Herkese, her vakit söylerim. Dünyayı
yöneten paradır. Siyasi kararlar karanlık maddi güçlerce alınır,
uygunlanır, gerekirse savaşlar bile çıkartılır. Bu karanlık
maddi güçler bir komplo teorisi gibi olsa da tamamen gerçektir.
Bizler, bu parababaları için sadece birer karıncayız.
Yediğimiz onların umrunda değildir.
Gıdaların genetikleriyle oynarlar ve tavukmuşuz gibi bizlere
atarlar. Yediklerimizin yüzde sekseni yapay. Yumurtalar yapay.
Tavukçuluk sanayiinde bazı şirketlerin, daha fazla yumurta elde
edebilmek için gerek hayvanların gerekse bizlerin sağlığını
umursamadan, gün içinde tavukların bulunduğu kümesteki ışıklar
söndürülüp söndürülüp açılarak tavuklar üç defa
yumurtlatılmakta. Öyle yumurtadan hayır mı gelir? Gelmez. Ama
sermaye sahiplerine para gelir.
Çeşit çeşit hastalıklarla
uğraşırız. Kuş gribi oluruz, domuz gribi oluruz. Tıptan
anlamıyoruz ya. E biraz da az okuyoruz Türkiye Halkı olarak.
İlaçlara paralar bayarız. Hele bir de sigortanız yoksa sıçtınız.
Düşük seviye astım hastasıysanız ve sigortanız yoksa sizin
ilacınız üç yüz Türk Lirasıdır. Marsa robot gönderilir,
hayvanlar klonlanır, tanrı parçacığı bulunur ama bazı
hastalıkların asla çaresi bulunmaz. Neden acaba? Neden diye
sormaya alışmalıyız.
Yıllar önce AIDS ile ilgili bir
pankart görmüştüm. Şunu diyordu:
“Aids'in çözümü bulunsun mu
istiyorsunuz? İki büyük devletin iki başkanına bulaştırın.”
Kimisine hiçbir şey olmaz hiçbir
şey. Paralar oradan oraya gider durur. Bizler, para kendisinden
çıkan taraflarız.
Gerçek bilgiyi veren "gerçek" kitaplar
basılmadan sansürlenir. Yüce biri bir kitap yazar, fazla
aydınlattı diye öldürülür. Çomak da sokamazsın yani bu çarka.
Neden mi? Parası olanın gücü vardır. Ve günümüzde bu güç
teknolojidir.
Teknoloji, televizyonuyla, konsol
oyunlarıyla vesaire bizi rehin eder. Bunları daha önceki
yazılarımda anlattım o yüzden uzatmayacağım. Kısacası bu
yazımda bahsetmek istediğim konu şudur:
Teknoloji bizim için bir zehirdir.
Ama eğer ki öğrenir ve öğretirsek bu iğrenç sistem için bir
panzehirdir. Bunun en büyük örneği Redhack'tir. Adamlar cellatı
kendi silahıyla vurmaktalar. Bu cellat değil miydi istediğinin
telefonunu dinleyen, istediğinin videosunu yayınlayan, istediği
hakkında suni ve yandaş medyası vesilesiyle yalan haber
pompalayan? Şimdilerde kendi silahıyla vurulmakta. Ama az
vurulmakta. Zamanla artar umarım. Bu işler sıkıntılı işler.
Teknolojinin takibindeyiz. Ben bile şuan bir tehdit altındayım
çünkü sistemin yumuşak karnını size işaret ediyorum. Oraya
çalışılırsa sistem afallayacaktır. Afallıyor da. Son olarak
Reyhanlı'daki patlamanın evraklarını ele geçirip yayınlayan
Redhack, Amerika'nın paspas bıyıklı maşasını kekeletti.
Başarılar diliyorum çünkü yaptıkları her şey halk için,
aydınlık için, bağımsızlık için.
Teknoloji anca teknoloji ile
zaptedilir.
İnanın günümüzün teknolojisi
(ortam dinlemeleri, gprs takibi, uydu monitörleri, keylogger'lar,
web tabanları) Kurtuluş Savaşı döneminde olsaydı, başta
Mustafa Kemal Paşam olmak üzere bütün isimsiz kahramanlarımızın
önü tereyağından kıl çeker gibi kesilecekti. Bu da bizim güzel
talihimizdir.
Ve teknoloji, dünyada ne kadar insan
varsa, hepsi için her vakit bir tehdittir...
Uğur Mutlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder