logo

3 Haziran 2015 Çarşamba

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku


İlhami Algör’ün okuduğum ilk kitabı. Önce filmini izlemiştim kitabı okumak daha sonra kısmet oldu. Aynı doğrultuda gidiyor neredeyse ama belli başlı noktalarında ciddi ayrımlar var. Dil olarak aynı, garip ama okuyanını, izleyenini sarıyor kendine. Her ikisini de beğendim, her ikisinde gördüğüm farklı Müzeyyen yorumlarını… Kitap ve film erkek  kahramana odaklanıyor ama sanırım ben kadına odaklandım.  Filmde Sezin Akbaşoğulları ve Erdal Beşikçioğlu başrolleri paylaşıyordu. İkisinin de oyunculuklarını, karakterlere bürünüşünü izleyici olarak sevmiştim. Filmde birebir Müzeyyen ile karşılaşabiliyorsunuz tüm o gizemli halinin belirsizliğinin yanı sıra var edebiliyorsunuz fakat kitapta Müzeyyen daha flu. Hem filmde hem de kitapta erkek kahramanımız kendiyle konuşmayı seviyor. Belki de Müzeyyen’e açık konuşamadığı kadar konuşuyor kendisi ile. Edebi bir dilden ziyade daha sokak ağzı, ironik bir dili var romanın filmde yönetmende bu dili pek değiştirmemiş, iyi de olmuş bence.
“…
Sonra, ‘ikili’lerden birine, üçüncü biri katılır ve böylece bazıları anlar ki, asıl olan birdir ve bir esastır. Fakat nedense bir’i yarım sayar ve iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. İki lanet bir sayıdır, kendine yetmez, hep üçe koşar ve sonra sil baştan.”
Sonlar meçhul, Müzeyyen’e ne oldu acaba neden kalkıp gitti? Daha önce giden geri mi gelmişti yoksa bir bütün olmaktan, birken iki olmaktan mı sıkılmıştı Müzeyyen…  Belki de sadece” bitse ne olur bitmese ne?” diyip gidivermiştir.
Seda Mit’e ait olan kapak resmi ve kitabın içindeki desenler bir bütünlük sağlamış hikâyeyle. Her ne kadar film kitap odağı karışmış bir yazı olmuş olsa da her ikisinin de yeri ayrı ben de özellikle filmin. Yaratılan Müzeyyen’in… Belki de pek bir benzettiğimdendir kendime. Şu pasajına da yer vermeden geçemeyeceğim sanırım;
“Aynadaki kadın benim zıttım” demişti. “ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden. Ben gündüzüm, o gece… Çapkın, güçlü, özgür.”

Keyifli okumalar ve izlemeler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder