logo

27 Kasım 2012 Salı

Redhack Davası ile asıl güdülen amaç

Redhack, kurulduğu 1997 yılından bu yana gerçekleştirdiği birbirinden sansyonel siber saldırı eylemleri ile adından sıkça teleffuz ettirdi. Özellikle geçtiğimiz şubat ayında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesini çökertmesi ile ülke gündeminde soğuk duş etkisi yaratmış idi. Emniyet güçleri bu saldırının hemen ardından kendilerini aklama adına yaptığı operasyonlar ile ülke genelinde 10 kişiyi Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün sitesine erişimi engellemek ve terör örgütü üyesi olma suçlarından dolayı 24 yıl hapis istemi ile hakim karşısına çıkardılar.


Dün Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün resmi internet sitesine erişimi engellemek ve terör örgütü üyesi olma suçlarından gözaltına alınıp tutuklanan Duygu Kerimoğlu, Uğur Cihan Okutulmuş ve Alaaddin Karagenç ve tutuksuz yargılanan 7 kişi 9 ay sonra ilk defa hakim karşısına çıktı. Yapılan yargılamanın ardından, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanıklar Aladdin Karagenç, Uğur Cihan Okutulmuş ve Duygu Kerimoğlu ile ilgili olarak savcının istemine uyarak tahliye kararı verdi. Mahkeme heyetinin verdiği bu kararla kamoyunda "Redhack Davası" bilinen davada tutuklu sanık kalmadı.

Redhack, başka bir deyişle "Kızıl Hackerlar" hakkında açılan dava ile da aynı zamanda dünyada bir ilk yaşanmış oldu. Bu dava ile Dünya'da ilkez bir hacker grubu silahlı terör örgütü olarak hakim karşısına çıktı. Eee ne de olsa ilklerin ve ileri demokrasinin hüküm sürdüğü topraklarda yaşıyoruz olsun o kadar değil mi... Düşünüyorum da Türkiye'de Kzılhackerlerin yaptığı saldırların bir benzerini batı demokrasilerinde yapılsaydı sanırım durum ülkemizdekinden çok farklı olurdu. Bırakın hakim karşısında 24 yıl hapis cezası istemi ile yargılamayı, devlete ait bir site sisteminindeki açıkları tespit ettikleri için ödüllendirilirdi bile. Ama işte gelin görün ki "İleri Demokrasi" mizden olsa gerek elimiz kolumuz bir yerde bağlanıyor işte. Neyse ki adalet geç de olsa tecelli etti ve yaklaşık 9 aydır esaret altında bırakılan gençler özgürlüklerine kavuştu.

Peki kimisi lise son sınıf öğrencisi, kimileri üniversite öğrencileri, kimi devlet memuru ve kimisi de tekstil işçisi olan gençleri içeri almada ki asıl amaç neydi?  Dilerseniz burada aklın yolu birdir diyerek CHP Denizli Milletvekili ve soL Gazetesi yazarı İlhan Cihaner'e kulak verelim;

“Davanın asıl amacı sanal ortamda oluşmaya başlayan muhalif, eleştirel, özgürlükçü hareketlere göz dağı vermektir. Anlaşılıyor ki, emniyet ve bazı kamu kuruluşları güvenlik açıklarının hesabını sorumluluğunu bu gençlerin üzerine yıkmaya çalışıyor” 

Redhack'e yönelik operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan kişiler üzerinden asıl güdülen politikayı sayın Cihaner hayet açık ve net bir şekilde tespit etmiş. Ki bende henüz Cihaner bu açıklamayı yapmadan önce tam da aynı şeyi düşünmüş idim. Yani, "Davanın asıl amacı sanal ortamdaki mualifleri sindirmek ve gözdağı vermek" olarak değerlendirmişdim.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan redhack davasında diğer bir traji komik olay ise Duygu Kerimoğlu'nun yaptığı savunmasın da yaşandı. Kerimoğlu savunmasında,   Mersin Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı Bölümü'nde eğitim gördüğünü belirterek ''Hack yapmak, üst düzey bilgisayar birikimi gerektirir. Hack yapmak için bazı programlar kullanılmalı. Ben bilmiyorum. Bilseydim, 2 yıllık okulun 5. yılında olmazdım'' diye konuştu.

Aslında Duygu'nun yaptığı savunmadan da anlaşılıyor ki bu operasyon ve tutuklamaların tümü Ankara Emniyeti'nin kendini kamoyunda aklama girişimi olarak başlattığını söyleyebiliriz. Aksi halde hack konusunda yeterli bilgisi olmayan ve birbirinden ayrı sektörlerde okuyan/çalışan gençleri tutuklayıp 9 ay boyunca cezaevine atmanın başka bir tarifi olamaz.

Sonuç olarak 9 ay boyunca asılsız suçlamalarla cezaevinde tutulan gençlerin hesabını kim verecek. Bu süreçte kimisi işinden oldu, kimisi okulundan, ailesinden ve çevrensinden... Asıl şimdi sorgulanması gereken konu bu.  Bakalım ülke vicdanı ve kamoyu bu konu üzerinde ne gibi  bir karar tebliğ edecek yaşayıp göreceğiz.
                                                                       
                                                                              Gökhan Çelik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder