“İş kazası değil, cinayet” sloganıyla her ayın ilk pazar günü Taksim-Galatasaray Meydanı’nda “iş cinayetlerinde” hayatını kaybedenlerin ailelerinin sürdürdüğü “Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin” 2 Aralık Pazar günü 13’üncüsü gerçekleştirildi. Aileler bu nöbette de yaşadıklarını ve sürdürdükleri davalarda gelinen son durumu kamuoyuyla paylaştılar ve bu nöbeti 25 Kasım 2012’de Samsun-Tekeköy’deki bakır işletmesinde hayatını kaybeden işçilere adadılar.
Nöbete gelenleri karşılamak üzere aileler adına, Davutpaşa patlamasında hayatını kaybeden Heybetullah Güleç’in abisi Hakkı Güleç, Samsun-Tekeköy’de hayatını kaybeden işçiler için rahmet ve başsağlığı dilekleriyle nöbeti açtı. Daha sonra Van Bayram Otel’de hayatını kaybeden Cem Emir’in kardeşi Sinem Emir aileler adına basın açıklamasını okudu. Emir, “İsterdik ki bugün burada toplanmamıza neden olan gerekçeler ortadan kalksın. Hiç ‘iş kazası-cinayeti’ haberi duymayalım” temennisiyle başladığı basın açıklamasında iş cinayetlerinin artarak devam ettiğinin altını çizdi.
Samsun’daki ölümler sorumluların yargılanmamasının sonucu
25 Kasım’da Samsun Tekeköy’deki bakır işletmesinde 6 işçinin hayatını kaybettiğini, 9 işçinin de yaralandığını belirten Emir, “Asıl işveren Cengiz İnşaat, işi taşeronun da taşeronuna veriyor. 21 işçi ise sendikalaşmaya çalıştıkları için aynı işyerinde işten atılmış… Kastamonu Küre’de 19 madencinin hayatını kaybettiği facia, Adana’da HES inşaatında 9 işçinin hayatını kaybettiği facia, Murgul’daki madende işçi ölümü, Karadeniz Otoyolu inşaatı… adres aynı. Bu kadar iş cinayetinden sorumlu tutulup yargılanmayınca, 2012’de karşımıza tabii ki Samsun’daki tablo çıkmakta” diyerek sorumlular yargılanmadığı sürece yeni iş cinayetlerine yol açıldığını belirtti.
“İş cinayeti haberi alınmayan bir gün bile geçmediğine” dikkat çeken Emir, iş cinayetlerinin çok azının dava aşamasına taşındığını, “sadece kâr peşinde” olan patronların ve denetimden sorumlu kurum ve kuruluşlarının gözünde “işçilerin hiçbir kıymetinin olmadığını” belirtti. İşçilerin ölümüne yol açan olayların nedenlerinin aynı olduğunun ve tüm sorumluların yargılanmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Yargılamalarda ve iş cinayetlerinde tablo aynı
Emir, açıklamada, nöbete katılan ailelerin sürdürdükleri adalet mücadelesinde gelinen nokta ve hemen her davada bugüne kadar yaşadıkları çeşitli “hukuki zorluklar” ile ilgili bilgi verdi. Mevcut bilirkişi raporlarına rağmen, Van-Bayram Otel davasında AFAD görevlilerinin, sorumlu Bakan ve Van Valisinin yargılanmaması, Erkan Keleş davasında BEDAŞ ve Alkama yetkilileri hakkında halen ceza davasının açılmaması, Davutpaşa davasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının yargılanamaması, Erzurum-Aşkale’de elektrik arızası tamiri için gittikleri yerde boğulan 5 işçinin ölümünden sorumluların yargılanmasındaki güçlüklere dikkat çekti. Emir ayrıca, Esenyurt davasının geçtiğimiz hafta görülen üçüncü duruşması sırasında ailelerin avukatlarının yaptıkları “yalancı şahitlik” suç duyurusuna, hukuksal çabalar sonucunda “nihayet iş kazası sayılan” temizlik işçisi Fatma Aldal’ın davasına, iş kazası olduğuna dair bütün deliller ortada olmasına rağmen işveren/işverenlerin sanık durumuna getirilmesinin zorluklarına değindi. Öte yandan Emir, Arka Sıradakiler dizisi setinde çalışırken hayatını kaybeden Selin Erdem’in 4 Aralık 2012’de görülecek duruşmasına aileler adına herkesi davet ederek, “iş cinayetinin” nasıl da basit bir trafik kazası olarak geçiştirilmeye çalışıldığına ve Çalışma Bakanlığı Müfettişlerinin kaza tetkikinin neticelenmediğine de dikkat çekti.
Açıklamayı, sorumlular bu kadar belliyken mahkûmiyet bir yana, sorumluların yargılanmama ihtimali nedeniyle duydukları endişeden bahsederek sonlandıran Emir, sendikaları, “emekçinin dostuyum” diyen milletvekillerini, belediye başkanlarını, partileri, dernekleri, vakıfları, meslek odalarını göreve çağırarak vazifelerini, var olma nedenlerini ve verdikleri sözleri tutmaya çağırdı.
“Bütün sorumlular yargılanırsa, acımız hafifleyecek”
Geçtiğimiz nöbetlerde de olduğu gibi yine bir gazeteci “adalet mücadelesindeki” ailelerle röportaj yaptı. Bu nöbette aileler “İşçiler Ölüyor Vicdanımız Nöbette” pankartı altında, Express dergisi yazarı gazeteci Ayşe Çavdar’ın sorduğu soruları yanıtladı.
Çavdar, Esenyurt çadır yangınında hayatını kaybeden Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak’a olay gerçekleştikten sonra neler yaşadıklarına ve hissettiklerine dair sorular yöneltti. Kıyak, abisinin olay gerçekleşmeden önce mevcut çalışma koşullarından şikâyetçi olduğunu ve işten ayrılmak istediğini dile getirdiğini belirtti. “İşçilerin çalışma koşullarını umursamayan şirket, Marmara Park AVM’nin açılışında akıttığı paranın onda biriyle önlem alabilirdi, bu kötü koşulları düzeltebilirdi… 11 işçi ölmezdi” dedi ve ayrıca üçüncü duruşma sırasında yaşananlara da değinerek, “yalancı şahit ifadesine başvurularak ‘cinayetin’ üstünün örtülmeye çalışıldığını gördüklerini” ifade etti.
Ailelerle ropörtajlarında gazeteci Ayşe Çavdar’ın “Peki ne bekliyorsunuz?” sorusuna ailelerin ortak cevabı, “Bütün sorumlular yargılanırsa, acımız hafifleyecek” oldu.
Aileler bir yandan adalet mücadelelerini takip etmeye çalışırken diğer yandan da kaybettikleri yakınlarının yokluğunun hayatlarındaki etkilerini paylaştılar.
13. Vicdan ve Adalet Nöbeti, ailelerin nöbete desteğe gelenler ve gazeteciler için hazırladığı aşureyi dağıtmaları ve 6 Ocak 2012’deki 14. Nöbete davetleriyle son buldu.
13. Vicdan ve Adalet Nöbeti Basın Bülteni
Nöbete gelenleri karşılamak üzere aileler adına, Davutpaşa patlamasında hayatını kaybeden Heybetullah Güleç’in abisi Hakkı Güleç, Samsun-Tekeköy’de hayatını kaybeden işçiler için rahmet ve başsağlığı dilekleriyle nöbeti açtı. Daha sonra Van Bayram Otel’de hayatını kaybeden Cem Emir’in kardeşi Sinem Emir aileler adına basın açıklamasını okudu. Emir, “İsterdik ki bugün burada toplanmamıza neden olan gerekçeler ortadan kalksın. Hiç ‘iş kazası-cinayeti’ haberi duymayalım” temennisiyle başladığı basın açıklamasında iş cinayetlerinin artarak devam ettiğinin altını çizdi.
Samsun’daki ölümler sorumluların yargılanmamasının sonucu
25 Kasım’da Samsun Tekeköy’deki bakır işletmesinde 6 işçinin hayatını kaybettiğini, 9 işçinin de yaralandığını belirten Emir, “Asıl işveren Cengiz İnşaat, işi taşeronun da taşeronuna veriyor. 21 işçi ise sendikalaşmaya çalıştıkları için aynı işyerinde işten atılmış… Kastamonu Küre’de 19 madencinin hayatını kaybettiği facia, Adana’da HES inşaatında 9 işçinin hayatını kaybettiği facia, Murgul’daki madende işçi ölümü, Karadeniz Otoyolu inşaatı… adres aynı. Bu kadar iş cinayetinden sorumlu tutulup yargılanmayınca, 2012’de karşımıza tabii ki Samsun’daki tablo çıkmakta” diyerek sorumlular yargılanmadığı sürece yeni iş cinayetlerine yol açıldığını belirtti.
“İş cinayeti haberi alınmayan bir gün bile geçmediğine” dikkat çeken Emir, iş cinayetlerinin çok azının dava aşamasına taşındığını, “sadece kâr peşinde” olan patronların ve denetimden sorumlu kurum ve kuruluşlarının gözünde “işçilerin hiçbir kıymetinin olmadığını” belirtti. İşçilerin ölümüne yol açan olayların nedenlerinin aynı olduğunun ve tüm sorumluların yargılanmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Yargılamalarda ve iş cinayetlerinde tablo aynı
Emir, açıklamada, nöbete katılan ailelerin sürdürdükleri adalet mücadelesinde gelinen nokta ve hemen her davada bugüne kadar yaşadıkları çeşitli “hukuki zorluklar” ile ilgili bilgi verdi. Mevcut bilirkişi raporlarına rağmen, Van-Bayram Otel davasında AFAD görevlilerinin, sorumlu Bakan ve Van Valisinin yargılanmaması, Erkan Keleş davasında BEDAŞ ve Alkama yetkilileri hakkında halen ceza davasının açılmaması, Davutpaşa davasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının yargılanamaması, Erzurum-Aşkale’de elektrik arızası tamiri için gittikleri yerde boğulan 5 işçinin ölümünden sorumluların yargılanmasındaki güçlüklere dikkat çekti. Emir ayrıca, Esenyurt davasının geçtiğimiz hafta görülen üçüncü duruşması sırasında ailelerin avukatlarının yaptıkları “yalancı şahitlik” suç duyurusuna, hukuksal çabalar sonucunda “nihayet iş kazası sayılan” temizlik işçisi Fatma Aldal’ın davasına, iş kazası olduğuna dair bütün deliller ortada olmasına rağmen işveren/işverenlerin sanık durumuna getirilmesinin zorluklarına değindi. Öte yandan Emir, Arka Sıradakiler dizisi setinde çalışırken hayatını kaybeden Selin Erdem’in 4 Aralık 2012’de görülecek duruşmasına aileler adına herkesi davet ederek, “iş cinayetinin” nasıl da basit bir trafik kazası olarak geçiştirilmeye çalışıldığına ve Çalışma Bakanlığı Müfettişlerinin kaza tetkikinin neticelenmediğine de dikkat çekti.
Açıklamayı, sorumlular bu kadar belliyken mahkûmiyet bir yana, sorumluların yargılanmama ihtimali nedeniyle duydukları endişeden bahsederek sonlandıran Emir, sendikaları, “emekçinin dostuyum” diyen milletvekillerini, belediye başkanlarını, partileri, dernekleri, vakıfları, meslek odalarını göreve çağırarak vazifelerini, var olma nedenlerini ve verdikleri sözleri tutmaya çağırdı.
“Bütün sorumlular yargılanırsa, acımız hafifleyecek”
Geçtiğimiz nöbetlerde de olduğu gibi yine bir gazeteci “adalet mücadelesindeki” ailelerle röportaj yaptı. Bu nöbette aileler “İşçiler Ölüyor Vicdanımız Nöbette” pankartı altında, Express dergisi yazarı gazeteci Ayşe Çavdar’ın sorduğu soruları yanıtladı.
Çavdar, Esenyurt çadır yangınında hayatını kaybeden Barış Kıyak’ın kardeşi Damla Kıyak’a olay gerçekleştikten sonra neler yaşadıklarına ve hissettiklerine dair sorular yöneltti. Kıyak, abisinin olay gerçekleşmeden önce mevcut çalışma koşullarından şikâyetçi olduğunu ve işten ayrılmak istediğini dile getirdiğini belirtti. “İşçilerin çalışma koşullarını umursamayan şirket, Marmara Park AVM’nin açılışında akıttığı paranın onda biriyle önlem alabilirdi, bu kötü koşulları düzeltebilirdi… 11 işçi ölmezdi” dedi ve ayrıca üçüncü duruşma sırasında yaşananlara da değinerek, “yalancı şahit ifadesine başvurularak ‘cinayetin’ üstünün örtülmeye çalışıldığını gördüklerini” ifade etti.
Ailelerle ropörtajlarında gazeteci Ayşe Çavdar’ın “Peki ne bekliyorsunuz?” sorusuna ailelerin ortak cevabı, “Bütün sorumlular yargılanırsa, acımız hafifleyecek” oldu.
Aileler bir yandan adalet mücadelelerini takip etmeye çalışırken diğer yandan da kaybettikleri yakınlarının yokluğunun hayatlarındaki etkilerini paylaştılar.
13. Vicdan ve Adalet Nöbeti, ailelerin nöbete desteğe gelenler ve gazeteciler için hazırladığı aşureyi dağıtmaları ve 6 Ocak 2012’deki 14. Nöbete davetleriyle son buldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder