logo

22 Ağustos 2013 Perşembe

Hasan Karakaya hakkında suç duyurusu

İNSANLIĞIN İNSANLIĞINA,


Şikayetçi: Soner Bahadır

Sanık: Yeni Akit Gazetesi Yazarı Hasan Karakaya

Suçlama: Gıyabi hakaret, ayrımcılık ve hedef gösterme

Açıklama: Hasan Karakaya, Yeni Akit Gazetesi’nin 22 Ağustos 2013 tarihli sayısının 9. sayfasında “Kuyruğuna basılan İsrail... Ama bağıran Amerika!” başlıklı yazısının “BUNLAR TAM GEZİ ZEKÂLI” ara başlığında aşağıda geçen ifadeleri kullanmıştır:

“İşte şimdi de;

Mısır’da tezgâhladığı, Tunus’ta tezgâhlamaya çalıştığı ‘darbe’nin bir benzerini Türkiye’de tezgâhlamaya çalışıyor... Bunun için de; ‘Erdoğan gitsin de, kim gelirse gelsin!.. Türkiye yansa da, yıkılsa da, çok gerilere gidecek olsa da fark etmez!.. Yeter ki Erdoğan gitsin!’ diye sokaklara ve meydanlara dökülen ‘Gezi Zekâlı’ları kullanıyor!..

O Gezi Zekâlı ‘ebleh’ler, ‘embesil’ler, ‘gerzek’ler, ‘aptal’lar, ‘şapşal’lar, ‘angut’ ve ‘dunkof’lar da; bir yandan ‘antikapitalist’, bir yandan ‘Amerika düşmanı’ olduklarını iddia ederken, bir yandan da ‘Amerika’nın kucağında’ oturmaktan doyumsuz bir haz alarak; ‘Tayyip istifa’ sloganları atıyorlar!..
Kendilerine ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyorlar... Bana kalırsa; ya ‘Siyonizmin askerleri’dirler, ya da ‘Son Firavun Sisi’nin askerleri!’

...

Ama, boşuna “Gezi Zekâlı” demiyorlar kendilerine... Kafalarında “kuş beyni” kadar beyin olsaydı, “Gezi Zekâlı” olmazlardı!..”

Yazıda geçen “Gezi zekâlı” ifadesi, İçişleri Bakanlığı’nın verdiği verilere göre Türkiye çapında 79 ilde 2 buçuk milyonun sokağa çıktığı, bu sayının kat kat fazla sayıda insanın tencere ve tava çalarak destek verdiği Gezi Parkı Direnişi eylemlerinde mizahın bariz bir biçimde ön planda olması sebebiyle eylemcilerin kendilerine yakıştırdıkları nitelemedir.

Alıntıladığım bölümde Gezi Parkı Direnişi’ne destek veren milyonlarca yurttaş, siyasi düşünceleri ve gerek ulusal gerekse uluslarası hukuk mevzuatıyla koruma altına alınmış barışçıl gösteri ve toplantı haklarını kullanmaları yüzünden  açıkça hedef alınmıştır.

Alıntıladığım ilk paragrafta bahsi geçen eylemciler, yazının bütününe bakılınca daha da açık bir biçimde anlaşılacağı üzere Türkiye’de darbe yaptırmak isteyen ABD ve İsrail ile işbirliği yapmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında “Vatana ihanet” suçlamasına karşılık gelen eylemlerde bulunmakla suçlanmaktadır. Yazıda açıkça dile getirilmese de, Türkiye reel hukuk mevzuatında somut bir suça karşılık gelen ifadeler kullanılmaktadır, fakat bu ifadelere soyut siyasi yorumlar dışında bir dayanak bulunmamaktadır.     

Alıntıladığım diğer paragraflarda ise eylemciler, insan onuruna aykırı nitelemelere maruz bırakılırken “Siyonizmin askerleri” şeklinde nitelenerek hedef gösterilmiştir.

Bu suretle yazı;

1)İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk maddesinde sayılan insanların doğuştan kazandıkları ve herkesin eşit olduğu niteliklerinden “onur”un zedelenmesine sebebiyet vermektedir.

2)Aynı Beyanname’nin 7. maddesinde yer alan “Herkesin, bu Bilgdirge’ye aykırı her türlü ayrıma bu tür ayrım gözetici işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit koruma hakkına sahiptir” hükmüne aykırıdır.

3)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 25/2 maddesinde yer alan “Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmüne aykırıdır.

Talep: Bu yazının ve temsil ettiği düşünce yapısının gerek hukuki gerekse insani yönden adaletle değerlendirilmesini, eshefle kınanmasını, eleştiriye saygı duyulması, eleştirinin saygı ve akıl çerçevesinde yapılması ve eleştiri ile hakaretin birbirinden ayrılmasına özen gösterilmesini talep ediyorum. (22.08.2013)

Soner Bahadır
Milyonlarca “Gezi zekâlı” adına şikayetçi  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder