
Geç
vakitlerde gelen haberlerin doğruluğu önce tartışılmış, fakat sonradan kesin
bilgiler hem Türkiye hem de Suriye yetkililerince açıklanmıştır. Ülkemiz Hava
Kuvvetlerine ait F-4 tipi savaş uçağı 2 pilotumuz ile birlikte Lazkiye’nin 10 km
açıklarında denizde kaybolduğu düşünülmekte iken, “düşürüldü” haberinin gelmesi
dünya gündemine bomba gibi düştü.
Bu
haberden sonra oluşan derin sessizlikte insanların akıllarına çeşitli sorular
takıldı. Bu soruların en önemlileri şunlardı;
-
Hava
Kuvvetlerimize ait uçak ne amaçla bölgede uçuş gerçekleştirdi?
-
Suriye’ye
yönelik sınır ihlali oldu mu?
-
Sınır
ihlali olduysa bunun ihlal derecesi neydi?
-
Suriye’den
gelen açıklamalar doğrultusunda alçak uçuş ihtimali doğru ise uçağımızın
kimliği nasıl tanımlanamadı?
-
Suriye
yetkilileri uluslararası sınır ihlallerinde yerine getirilmesi gereken
prosedürleri uyguladı mı?
Öncelikle
hükümet yetkililerimizin yaptığı açıklama neticesinde uçağın keşif amaçlı
bölgede uçuş gerçekleştirdiği ve hiçbir şekilde üzerinde silah bulundurmadığı
netlik kazandı. Bu doğrultuda ne amaçla orada olduğu kesinleşti.
Suriye
yetkililerin açıklamalarına göre 1 km kadar bir sınır ihlali olduğu da netlik
kazanmıştır. Fakat dikkat edilmesi gereken husus kullanılan aracın bir otomobil
veya gemi değil jet uçağı olduğudur. Hali hazırda konu eğer bir jet ise 1 km
kadar sınır ihlali yapıldığını söylemek komedidir. Konuya hâkim insanlar
bilmektedir ki jet uçakları kilometreler ile tabir edilen mesafeleri saniyeler
içinde kat etmektedirler. Yani bu tip ufak ihlaller dünyanın her yerinde
hoşgörü ile karşılanmaktadır.
Bunun
yanı sıra alçak uçuş gerçekleştiren her uçakta bulunan simgelerden bazı
zamanlar çıplak göz ile hangi ülkeye ait olduğu tespit edilebilir. Bu nedenle
tanımlanamayan denilmesi de abesle iştigaldir. Kaldı ki uçağımızın da alçak
uçuş yaptığı tam olarak netlik kazanmamıştır.
Uluslararası
sınır ihlalleri prosedüründe yapılması gerekenler gayet açıktır. Ne kadar da
bir Suriye yüzbaşısının uçağı ile beraber Ürdün’e kaçtığı öğrenildikten sonra
uçaklara kalkış yasağı koyulsa bile olası bir ihlal de Suriye hükümeti
uçağımızı düşürmek yerine jetlerini havalandırmalıdır. Bundan sonra yapılacak
olanlar çok nettir.
Prosedür
gereğince uçağımıza rotasını değiştirmesi veya acil bir durum da iniş
yapabilmesi için 3 uyarı yapılmalıdır. Bu tip bir durumda;
·
İlk
olarak Suriye Jetleri jetimiz ile temasa geçerek istenilen koordinatlara
girmesini talep etmelidir.
·
Bu
uyarıyı dikkate almadan yoluna devam eden uçağa ikinci olarak uygulanması
gereken şey ise jet türbilansına sokmak ve bu sayede istenen noktaya veya
koordinata yöneltmektir.
·
Bu
durumdan sonra da uyarılara uymuyorsa şayet üçüncü uyarı devreye girer. Uçağa
net bir zarar vermeyecek şekilde izli mermiler ile korkutulmalıdır.
Uyarılara
da yanıt verilmez ise, o zaman jetimiz için düşürme kararı alınmalı ve hatta bu
karar o ülkenin Genelkurmay Başkanı ve
Devlet Başkanından gelmelidir.
Bütün
bu işlemler yapılmadan direkt olarak uçağı düşürme yoluna gitmek açık açık suçtur
ve bu konu dahilinde uçağı düşürülen devlete karşı düşüren devlet bazı
yükümlülüklerin altına girmesi gerekir.
Tüm
bunlar normal şartlar dâhilinde gerçekleşecek prosedürler ve yapılması
gerekenlerin net bir karşılığıdır. Fakat bölgede bir süredir devam eden
dengesizlik ve dış güçlerin kışkırtması sürekli olarak Türkiye ve Suriye’nin
birbirine cephe almasını sağlayan en büyük unsur olmuştur. Bu olay da iki
ülkenin birbirine karşı takındığı tavrın en büyük göstergesi olmuştur.
Saygılarımla
Adil
Can Kavcar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder