu söylenemez. İlk günlerinde ülkemizden de ciddi bir destek alan operasyonun kaldırdığı toz kısa sürede dağıldı.
Rusya ile de kısa zaman önce Gürcistan’da karşı karşıya gelen ABD, burda da kesin bir üstünlük sağlayamadı.
Bu ülkelerin Tunus, Mısır ya da Libya gibi dünya sisteminin görece zayıf ülkeleri gibi olmadığını ve Çin’in ve Rusya’nın Soğuk Savaş’tan ders çıkararak birbirlerine daha yakınlaştıklarını göz önünde bulundurursak, bu ülkelere bulaşmak ABD için ciddi problem olur. Çünkü bu ülkeler askeri, siyasi ve ekonomik açıdan NATO’ya diş geçirebilecek güçteler.
Eğer NATO, bu bölgeye böyle bir müdahalede bulunursa bilin ki dünya, 1956 Süveyş Krizi ve 1962 Küba Füze Krizi’nde ucundan döndüğü kıtalar arası savaşı yaşar. Peki böyle birşey gerçekleşir mi? Çin ve Rusya, Soğuk Savaş’tan ders çıkardı da ABD çıkarmadı mı?
Peki ya olursa? O zaman bilin ki dünya hegomonyasının çökmesine ve insan yaşamının yerlebir olmasına ramak kalmış demektir...
(1) http://www.avrasya-haber.net/rusya/rusya-libyadan-ders-cikartsin
(2) O kadar ki, bazı düşünürler Demir Perde’nin Soğuk Savaşı kaybetmesinin önemli sebebinin tarihe “Çin-Sovyet Ayrılığı” olarak geçen bu durumun olduğunu söylerler.
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder