Ademoğlu, öteden beri hep geleceği görme ve bu bağlamda kehanetlerde bulunma ihtiyacı duymuşdur. Tarih sahnesinde kimi zaman farklı coğrafyalarda " geleceği gördüklerini" iddia eden kahinler çıkmış ve insanlar bu kahinlerin görüşleri doğrultusunda hareket etmişdir. Bu olayların aslını biraz merakla geçenlerde okuduğum ve bir hayli etkisinde kaldıktan sonra benimde nacizane araştırmalarımla desteklediğim bir kitabla sizlere aktarmaya çalışacağım. İşde okuduğum kitap ve yaptığım araştırmalardan bir kaç kesitler...
Bir bilimdalı olarak "Parapsikoloji"
Hepimiz bildiği üzere Psikoloji; kısaca ruh bilimi ve ruhsal olaylar olarak adlandırılmaktadır. Yine latince bir sözcük olan ve bir psikoloji kavramı olan Para ise yunancada ; normal olmayan olaylar ve olgular bütünü olarak değerlendirilebilir. Kavram, ilk kez 1889'da Alman psikolog Max Dessoir tarafından kullanılmıştır Bu tanımlara göre de Parapsikoloji normal olamayan psikolojik olaylar ve olgular bütünü olarak ele alabiliriz. Bu bilim dalının kurucusu, aynı zamanda da psikoloji bilimin kurucusu olan, dünya çapında psikanalizci olarak tanınan Sigmund Freud'dur.Daha sonrasında bunu benimseyen ve geliştiren isim ise Prof. Dr. Joseph Rhine'dir. Freud, bu alanda bir çok deney yapmış ve olayları çözümlemişdir. Parapsikoloji'yi bir zihinsel hastalık olarak tanımlamamk gerekir. Zihinsel hastalıkları tanımlayan ve tedavi eden bilim alanı psikiyatri apayrı bir bilim dalıdır. Parapsikoloji bilminin temel ilgi alanını, telepatik yetenekleri kuvvetli insanların gelecek ile ilgili olayları görebilme ve analiz etmeleri olarak tanımlanabilir.
Yapılan araştırmalar sonucunda bu bilim dalı tam anlamıyla 1932 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Duke Üniversitesinde yapılan bilimsel deneylerle başlar ve süreç gelişir. Duke Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Joseph Rhine bu kapsamda üniversite öğrencileri üzerinde bir çok deney yapmış ve olumlu sonuçlar elde etmişdir. Rhine'nin yine o günlerde tanışdığı Profesör Zenner ile telepatik yetenekleri olan gençleri aramaya başlamışlardır. Takvim yaprakları 1947 yılını gösterdiğinde Prof. Rhine ve Prof. Zenner ilk araştırma sonuçalrını kamoyu ile paylaştığında , o günün bilim camiası bu araştırmaların sadece büyük bir tesadüfün bir sonucu olduğu savını savunarak karşı çıkmışlardır. Ancak artık 1960'lı yıllarda artık tam olarak doğruluğu kesinleşmiş ve dünya üzerinde bir çok üniversitede kürsüler oluşturularak geliştirilmişdir. Bugün dünya üzerinde 30 'un üzerinde Parapsikolojik araştırma kürsüleri bulunmaktadır. Günümüzde bu çalışmalar devam etmektedir.Ayrıca bu bilim dalı bir çok dizi ve sinemaya konu olmuştur. Yine bugün Başta Amerika Birleşik Devletleri'nde CIA ve FBI gibi kuruluşlarda, psişik yeteneklere sahip insanlar çalıştırılmaktadır.
Parapsikolojiye ABD'de sınır-bilim, hatta Kaliforniya'da sözdebilim olarak bakılmaktaysa da, bu alandaki çalışmalar Avrupa'da özellikle 1977'deki “İzlanda Tezleri” sonrasında bilimsel saygınlığını kazanmaya başlamıştır. 1977’de Reykjavik'de (İzlanda)’da yapılan uluslararası kongrede sunulan, “İzlanda Tezleri” adıyla tanınan rapor ve verilerin bilimsel değerleri “1973 yılı Nobel Fizik Ödülü” sahibi Brian Josephson tarafından onaylanmıştır. Çoğu araştırmacı İzlanda Kongresi’ni parapsikolojinin “tarihi an”ı olarak nitelendirir.
Allah'dan Gelen İlim " Ledünni ilme"
Yukarıda Bahsettiğimiz Parapsikoloji bilim dalı esasında başta Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi ilahi dinler olmak üzere bir çok kitablarda da geçtiği bilinmektedir. Allah , yeryüzünde sevdiği kimi kullarına düşünceyi okuma ve geleceği görme gibi yetenekler vermişdir. Buna tam bir örnek olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed' i verebiliriz.Sonrasında 1503-1566 yılında Fransa'da yaşamış tıp doktoru Notradamus'un kitaplarındaki yazanların gerçekleşmesi de verilebilir. Bir diğer örnek olarak da Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu M. Kemal Atatürk'ü ileri görüşü ve çeşitli kehanetleri çıkması da verebiliriz. Atatürk'ün yaşamı boyunca bir parapsikoloji uzmanı olarak başından geçen anılara Ali Bektan'ın " Atatürk ve Parapsikoloji" adlı yapıtından ulaşabilirsiniz.
Yeri gelmişken deyinmeden geçemeyeceğim. Zaman zaman çeşitli televizyon programlarına çıkan kimi ilhayat profesörleri "geleceği Allah'dan başka kimse bilemez" deyip işin işiden çıkıyorlar. Onların laflarına itibar eden kitlelerde farklı çevrelerde bu olayı sorgulamayıp, koşulsuz ittiat ediyorlar. Halbuki Yukarıda da belirttiğim gibi Allah, Sevdiği kimi kullarını gelecek ile ilgili bilgi farklı yönetmelerle hissedirerek vermektedir...Yalnız şunu da belirtmemde fayda olacağı kanısındayım. Elbette gerçekten toplum içinde parapsikolog uzamanları olduğu kadar, bu olayı hile ve sahtekarlık adı altında kullanıp, insanları maneviyen ve madden sömüren sözüm ona insanlarda yok değil...
Bir örnek : 11 Eylül ABD ikiz kulelerine yapılan saldırıyı 10 gün önce hisseden 9 yaşındaki çocuk...
11 Eylül saldırıları, El Kaide'nin 11 Eylül 2001'de Amerika Birleşik Devletleri'nde sivilleri ve askerleri hedef alan bir dizi terör saldırısı idi. İşde bu saldırıyı daha 10 öncesinde okuldaki resim dersinde olayı neredeyse birebir çizen 9 yaşındaki bir çocuk. 11 Eylül gününde ikiz kulelerin yakınlarında olan okulunada " bugün kendimi iyi hissetmiyorum. kötü şeyler olacak" diyerek gitmemiş. Çocuğun bu ısrarına dayanamayan aileside de onu o gün okula göndermemiş. Bu olaydan yalnızca saatler sonra El Kaide terör örgütü ikiz kulelere saldırmış ve bir çok can ve mal kaybına neden olmuştur. Sonrasında ailenin ve öğretmenlerinin girşimleri ile bu durum yetkili mercilere anlatılmış ve bu çocuk ve ailesi Amerika Birleşik Devletlerince himaye altına alarak, çocuğun psişik yeteneklerini saptamaya başlamışdır.
Yalnız gerçek şu ki, artık günümüz dünyasında artık pek az kişilerde görülen bu ilimsel ve bilimsel olayın nedeni toplumun, maddeci ve önyargılı bir tutum olmasından kaynaklanmaktadır. Günümüzde batının aksine daha çok doğuda, özelikle Hindistan, Tibet, Nepal ve çeşitli İslam ülkelerinde parapsikolojiye rastlanmaktadır. Bunun nedeni olarak da bu ülkelerin ruhsal olarak geliştikleri için ve madden dünyadan beklentileri az olmasına bağlayabiliriz...
Son olarak bu savımı geçenlerde bu konu hakkında okuduğum değerli ağabeyim ve meslektaşım gazeteci-yazar Ali Bektan'ın eserinde geçen bir alıntı ile sonlandıracağım...Bektan benim çok yüzeysel olarak değindiğim parapsikoloji konusuna detaylı bir araştırma ve bilimsel dayanaklarla konu almış. Meraklılarına buradan duyrulur...Bektan, kitabının bir bölümünde " Anadolu'da halk arasında geçen bir deyime yer vermiş. Buna göre "Abdala malum olur." deyimi yanlış kullanan cahiller yüzünden sözün anlamı, "Aptala malum olur"a dönüşmüştür. Abdal geçmişde; kelime anlamı olarak temiz, saf, dini bütün ve iyi insanlara verilen sıfattır. Tıpkı Alevi - Bektaşi anlayışının öncülerinden Pir Sultan Abdal olmak üzere, Yunus Emre'de bir Abdal'dır. Abdal'larda birere parapsikoloji uzmanlarıdır. Din büyüklerinin bazı olayları bilmesi veya önceden hissetmesi mantıklı olurken, bir aptalın bunları bilmesinin imkanı yoktur." demiş.
çok faydalı bir yazı olmuş ve çok haklısınız toplum olarak materyalizme doğru hızlıca gidiyoruz
YanıtlaSil