YAZININ İÇERİĞİ
Aleksis Tsipras, Efimerida ton Sintakton gazetesine yazdığı makalede, “Sol politika, emekli maaşları ve zayıfların korunması, istihdam hakkı, adalet ve demokrasinin yeniden kazanılması için mücadele etmektir” demiş.(1)
Tsipras; küresel sömürü düzeninin merkezi konumundaki Avrupa'nın ekonomik, toplumsal ve mülteci başlıklarında üçlü bir kriz ortamında olduğu tespitinde bulunuyor. Yunanistan Başbakanı, Avrupa'nın içinde bulunduğu durumu şöyle değerlendiriyor:
“Mahallemiz, Libya, Suriye ve Ukrayna’da yaşanan bölgesel çatışmalarla dolu bir üçgenin merkezindedir. Dini fundamentalizm Ortadoğu’da istikrarsızlığa neden olurken, Avrupa için direkt bir terör tehdidi oluşturmaktadır.
Avrupa’da önemli bir dönüm noktasında bulunuyor. Bir yandan aşırı muhafazakarlar, güney ülkelerini yağmalayan aşırı uçta ekstrem ekonomik politikaları zorla kabul ettirirken, Avrupa Birliği’ndeki iç dengeleri Grexit(2) tehdidinde olduğu gibi tehlikeye sokmaya tereddüt etmiyorlar.
Diğer yandan aşırı sağın popülist yaklaşımı sınırlara duvar örerek mülteci sorunuyla ilgili ortak karara bağlanan politikaları görmezden geliyor ve komşu ülkelerin sıkıntılarını artıyor.”
Tsipras, kendi başbakanlığındaki Yunanistan'ın Avrupa içindeki konumunu ise şu şekilde ifade ediyor:
“Kemer sıkma poltikalarıyla yabancı düşmanlığı sentezlenince hatta terör saldırılarıyla da güçlendirilince, Avrupa’da aşırı sağı pekiştiren bir ortam oluşturuluyor. Bu noktada da, Avrupa’nın kazanımlarına karşı savaşan aşırı sağın yerine, kemer sıkma politikalarına karşı mücadele eden solu, Avrupa’nın düşmanı olarak görenlerin gafleti ortaya çıkıyor.
Bu durum karşısında Yunanistan, demokratik bir güç olarak yükselmeye, aşırı muhafazakarların yayılımcılığına karşı, tüm Avrupa’da ilerici güçlerin verdiği mücadelede baş rol üstlenmeye kararlıdır. Ülkemiz ve halkımız, etik açıdan ve simgesel olarak, hali hazırda Avrupa’da bu öncü güçlerin arasındadır.”
“Güç dengelerini tekrar düzenlemek üzere toplumsal ve siyasi alanda, hükümet düzeyinde, Avrupa’da ilerici ittifaklar hedeflemektir. Βölgemizde barış ve işbirliğini güvence altına almayı acil ve zorunlu bir Avrupa hedefi olarak belirlemektir” şeklinde bir “sol strateji” belirleyn Tsipras, yazısını mücadele çağrısıyla bitiriyor:
“Kimse kolay olacığını söylemedi. Solun kolay davalar için yetkili konumlara gelebileceğine inanan da saf ve tecrübesizdir. Yolu bizim açmamız gerekmektedir. Bunu da memleketimizdeki toplumsal güçlerle ve tüm Avrupa’daki ilerici güçlerle işbirliği içinde yapacağız. Biz birşeyler yapmadığımız sürece, gelecek kendiliğinden gelmeyecektir.”
NEDEN “YETMEZ AMA EVET”?
Tsipras; küresel sömürü düzeninin merkezi konumundaki Avrupa'nın ekonomik, toplumsal ve mülteci başlıklarında üçlü bir kriz ortamında olduğu tespitinde bulunuyor. Yunanistan Başbakanı, Avrupa'nın içinde bulunduğu durumu şöyle değerlendiriyor:
“Mahallemiz, Libya, Suriye ve Ukrayna’da yaşanan bölgesel çatışmalarla dolu bir üçgenin merkezindedir. Dini fundamentalizm Ortadoğu’da istikrarsızlığa neden olurken, Avrupa için direkt bir terör tehdidi oluşturmaktadır.
Avrupa’da önemli bir dönüm noktasında bulunuyor. Bir yandan aşırı muhafazakarlar, güney ülkelerini yağmalayan aşırı uçta ekstrem ekonomik politikaları zorla kabul ettirirken, Avrupa Birliği’ndeki iç dengeleri Grexit(2) tehdidinde olduğu gibi tehlikeye sokmaya tereddüt etmiyorlar.
Diğer yandan aşırı sağın popülist yaklaşımı sınırlara duvar örerek mülteci sorunuyla ilgili ortak karara bağlanan politikaları görmezden geliyor ve komşu ülkelerin sıkıntılarını artıyor.”
Tsipras, kendi başbakanlığındaki Yunanistan'ın Avrupa içindeki konumunu ise şu şekilde ifade ediyor:
“Kemer sıkma poltikalarıyla yabancı düşmanlığı sentezlenince hatta terör saldırılarıyla da güçlendirilince, Avrupa’da aşırı sağı pekiştiren bir ortam oluşturuluyor. Bu noktada da, Avrupa’nın kazanımlarına karşı savaşan aşırı sağın yerine, kemer sıkma politikalarına karşı mücadele eden solu, Avrupa’nın düşmanı olarak görenlerin gafleti ortaya çıkıyor.
Bu durum karşısında Yunanistan, demokratik bir güç olarak yükselmeye, aşırı muhafazakarların yayılımcılığına karşı, tüm Avrupa’da ilerici güçlerin verdiği mücadelede baş rol üstlenmeye kararlıdır. Ülkemiz ve halkımız, etik açıdan ve simgesel olarak, hali hazırda Avrupa’da bu öncü güçlerin arasındadır.”
“Güç dengelerini tekrar düzenlemek üzere toplumsal ve siyasi alanda, hükümet düzeyinde, Avrupa’da ilerici ittifaklar hedeflemektir. Βölgemizde barış ve işbirliğini güvence altına almayı acil ve zorunlu bir Avrupa hedefi olarak belirlemektir” şeklinde bir “sol strateji” belirleyn Tsipras, yazısını mücadele çağrısıyla bitiriyor:
“Kimse kolay olacığını söylemedi. Solun kolay davalar için yetkili konumlara gelebileceğine inanan da saf ve tecrübesizdir. Yolu bizim açmamız gerekmektedir. Bunu da memleketimizdeki toplumsal güçlerle ve tüm Avrupa’daki ilerici güçlerle işbirliği içinde yapacağız. Biz birşeyler yapmadığımız sürece, gelecek kendiliğinden gelmeyecektir.”
Öncelikle Tsipras'ın bahsettiği kriz başlıklarında hakikaten Avrupa'nın ve küresel sömürü düzeninin krizde olduğu aşikardır. “Biz birşeyler yapmadığımız sürece geleceğin kendiliğinden gelmeyeceği” de bir o kadar açık olan bir gerçek. Fakat Tsipras'ın reçetesi yeterli tedaviyi öngörmüyor.
“Emekli maaşları ve zayıfların korunması, istihdam hakkı, adalet ve demokrasinin yeniden kazanılması için mücadele etmek” sol politika için olmazsa olmazdır fakat, sol politika bundan ibaret değildir. “Güç dengelerini tekrar düzenlemek”, hedefi kulağa hoş gelse de solun hedefi bu değil, güç dengelerini emekçiler ve ezilenler lehine yeniden kurmaktır.
Tsipras eğer bu tarifi “Körü körüne bir çatışma, muhalefete dönüş ya da hükümet sorumluluklarından gönüllü olarak vazgeçmek” olarak yorumluyorsa kendisiyle “Avrupa Birliği'nin iç dengeleri”ni gözeten “gerçekçi sol strateji”sinde yollarımız ayrılıyor.
Çünkü sol siyasette gerçekliğin getirdiği gerekliliklerin önüne geçen bir “gerçekçiliğe” yer yoktur...
(1)Basın Lobisi, “Tsipras’tan ‘Sol Politika Nedir’Makalesi”, 8 Ocak 2016, Çeviri: SYRIZA Rodop Milletvekili Mustafa Mustafa: https://basinlobisi.wordpress.com/2016/01/08/tsiprastan-sol-politika-nedir-makalesi/
(2)Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden ve para biri Avro'dan çıkması
Soner Bahadır
“Emekli maaşları ve zayıfların korunması, istihdam hakkı, adalet ve demokrasinin yeniden kazanılması için mücadele etmek” sol politika için olmazsa olmazdır fakat, sol politika bundan ibaret değildir. “Güç dengelerini tekrar düzenlemek”, hedefi kulağa hoş gelse de solun hedefi bu değil, güç dengelerini emekçiler ve ezilenler lehine yeniden kurmaktır.
Tsipras eğer bu tarifi “Körü körüne bir çatışma, muhalefete dönüş ya da hükümet sorumluluklarından gönüllü olarak vazgeçmek” olarak yorumluyorsa kendisiyle “Avrupa Birliği'nin iç dengeleri”ni gözeten “gerçekçi sol strateji”sinde yollarımız ayrılıyor.
Çünkü sol siyasette gerçekliğin getirdiği gerekliliklerin önüne geçen bir “gerçekçiliğe” yer yoktur...
(1)Basın Lobisi, “Tsipras’tan ‘Sol Politika Nedir’Makalesi”, 8 Ocak 2016, Çeviri: SYRIZA Rodop Milletvekili Mustafa Mustafa: https://basinlobisi.wordpress.com/2016/01/08/tsiprastan-sol-politika-nedir-makalesi/
(2)Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden ve para biri Avro'dan çıkması
Soner Bahadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder