logo

18 Mayıs 2012 Cuma

Saygıdeğer Yandaşlara İthafen


      Evet bu yazım sizlere gelsin. Evet ben iktisatçı değilim. Repo, kur, endeks vesaire vesaire pek anlamam. Peki siz çok mu iyi anlıyorsunuz? Çok iyi anlayıp da mı “Dünya'nın en büyük 17.Ekonomisiyiz!” diye övünüyorsunuz? Hepiniz Adam Smith kesiliyorsunuz değil mi? Sayın Tayyip Erdoğan'ı överken kendinizden geçiyorsunuz.
      Evet yandaş değilim. Ve evet sizin göremediklerinizi ben görüyorum. X Partisi'nin yandaşı da değilim he bunu da biliniz! Malum AKP karşıtı olan herkesi CHP sanan bir zihniyet var. Yok ama mesele o da değil. Sizi ekonomi bilginleri sizi!
      Sempatizanlarınızla ettiğim sohbetlerde en çok duyduğum söylemlerden biri de şu siz bilginlerden!: “Türkiye aç değil, Türkiye'de açlıktan ölen var mı?” Şimdi bu söyleminize geliyorum değerli bilginler...
      Bir süre yazı yazacak vakit bulamam zannediyordum. Ama bugün yaşadığım bir olay yüzünden adeta şuan vakit yarattım. Ne vicdanım rahat etti ne beyinim. Olayı çok detaylı anlatmayacağım çünkü bazı bilginler duygu sömürüsü diyebilir. Ben önlemimi alayım da detaya girmeyeyim. Malum sizlerle o kadar çok sohbet ettim ki artık neyi yaftalayıp neye sövdüğünüzü iyi biliyorum. Beni de bilgin ettiniz.
      Türkiye'de açlık tabi olmaz. İnsanlar ucu ucuna doyuyor çünkü. Günde bir-iki öğün yiyorlar. Bugün kendi gözlerimle gördüm. 50-55 yaşlarında yük taşıyan bir amca, “Omuzlarım ağrıdı ya...” diyordu. O ses tonunu duymak istemezdiniz eminim. Bütün dünyam başıma yıkıldı. Onun canı yanarken aklıma lüks yatında viski bardağına buz rica edenler geldi aklıma. Bir yanda keyfine düşkün insanlar, bir yanda yükler altında yaşayan amcalar. E tabi Türkiye'de açlık olmaz. Bu cümleyi söyleyip de vicdanınız rahat ediyorsa ne mutlu size! Ki bu olay İstanbul'da yaşanıyor düşünün. Bu memlekette İstanbul'dan daha az gelişmiş 80 il daha var. (İstanbul'u metropol baz alıyorum Ankara ve İzmir daha gelişmiş diyenler için 78-79 il daha var diyorum, farketmez.) O illerin durumunu da düşünün. İstanbul böyleyse onlar nasıl sizce? Ama yok yok. Türkiye'de açlık yok, açlıktan ölen yok tabi.
      Memurlara 3+3'lük bir zam yapıldı en son. Yapılan zam 1 aylık simit artı çay parası etmiyor. Bu memlekette yaşıyorsunuz. İşçilerimize hiç değinmiyorum memurdan beter durumdalar... Bunlar zaten başlı başına bir yazı konusu. Başlı başına hayattan nefret etme sebepleri.
      Bazı şeylerin farkında olma zamanı geldi de geçiyor yurttaşlar. Geldi de geçti! “Dünyanın en büyük 17. Ekonomisi'yiz!” diye övünenlere karşı, “Türkiye'de aç yok, açlıktan ölen duydun mu?” diye bazı yaptırımları fanatikçe savunanlara karşı artık bilinçlenme zamanı! O muhterem bilginlere karşı bilinçlenelim! Gözlem yapmanız yeterli. Gözlem bile insana çoğu şey katar.
      Dini eleştirdim, almadığım olumsuz eleştiri kalmadı. Ama bir düşünün be kardeşler, o adam belki de “Olsun, omuzlarım kopsun ama bu çileye karşı cennette girerim belki” diye kendini avuturken öbür tarafta insanlar ağzındaki havyar lekesini parayla siliyor. Din için bu yüzden toplumu frenliyor diyorum. Frenlemesin! Frenlememeli! Kim kimden üstün?
      İnsanların eşit olduğunu bilip eşitlik için mücadele edelim! Ölüp gittikten sonra hakkımızı alacağımız avuntusuyla ezilişlerimizi içimize atmayalım. İnan mücadele etmek, en azından düşünüp anlatmak, içimize atmaktan daha faydalı olacaktır. İnanın toplu bir mücadele, toplu bir eşitlik istemi, nice amcalara rahat nefes aldıracaktır.
      Mantıklı olalım: Milyon dolarlar nerelere gidiyor, ne saçma ödeneklerle heba oluyor. Ülkenin kendi halka mı gidemez yani? Kendimizi küçük görmeyelim. Biz insanlar, her şeyden önemliyiz. Her şeyden!

Uğur Mutlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder