logo

2 Mart 2016 Çarşamba

Erkan Baş: Erdoğan, ABD'den hilafet mührünü almaya çalışıyor

HTKP Genel Başkanı Erkan Baş, Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'den hilafet mührünü almaya çalıştığını söyledi. Erkan Baş, AKP devrilmediği sürece Türkiye'nin hiçbir sorununun çözülemeyeceğini ve AKP'nin devrilmesinin tek yolunun cumhuriyetçiler ve Kürt emekçilerinin yan yana gelmesi olduğunu söyledi.

SONER BAHADIR

Halkın Türkiye Komünist Partisi(HTKP) Genel Başkanı Erkan Baş, Hayat TV'de Arif Koşar'ın moderatörlüğünü yaptığı “Ne yapmalı nasıl yapmalı?” programına konuk oldu. Erkan Baş programda; İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni Can Soyer, BirGün Politika Editörü Uğur Koç ve Hayat TV Politika Editörü Cem Şimşek'in sorularını yanıtladı.

Erkan Baş, Suriye'deki savaşa yönelik olarak Suriye halkının savunması olmasaydı, Rusya ve İran'ın Suriye halkına destek vermeyeceğini ifade ederek, Suriye halkının direnişinin ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)'ni bozduğunu belirtti. AKP'nin, Büyük Ortadoğu Projesi'ni Türkiye'de “Yeni Osmanlıcılık” olarak yansıttığını belirten Erkan Baş, BOP'un sorun yaşamaya başlamasıyla birlikte AKP'nin de sorun yaşamaya başladığını ifade etti.

“TÜRKİYE'DE IŞİD İKTİDARI VAR”

Erkan Baş, Türkiye'de IŞİD iktidarının olduğunu söyledi. Baş, “Türkiye'de halkın özgür seçimiyle belirlediği bir iktidar yok. İktidara her türlü savaş, baskı ve zorla el koymuş bir yapı var. Türkiye'de bir IŞİD iktidarı var. IŞİD'lileri alın hamama götürün, tıraş edin, Türkiye'ye bakan yapın, ortaya çıkacak görüntü budur” dedi.

“1 KASIM SEÇİMLERİ KAZLIÇEŞME MİTİNGİ'NE BENZİYOR”

Erkan Baş 1 Kasım seçimleri sonucunu, Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran Direnişi sırasında Taksim'in direnişçilerin kontrolünde olduğu dönemde Kazlıçeşme'de yaptığı mitinge benzetti. Baş, “2007 yılında Cumhuriyet Mitingleri ile birlikte bu iktidara kitlesel bir tepki vardı. O dönem, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği bir seçim yaşandı. Ama o dönemde önemli kitlesel tepkiler de vardı. 2009'da TEKEL direnişi yaşandı. Ya da çok uzağa gitmeyelim. 2 buçuk yıl önce Haziran Direnişi'nin yaşandığı günlerde Taksim'de büyük bir miting yapmıştık. Aynı dönemde Tayyip Erdoğan da Kazlıçeşme'de bizimki kadar büyük olmasa da önemli bir kitleyi konsolide eden bir miting yapmıştı. 7 Haziran'da biz Taksim'de miting yaptık; 1 Kasım'da Tayyip Erdoğan, Kazlıçeşme Mitingi gibi bir yanıt verdi” şeklinde konuştu.

“AKP; SIRADAN BİR PARTİ DEĞİL, BİR ÇETEDİR”

Erkan Baş, AKP'nin alışılagelmiş bir sermaye sınıfı partisi değil, Türkiye'yi bir noktaya götüren bir çete olduğunu söyledi. Baş konuyla ilgili görüşlerini, “Tayyip Erdoğan, bir düzeyde tabii ki emperyalizmin piyonu. Ara sıra ufak çelişmeler yaşansa da ABD emperyalizmi ile farklı noktalara çıkabilecek bir parti değil. Ama AKP, basit bir sermaye partisinin üstlenebileceğinden fazlasını üstlendi. Karşımızda belli bir ajandası olan bir çete var. Bu çete belli bir ajandayla Türkiye'yi bir yerlere götürüyor. Bunu görmemiz lazım. Bu önemli bir durum” ifadeleriyle dile getirdi.

“LAİKLİK, KAZANILMASI GEREKEN BİR MEVZİ”

Erkan Baş, Türkiye'de laikliğin yeniden kazanılması gereken bir mevzi olduğunu belirtti. Baş, “Türkiye, geçmişte devrimciler için kağıt üzerinde de olsa laik bir ülkeydi. Bugün Türkiye'nin laik olduğunu kim söyleyebilir? Bir zamanlar laik ülkede türbanlı memur mu olur diye tartışıyorduk. Bugün biz laik bir ülkeyiz, hepimiz türban takmak zorunda değiliz diye tartışıyoruz. Bu yüzden laikliğin, kazanılması gereken bir mevzi olduğunu düşünüyoruz aynı zamanda. Bu açık bir rejim değişikliğidir. AKP/Saray Rejimi dediğimiz bu” ifadelerini kullandı.

“AKP, TASMASI OLDUĞU İÇİN TASALI”

Erkan Baş, AKP'nin ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarları için fazla ön plana çıktığını, ABD'nin geriye çekilmesinden dolayı sıkıntı yaşadığını ifade etti. Erkan Baş şunları söyledi: “AKP, ABD'nin bölgeyi düzenleme projesinin ürünü bir partidir. AKP, ABD'nin projesini en iyi yapacak aktör olarak kendini öne attı. AKP, bugün tasması olduğu için tasalı. Sizin tasmanızı elinde tutan geri çekilirse o tasma boğazınızı sıkar.

“HİLAFET MÜHRÜ ABD'NİN ELİNDE”

Erkan Baş, AKP'nin Kürt halkına yönelik savaş politikalarının toptan bir Kürt alerjisi içermediğini, AKP'nin Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile daha sıcak, Suriye'nin kuzeyinde IŞİD ile savaşan PYD'ye karşı ise düşmanca bir siyaset izlediğini hatırlattı.

Konuşmasının çeşitli noktalarında AKP'nin iç siyasetle dış siyasetin kesiştiği noktalardan hareket ettiğini vurgulayan Erkan Baş, son dönemlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin Türkiye'yi Suriye'de bir savaşa sokabileceği ihtimali sorulmasının üzerine ise, “Bir deyim vardır delidir ne yapsa yeridir diye. Ben bu soruya böyle yanıt vermek istiyorum. Tayyip Erdoğan hakkında 1. Dünya Savaşı'ndaki Enver Paşa benzetmesi var ya. Hakikaten gerçekliği okuyamıyor. Kendini halife olarak görüyor ama mührün ABD'de olduğunun farkında. ABD'nin mührünü alabilecek tek kişi olduğunu düşünüyor ve dış siyasette ABD'yi mührünü almaya ikna etmeye çabalıyor” yanıtını verdi.

“TÜRKLER VE KÜRTLER YAN YANA GELMEDEN AKP'Yİ YENEMEYİZ”

Erkan Baş, Türkiye'nin AKP iktidarını devirebilmesini yolunun cumhuriyetçi çevrelerle Kürt yoksullarının yan yana ortak düşmana karşı hareket etmesi olduğunu ifade etti. Erkan Baş, “AKP ne zaman bir tepkiyle karşılaşsa Kürt halkına savaş açıyor. İnsanlar açken sen bunu vatanın için yapıyorsun diyerek insanları geçici bir süre ikna edebilirsin ama bu savaşın etkisi ülkenin tamamını etkilemeye başladığı zaman bunun altından kalkamazsın” şeklinde konuştu.

Gezi Parkı eylemleri sürdüğü dönemlerde “Kürtler nerede?” sorusunun sorulmasının hatırlatılması üzerine Erkan Baş; bu sorunun haklı bir soru olduğunu, fakat aynı sorunun bugün de Kürt illerinden Türkiye'nin batısındaki halklar için sorulduğunu belirtti. Erkan Baş çözüm önerisini ise şöyle açıkladı: “Orta düşmana karşı hareket ettiğimizde kardeşliğimizi de kazanıyoruz. Kürt siyasetine ilişkin Gezi sürecinde 'Kürtler nerede?' diye soruldu. Bu sorunun kısmi haklılık payı da var ki kendileri de kabul ettiler. Kürt emekçileri ve yoksulları da bir savaşa maruz kaldıklarına aynısını soruyor. Demek ki Türk emekçileri ve Kürt emekçileri yan yana gelmeden bu iktidarı yenemeyeceğimiz ortaya çıkıyor.

“ÖZERKLİĞİ TARTIŞABİLECEĞİM ORTAMI ARIYORUM”

Erkan Baş, Kürt Sorunu'nda gündeme gelen özerklik tartışmalarına da değindi. Erkan Baş, kendilerinin özerklik konusuna sınıfsal ve üretim araçlarının mülkiyeti açısından baktıklarını belirtti. Baş, bu noktada özerkliğin bölgesel asgari ücret gibi adaletsizliklere sebep olabileceği ve sermaye sınıfının daha rahat hareket etmesine sebebiyet verebileceği uyarısında bulundu.

Erkan Baş, bu değerlendirmelerinin ardından ise henüz Türkiye'de özerkliğin tartışılabildiği bir ortamın olmadığını dile getirerek, “Bugün ölen 7 günlük insanlar var. Umarım yakın bir gelecekte bir barış ortamı sağlanır da bu tartışmayı yapabiliriz” dedi.

Erkan Baş bu konu hakkında, Türk ve Kürt emekçilerinin eşit haklara sahip ortaklığını hedeflediklerini ve bu noktada Kürt halkına herhangi bir dayatmanın yapılmasını kabul etmeyeceklerini ifade etti.

BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ VE CERATTEPE


Aynı zamanda Birleşik Haziran Hareketi(HAZİRAN) Türkiye Yürütmesi Üyesi olan Erkan Baş, programın sonunda HAZİRAN ile ilgili de konuştu. Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığını ifade eden sözlerini hatırlatan Baş, “Türkiye Cumhuriyeti protokolünün 1 numarası Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum dediği andan itibaren halka da bu hak doğuyor. Cerattepe'de hukuki süreç bitene kadar dokunulmayacak dendi. Eğer o hukuki süreç, Cerattepe halkının taleplerini yansıtmazsa o kararı tanımama hakkı doğmuştur. Burada fiili mücadele gerekliliği ortaya çıkar. Birleşik Haziran Hareketi, yerel meclisleriyle bu mücadelenin aracı olmaya çalışacak” şeklinde konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder