logo

22 Ocak 2013 Salı

İhsan Arslan’ı savunmak Margulies’e kaldı


Aydınlık ve Ulusal Kanal’ın Orhan Aykut röportajları, “yetmez ama evet”çileri ayağa kaldırdı. Haberlerin odağındaki İhsan Arslan’ın ağzı açılmazken, Roni Margulies’in sokaklara dökülmesi ise dikkat çekici.

Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal, 16 – 20 Ocak tarihleri arasında, Taraf Gazetesi Yazarı Mehmet Baransu tarafından Balyoz ve Ergenekon gibi askerlerin yargılandığı siyasi davalarla ilgili “bavul dolusu belgeler” ile hazırlanan haberlere konu olan belgelerin sahte olduğu yönünde haber dizileri yayınladı. Haberlerin ana temasında belgelerin, eski AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ın başında bulunduğu; içinde eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski Deniz Kuvvetleri Binbaşı Prof. Dr. İskender Pala ve Orhan Aykut’un da yer aldığı bir grup tarafından hazırlandığı ve Baransu’ya 2003 yılında İstanbul Mövenpick Otel’de verildiği yer alıyor.

Bu yayınlarla ilgili olarak ne yukarda adını saydığım isimler, ne ilgili kurumlardan bir yetkili, ne bir mahkeme ne de habere imza atan Mehmet Baransu ağzını açmış değil. Kimseden çıt çıkmıyor. Haberleri takip eden ve Balyoz Davası hükümlülerinin yakınlarından oluşan Vardiye Bizde Platformu üyeleri ise haberlerde adı geçen kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Henüz, suçlanan kimseden bir ses seda yok. Ne yalanlıyorlar ne de doğruluyorlar.

“Yetmez ama evet” platformu

Yalnızca, Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Platformu ses çıkarıyor. Kimlerden oluşuyor bu platform? 12 Eylül 2010 tarihli Anayasa Referandumu’nda hükümetin “askeri vesayeti kaldırıp darbelerle hesaplaşacağı” ve “sivil ve demokratik bir anayasa hazırlayacağı” argümanlarının “sol propaganda(!)”sını yapan ve “Yetmez ama evet” diyen Taraf Gazetesi etrafında öbekleşen ve “AKP’nin getirdiği ileri demokrasi(!)”den nemalanarak “sosyalizm(!)” kuracağı açmazını savunan “devrimci sosyalist(!)”lerden.

Platform, Taraf Gazetesi’nin 20 Ocak 2010 tarihinde “Fatih Camii bombalanacaktı” manşetini atışının 3. yıl dönümünde Taraf Gazetesi Yazarı Roni Margulies’in de katılımıyla Taksim Tünel Meydanı’ndan Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Güzergahları üzerinde bulunan İstanbul Barosu’nun önünden geçerken “darbeci baro” diye bağıran kitlenin, aynı güzergah üzerinde bulunan ve kendi ifadeleri ile “yüksek sesli darbecisever propaganda” yapan Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’ın binasının önünden geçerken özel bir slogan atmaması ya da sıradan söyleminin dışına çıkmamış olması ise ayrı bir dikkat çekici unsur.

Tutarsız düşünme sistemi

Platform tarafından yapılan basın açıklaması ve bütün kopardıkları yaygarayı dayandırdıkları varsayımsa “düşünce” denen şeyin bu topraklara uğramadığı izlenimini uyandırdı bende. Açıklamada, “Son dönemde yüksek sesle yapılan yayınlara inanacak olursak; 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan darbelerinin bu ülkede gerçekleşmediğine inanmamız gerekiyor” denildi.           

Bu sistematik ve bakış açısıyla düşünmek çok sakat bir yaklaşımdır. O zaman bu kitlenin benim işkembe-i kübradan sallayacağım ve tabii ki gerçeklik payı olmayan, “Uğur Mumcu’yu, Roni Margulies öldürdü. Buna karşı çıkanlar bu ülkede daha insan öldürüldüğü gerçeğini görmememizi istiyor” varsayımını da doğru kabul etmeleri gerekmektedir. Bu iki varsayım da aynı derece akılcı ve gerçekçidir.

Margulies neden yürüyor?

İhsan Arslan ağzını açmıyor, AKP Genel Merkezi ağzını açmıyor, Ramazan Akyürek ağzını açmıyor, Emniyet Genel Müdürlüğü ağzını açmıyor, İskender Pala ağzını açmıyor, Genelkurmay Başkanlığı ağzını açmıyor, Mehmet Baransu ağzını açmıyor, manşeti attıran Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ağzını açmıyor, bu konuda adeta “zurnanın son deliği” denebilecek Roni Margulies Taksim’de yürüyüşe katılıyor.

Margulies nezlinde bütün yürüyenlere soruyorum: Bu kadar suçlanan ve yanıt vermesi beklenen kişi ve kurumlar bu iddiaları yalanlamazken siz neden böyle bir yürüyüş düzenlersiniz?

Yukarda isimlerini saydığım kurum ve kişilere de soruyorum: İnsanlar, sizerle ilgili suçlamalar hakkında size destek vermek için eylem yaparken siz neden tek kelime açıklama yapmazsınız? Hakkınızdaki iddiaların, “görevi kötüye kullanmak”, “evrakta sahtecilik” ve “adil yargılamayı etkileme” gibi suçları barındırdığının farkında mısınız?

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder