logo

7 Aralık 2012 Cuma

Gönüllü fişlenme


Dünya sosyalist ve entelektüel kesiminin sıkça şikayet ederek dile getirdikleri bir konudur herkesin devlet tarafından takip edilip denetlemesi, ve fişlenmesi. Özellikle internet teknolojisinin, girdiği hayatların vazgeçilmezi olduğu “Küresel Köy”de ise bu durum artık kişilerin gönüllü olarak kendilerini fişlemesine dönüştü.

Modern anlamda, Benito Mussolini liderliğindeki Faşist İtalya’da 1926-1937 yılları arasında hapis yatan Antonio Gramsci’nin, bu yıllarda yazdığı “Hapishane Defterleri” isimli üç ciltlik kitapta temellerini attığı hegomonya(hakimiyet) kavramının, George Orwell’ın 1949 yılında yazdığı “1984” isimli kurgusal öngörü romanında geliştirilmesiyle ortaya çıkan ve bu kavramı tamamlayan bir olgudur “toplumsal denetim.”

Bu iki Marksist düşünürün düşüncesini birleştirdiğimizde karşımıza çıkan düşünce şu: Mevcut toplumlar temelde, sermaye sınıfı ve emek sınıfı olarak ikiye ayrılır. Toplumun yönetim aygıtı olan devlet, sermaye sınıfının elindedir ve çeşitli araçlarla sermaye sınıfının istekleri doğrultusunda toplumu yönlendirir. Devlet, aynı zamanda bu yönlendirmenin ne kadar başarılı olduğunu da denetler ve yönlendirmeye uymayanları kontrol altında tutmaya çalışır.

20. yüzyılın ilk yarısında şekillenen ve 20. Yüzyılın ikinci yarısını kapsayan iki sosyoekonomik(kapitalist ve reel sosyalist) kutuplu dünya düzenindeki sınıflı(kapitalist) toplum düzenini açıklayan bu düşünce yapısı, görüldüğü üzere tepeden inmeci ve baskıcı bir yöntemini ortaya koymaktaydı.

Reel Sosyalist Kutup’a karşı temel mücadele silahı “özgürlük” olan ve Reel Sosyalist Kutup’u “Dünya’ya özgürlük vaat ederek” yıkan Kapitalist Blok’un böylesi baskıcı bir yöntemi sürdürmesi mümkün değildi. Bu yüzden, dünya politikasını temel görüş olarak değiştirmeyen Kapitalist Blok’un bu denetimi daha “özgürlükçü” hatta “gönüllü” hale getirmesi gerekmekteydi.

Kapitalist devletin en kuvvetli toplumsal denetim araçlarından popüler kültür ve teknolojinin kazandığı yeni toplumsal konum ile birlikte bu denetim, hedeflenen gönüllülüğe erişti. Popüler kültürün “marka” ve “statü göstergesi” olarak tanıttığı semtlerde ve mekanlarda(ikon) bulunma çabasının yanına bir de internet üzerinden çeşitli mecralar aracılığıyla bu marka ve statü ikonlarının tüketildiğinin belirtilir hale getirilmesi ve bu belirtmenin çeşitli promosyonlarla desteklenmesi, gönüllü toplumsal denetimi, yani gönüllü fişlenmeyi getirdi…   

Soner Bahadır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder