Hepimiz Yüksek Tansiyon Hastası Olduk!

Öncelikle Soma’da kaybettiğimiz vatandaşlarımız ışıklar içinde yatsın.

Geride kalanlara ise sabır dilemekten başka çaremiz yok. Maden ocağının yıkılmasıyla en az 302 ocak yıkıldı. Maden ocağının üstü kapatıldı...

Öte yandan geçtiğimiz 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız da kutlu olsun.

Soma hakkında zaten sözün bittiği yerdeyiz...

Bu işin fıtratında kaza var diyen ve acılı insanları tokatlayan Başbakanların,

Protesto eden vatandaşı tekmeleyen müşavirlerin,

Acısı büyük bir topluluğun üzerine bir de biber gazı ve tazyikli su sıkan polislerin,

17 yaşında madende işe başlayan çocukların yaşadığı bir ülkeyiz biz.

Ayrıca:

Bu ülkenin Başbakanını yuhalarsan tokadı yersin diyenlerin,

14 yaşındaki çocukları öldürenlerin,

“Diktatör olsaydım meydanlarda gezemezdiniz” diyenlerin,

Barolar Birliği Başkanı’na hukuk öğretenlerin,

Cumhurbaşkanına “kalk diyoruz” diyerek Cumhurbaşkanını peşine takanların,

İşçiyi düşünmeme sonucu yaşanan facianın bir suikast olduğunu iddia edenlerin,

Dini kullanarak halkı susturmak adına cübbeli-sarıklı insanları Soma’ya gönderenlerin,

Facianın sorumlularından olup, basın toplantısına katıldığında “Sağlığım kötüydü yine de geldim” diyenlerin,

Vatandaşına “İsrail dölü” diyenlerin,

“Fakire dağıtılan kömürü zenginler mi çıkartsın?” diyenlerin

“Aklı olan hayatta kaldı” diyenlerin oldu garip ötesi bir ülke olduk. Trajedi filmi izler gibi izliyoruz artık. Acıklı bir dram filmi…

Bugün de Cem Evi'nde bir cenazeye katılan Uğur Kurt adlı yurttaşımız, hiçbir şey yapmadığı halde kafasından vuruldu! Hem de gerçek mermiyle. Ben bu yazımı yazarken, Uğur Kurt adlı yurttaşımız yaşam savaşını sürdürüyor. Umarım bu savaşı savaşını kazanır…

Hepimiz yüksek tansiyon hastası olduk!

Eğer Türkiye’de yaşıyorsan, başına her şey gelebilir.

Hukuk bizi terk edeli çok oldu.

İleri demokrasi de o kadar fazla ilerledi ki, gözden kayboldu.

Uğur Mutlu