Geçirdiğimiz haftada her ne kadar üzerinde yeteri kadar durulmasa da ülkemiz adına büyük bir krizin daha eşiğinden dönüldü. Aslından bu buz dağının sadece görünen ucu, esas tehlikenin de en önemli habercisiydi. Uzun zamandır kendini sabit kurda tutmuş olan Amerikan Doları ve Euro geçen hafta sonlarında hızla 1.700 TL ve 2.500 TL’nin üzerinde seyretti. Bu Pazartesi haftaya bu şok ile başlayan piyasaların durumunu ele alan Merkez Bankası acilen Dolar ve Euro alımını durdurma kararı aldı. Kısmen şu günlerde işe yaramış gözüken bu durum önümüzdeki günlerde ülkemiz adına aranan kan olacağından şüpheliyim. Biliyorsunuz ki gerek 94’de gerekse 99 ve 2001’lerdeki krizlerden ağır darbe alan ülkemiz aslında bazı yatırımcılar için umut ülkesi olmuştu. Vahametle bildirmeliyim ki aynı dönemlerde intiharlar ve maalesef aynı anda sevinenlerin görülmesi alışılmış bir durum haline gelmişti. Orta sınıf adeta yok olmuş bir anda fakir sınıf daha da fakirleşmiş (özellikle dolar ile çalışan ve dolar borcu olanlar) üst tabaka ve krizi tahmin eden bazı uyanık yatırımcılar paralarını bir kaç misli katlamışlardı.
O zamanlar Avrupa ve Amerika’yı etkilemeyen krizden sonra bir nebze soluk alıp toparlanmasını bilen Türkiye’nin yaşadığı bu krizlerin aynıları bir yıllık süreçten beri Avrupa ve Amerika’yı kasıp kavurmaktadır. Batmış bir ekonomiye sahip olan bazı devletler gelebilecek ikinci bir krizi hesap etmeden sadece anı kurtarmayı hedef edinmişlerdi. Dünyanın Devi diyerek nitelendirilen birçok firma bu krizde tutunamamış, tutunanalar ise devletten aldığı ağır şartlı krediler ile ömürlerini sürdürmüşlerdi.
Fakat kriz bununla kalmayıp ülkelerin otoritelerini yerinden sarsmayı da bildi. Bir dönemin sanayi devlerinden Almanya, Fransa ve “sadece turizm ile ekonomilerini toplar!” denilen, İtalya ve Yunanistan gibi Avrupa’nın ağır topları dipsiz bir kuyunun içinde kendilerine yer aramaya başlamışlardı. Şüphesiz ki bu durumdan en çok etkilenen devlet Yunanistan olmuştu. Türkiye ile giriştiği savaş sanayii yarışını kaybetmekle kalmayıp Avrupa birliğinden aldığı ödenekleri adalarını Türklere karşı silahlandırarak değerlendirmeleri ülke olarak sonlarını getirmişti.
Günümüze bakıldığından ilk dalgada krizin Euro üzerinden doğan bir kriz olmasından ötürü etkilenmeyen devletler, şimdi daha büyük bir krizin etkisi altına girmeye başlamıştırlar. Euro’ya ek olarak bu sefer Amerikan Dolarının da aynı paralellikte artış göstermesi, “Dünyada hali hazırda hiç dolar kullanmayan ülke bulunmadığını düşündükçe” gelecek krizin boyutunu da gözler önüne sermeye yetti de arttı.
Hazırda sıcak para olarak elimizde bulunan 99 Milyar Dolar’ın önümüzdeki krizde bizi etkilememesi için kullanılacağı kulislerde söylenmektedir. Fakat şu da unutulmamalıdır ki sadece Amerika’nın tek bir firması General Motors bile geçen krizi atlatmak adına devletten bu paranın yarısı kadar para almıştı. Tabi ki Türkiye’nin şu anki ekonomik potansiyeli Amerika ile bir tutulamaz fakat mevzu bahis bir Ortadoğu ve Aynı zamanda güçlü bir Avrupa ülkesi olan Türkiye ise 99 Milyar Dolar bize hangi zaman için ne kadar yeter şüphe duymaktayım.
Sonuç olarak bu ülke hepimizin ve gelebilecek bir krizde tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları etkilenecektir. Halk için önemli olarak nitelendirebileceğim şu anda Dolar ve Euro üzerinden borçlanma yapmamaları, yine ne olursa olsun yastık altı ve banka hesaplarını mutlaka TL olarak tutmaları önemlidir. Altında alternatif olarak her şartta kazandıran bir yatırım aracıdır. Dolar ve Euro’nun cezbedici artışına aldanılmamalıdır.
Saygılarımla… Adil Can Kavcar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder