logo

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Ah şu Nükleer Santraller....

Günümüz dünyasında artık hiç bir esprisi kalmayan, felaket yuvaları... Tam anlamıyla Nükleer Reaktör(Türkçesi : Çekirdek Güre Üretim Merkezi) , zincirleme çekirdek tepkimesinin başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde sürdürüldüğü aygıtlardır. Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka bir tür enerjiye (genelde elektirik enerjisine) çevrilen santraller olarak kullanılırlar.2005 itibarıyla dünyada 1100 civarında nükleer reaktör çalışır durumdadır. Bunların yaklaşık 310 tanesi araştırma reaktörüdür. Sanayi ve ilaç için izotop üretiminde kullanılmaktadır. 400ü aşkın reaktör denizaltılarla ilgilidir. 445 dolayında reaktör ise elektirik enerjisi üretimine yönelik olarak faaliyet göstermektedir.

Tanımda dışarıdan zararsız gibi görünsede geçmişdeki referansları bu tezi çürütür nitelikde. Örneğin 20. yüzyılın ilk reaktör faciyası olan "ÇERNOBİL" Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.

Kazanın sebebi
1972'de Ukrayna'daki (O dönem SSCB'nin bir parçasıydı) Kiev'in 140 km kuzeyinde kurulan Çernobil Santralı'nda çıkan, onu (MW) hataları ile reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik dört reaktördeki Nükleer 1.000 kazaya ortaya gücünde tasarım Megawatt biri sisteminin devre dışı bırakılması sonucu Oluşan bazı hatalar dizisi sonucunda meydana geldi.
Deneyin YAPILACAĞI 25 Nisan 1986'da önce reaktörün gücü Yarıya düşürüldü, ardından da acil soğutma sistemi ile deney sırasında reaktörün kapanmasını önlemek için tehlike anında çalışmaya başlayan güvenlik sistemi devre dışı bırakıldı. 26 Nisan günü saat 01:00 'i biraz gece teknisyenler deneyin son hazırlıklarını tamamlamak üzere ek su pompalarını çalıştırdılar. Bunun sonucunda gücünün yüzde 7'siyle çalışmakta olan reaktörde buhar basıncı düştü ve buhar ayırma tamburlarındaki su düzeyi güvenlik sınırının altına indi. Normal olarak bu durumda reaktörün güvenlik sistemine ulaşması gereken Sinyaller de teknisyenler tarafından engellendi. Su düzeyini yükseltmek için buhar sistemine daha fazla su aktarıldı ve saat 01:23 'de deneyin fiilen başlatılması için koşulların oluştuğuna karar verildi.



Deneyin amacı, reaktörün çalışması ansızın durdurulduğunda, buhar tirbünlerinin daha ne kadar süre Çalışmayı sürdüreceklerini ve böylece ne kadar süre acil güvenlik sistemine güç sağlayabileceklerini öğrenmekti. Geri kalan öteki acil güvenlik Sinyali Bağlantılarını da kestikten sonra türbinlere giden buhar akışı durduruldu. Bunun sonucunda Dolaşım pompaları ve reaktörün soğutma sistemi yavaşladı. Yakıt kanallarında ani bir ısı yükselmesi görüldü ve yapım özellikleri nedeniyle Reaktor tümüyle denetimden çıkmış oldu. Tehlikeyi farkeden teknisyenler reaktörün durdurulmasını sağlamak amacıyla bütün denetim çubuklarını derhal sisteme sokmaya karar verdiler. 01:24 'te Ama aşırı derecede ısınmış bulunan reaktörlerde saat yani deneye başlanmasından bir dakika sonra iki patlama oldu. Bu patlamanın Ayrıntıları tam olarak bilinememekle birlikte, denetim dışı bir çekirdek tepkimesinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.Üç saniye içinde reaktörün gücü% 7'den% 50'ye fırladı. Yakıt parçacıklarının soğutma suyuyla karşılaşması, suyun bir anda Buhara dönüşmesine yol açtı. Oluşan aşırı buhar basıncı reaktörün ve santral binasının tepesini uçurdu. Reaktördeki Zirkonyum ve grafitin yüksek sıcaklıktaki buharla karşılaşması sonucu Oluşan hidrojen yanarak bütün santralı ATEŞLER içinde bıraktı.
Nükleer kalıntıların ürettiği radyoaktif bulut patlamadan sonra tüm Avrupa üzerine yayılmış ve Çernobil'den yaklaşık 1100 km uzaklıktaki İsveç Formsmark Nükleer Reaktöründe çalışan 27 kişinin elbiselerinde radyoaktif parçacıklara rastlanmış ve yapılan Araştırmada İsveç'teki reaktörün değil Çernobil'den gelen parçacıklar olduğu tespit edilmiştir.

Aynı şekilde İngiltere'nin Galler bölgesinde Kazadan iki hafta sonra saptanan yüksek radyoaktif nedeniyle yeşil alanlara koyun ve Sığırların girişi engellenmiştir.

Araştırmalarda ilk yıl doz açısından en fazla Avrupa ülkesi Bulgaristan olarak belirlenmiş. 



26 Nisan 1986 yılından sonra günüze dek irili ufaklı bir çok nükleer reaktör kazası olmuş, ancak bu küçük facialar yeni skanddallar yaratmasın diye kamoyundan uzunca yıllar saklandı. Ve takvim yaprakları 14 Mart 2011'i gösterdiğinde tarih tekerür ediyordu.  Japonya'da 9 şiddetindeki (8.9, 9, 9.1 ?) depremin ardından, Fukuşima 1 nolu nükleer elektrik santralinde patlama meydana geldi. Japonya Nükleer Güvenlik Ajansı: Fukuşima Nükleer Santrali'nde sızıntı oluştu

Jiji haber ajansı, polise dayanarak, daha önceki saatlerde nükleer reaktörde erime olduğu uyarısında bulunulan Tokyo Elektrik şirketi'nin (TEPKO) Fukuşima nükleer santralinden patlama sesi duyulduğunu ve tesisten dumanların yükseldiğini belirtti.
Japonya'daki şiddetli depremin ardından kuzeydoğu kıyılarını tsunaminin vurmasından sonra nükleer reaktörde hasar meydana gelmişti. Nükleer santralde radyasyon sızıntısı riskinin ise az olduğu kaydedilmişti.
Fukuşima nükleer santralinin çevresi boşaltıldı
Japonya'da gelen 9 büyüklüğündeki depremden sonra bir nükleer santralde erimenin muhtemel olduğu bildirildi.
Japonya nükleer güvenlik komisyonundan Ryohei Şiomi, yetkililerin depremden etkilenen Fukuşima Dai-ichi nükleer santralinde erime olup olmadığını kontrol ettiğini söyledi. Şiomi, nükleer santralde erime olsa bile, bunun 10 kilometre yarıçapı içindeki insanları etkilemeyeceğini, bölgede yaşayan 51 bin kişinin çoğunun tahliye edildiğini ifade etti. Fukuşima Dai-ichi nükleer santralinin soğutma sistemi dünkü çok şiddetli depremden sonra bozulmuştu. 
ÇERNOBİL KORKUSU
Japonya, meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunamiyle kıyamete tanıklık etti. Ancak Japonya ve bütün dünya için asıl felaket, depremde hasar gören 40 yıllık Fukuşima 1 Nükleer Santralı'nın Daiçi 1 reaktörünün soğutma sistemindeki arızanın giderilememesi oldu. Santral yetkilileri arızayı gidermek için önceki gece bir miktar radyoaktif  buharı havaya salarak basıncı düşürmeye çalıştı. Ancak sıcaklık tekrar artınca dün korkulan patlama gerçekleşti.
Tokyo'ya 240 km. uzaklıkta tesisten patlama sonrası beyaz bir duman bulutu yükseldi. Reaktörün çatısı ve duvarları çöktü, 4 işçi yaralandı. Nükleer santralda sızıntı olduğu, radyoaktivite oranının bir saatte bir yıllık seviyeye ulaştığı belirtildi. Radyasyon oranı normalin 20 katına çıkarken, bazı işçilerin de radyosyona maruz kaldığı ileri sürdü. 
Dünyadan gizliyorlar mı
Dünya ikinci Çernobil korkusu yaşarken, Japon hükümeti santrala 'süper itfaiyeciler' gönderdi ve reaktörü  deniz suyuyla soğutmaya çalıştı. Sorun olmadığı yönünde açıklamalar yaptı. Hükümet Sözcüsü Yukio Edano, reaktörü çevreleyen metal korumanın hasar görmediğini, tesis çevresinde radyasyon oranında artış tespit edilmediğini ve hatta azaldığını iddia etti. Nükleer ve Endüstriyel Güvenlik Ajansı'ndan yapılan açıklamaya göre ise 1 numaralı reaktörün kontrol odasındaki radyasyon miktarı normalin 1000 katına ulaştı. Tokyo Üniversitesi'nden Profesör Naoto Sekimura yakıtın çok küçük bir kısmının eridiğini ve sızdığını söyledi. ABD Ordusu'nun daha önce açıklandığı gibi soğutucu göndermediği açıklandı. Fukuşima 1 ve Fukuşima 2 santrallerinden çıkan buharda radyoaktif sızıntı saptanırken, üç nükleer santral daha kapatıldı. 
Halka iyot dağıtılıyor
YETKİLER, nükleer santral yakınında oturanlara iyot tableti dağıtarak radyasyonun etkisinden korumaya çalışıyor. İyot, radyasyona maruz kalınması durumunda vücudun korunmasına yardım için kullanılıyor.Tokyo, patlamayla ilgili olarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nu (UAEK) bilgilendirdi. UAEK teknik yardım önerisini yineledi ancak yardım için Japon hükümetinin talepte bulunması gerekiyor. 
Tahliye edilenlere radyoaktif inceleme
Fukuşima santralının 20 km. çapındaki alanda yaşayan 51 bin kişi dün çok hızlı bir şekilde tahliye edildi. Maskeli özel ekiplerin bölgeden çıkardığı bölge sakinleri tahliye için kurulan merkezlere alınmadan önce radyoaktif incelemeye tabii tutuldu. Halktan sızıntı nedeniyle evlerinden çıkmamaları, pencere ve kapılarda koruyucu
önlemler almaları istendi. 
Enerji Bakanı: Japonlarla çalışacağız
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı  Taner Yıldız, Japonya ile nükleer santral kurma çalışmalarının devam edeceğini açıkladı, Yıldız, Karadeniz'de de şartlar oluşursa Japonya ile birlikte nükleer santral yapılacağını hatırlatarak, 'Japonya'nın en büyük nükleer santralının 16 km yakınında deprem meydana geldi. Santralin sistemi kendini kapattı. Durum normale dönünce yeniden açtı. Japonya bir nevi kendini testten geçirdi' dedi.
Yıldız, Akkuyu'da Rusya ile birlikte yapılacak 4 ünitelik nükleer santral için proje şirketinin kurulduğunu anımsatırken, 2-3 ay içerisinde şantiyede ciddi aktiviteler başlayacağını söyledi. Türkiye'de 40 yılda 31 iktidarın yapamadığını AKP'nin yaptığını belirten Yıldız, 'Nükleer santral,  Türkiye'yi sadece enerji alanında değil, sanayi alanında da büyütecek' şeklinde konuştu. 
CHP'li Ayhan santrala itiraz etti
CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, 'AKP Hükümeti, Akkuyu'da kurulacak nükleer santralın neden Ecemiş  Fay Hattı üzerinde kurulacağının yanıtını ulusumuza hala verememiştir' dedi. Yazılı bir açıklama yapan Ayhan, 'Türkiye'nin yüzde 92'si deprem bölgeleri içerisindedir. Ve ülke nüfusunun yüzde 95'i de bu bölgelerde ve deprem tehlikesi altında yaşamaktadır' dedi. 
Japonya uzak, etkilemez
Nükleer santraldaki patlama dünyayı  alarma geçirirken, Çernobil tecrübesini yaşayan Türkiye ve bilim dünyası gelişmeleri yakından izliyor. İTÜ Enerji Enstitüsü  Müdürü Prof. Dr. Altuğ Şişman, 'Türkiye için tehlike yok' diyerek şunları söyledi: 'Japon halkı için de önemli problem görünmüyor. Atmosferik koşullar nedeniyle oluştuğu söylenen radyoaktif gazın ya da bulutun Pasifik Okyanusu'na doğru sürüklendiğini öğreniyoruz. Pasifik üzerinde hareket eden bulut seyrelerek dağılacak. Zarar verme riski de nisbeten azalmış olacak. Türkiye için yapılacak yorumların spekülatif olacağı kanaatindeyim.'
Greenpeace Kampanyalar Yönetmeni Hilal Atıcı ise, reaktör çekirdeği ile ilgili resmi bir bilgi gelmemiş olmasına rağmen 20 km çapındaki bölgenin boşaltılmış olmasının çok ciddi bir nükleer kaza işareti olduğuna işaret etti. Atıcı, sözlerine şöyle devam etti: '25 yıl önce Çernobil Avrupa'yı, Türkiye'nin de özelikle Marmara ve Karadeniz kıyılarını etkilemişti. Bazı uzmanlar 'aynı etkiyi yaratacak' diyorlar. Japonya bizden çok uzak, Türkiye'yi etkilemesi küçük bir ihtimal. Ama çok büyük bir yarıçapta etkisi söz konusu olabilir. Hava koşullarına özelikle rüzgarın şiddetine göre bu etki hızlanabilir de.  Yani tamamıyla hava şartlarına bağlı olarak değişebilecek bir durum söz konusu.' açıklamasını yapmışdı.
GP023TU

Ve bugün geçmişinde bu denli acıların,  ölümmlerin ve onca kayıbların yaşandığı bu eski ve işe yaramaz sistemleri, Türkiye'ye yenimiş gösterip bunun üzerinden pirim kazanmaya çalışan zihniyetler var. Oysa yapılan araştırmalar üzerinde Türkiye halkı Mersin Akkuyu ve Sinop İnceburun'a nükleer santral yapılmasını istemiyor. Ve biliyorlar ki Bu cennet vatanın Nükleer'e ihtiyacı yok. Çünkü sahip olduğumuz alternatif enerji kaynaklarımız var. Bunlar Ülkemiz için uzun vadede yüksek kar ve yarar sağlayacak Rüzgar, Güneş, Deniz( Karadeniz bölgesindeki kıyılarda var olan yoğun dalgalar enerji üretmeye el oldukca el verişli.)'imiz bizlere fazlası ile yeteeer.




Kaynaklar : http://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BCkleer_reakt%C3%B6r
                      : http://bayrakyayincilik.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder