23 Mayıs 2012 Çarşamba
Nedim Şener: "Bazılarını tatmin edeceğim diye Dink'i Gülen öldürttü diyemem"
Gazeteci Nedim Şener, Hrant Dink cinayeti hakkında, " 'MİT, Jandarma ve Ergenekon sanıklarının bulunduğu bir konsorsiyum yaptı' dedim. Sırf bazı çevreleri tatmin edeceğim diye 'Dink'i ABD, Gülen Cemaati ya da başkası öldürdü' diyemem ama Gülen Cemaati'ne yakın polislerin de bu cinayette etkisi var" dedi.
Nedim Şener, İstanbul Üniversitesi(İÜ) İletişim Fakültesi'nde dün düzenlenen bir söyleşiye konuşmacı olarak katıldı. Ulusal Kanal muhabirinin "Siz, Ergenekon Davası yüzünden hapis yattınız. Ama, 'Hrant Dink'i Ergenekon öldürdü' dediniz. Bu bir çelişki değil midir? Dink cinayetinde devlet görevlilerinin etkileri devlet raporlarıyla ortaya kondu ve bu isimler daha sonra bu davanın başına getirildi. Benim kişiel görüşüm, bu cinayeti Fethullah Gülen Cemaati ve ABD yaptırdı" sorusu üzerine Şener, "Bu yaklaşım çok ideolojik bir yaklaşım. Ben öyle demedim. Ben, 'Dink cinayetini MİT, Jandarma ve Ergenekon sanıklarının bulunduğu bir konsorsiyum yaptı' dedim. Sırf bazı çevreleri tatmin edeceğim diye Dink'i ABD, Gülen Cemaati ya da başkası öldürdü diyemem ama Gülen Cemaati'ne yakın polislerin bu cinayette etkisi var. Bahsettiğiniz devlet görevlileri Ramazan Akyürek gibi isimler. Ben bu isimlerin cinayetteki etkilerini ortaya çıkaran kitaplar yazdığım için bu isimlerin şikayetleriyle gözaltına alındım" değerlendirmesinde bulundu.
"200 bin kişi 19 Mayıs'a sahip çıktı"
Gazeteci Şener, Toplumun bir korku psikolojisine sürüklendiğini ve halkın tepkisini ortaya koyacağı bir mecranın bulunmadığını öne sürdü. Bunun üzerine Aydınlık Gazetesi muhabiri, kitlesel olarak yapılan 19 Mayıs kutlamalarının ve Türkiye Gençlik Birliği tarafından yapılan yürüyüşe 200 bin kişinin katılmasının böyle bir mecra olup olmadığını sordu. Şener soruya cevap olarak, "İşçi Partisi ve Aydınlık çevresinin cemaatçi bir yapısı var. Siz bir eylem yaparsınız, kitleyi siz yönettiğinizi söylersiniz. Bu yorumu ben yapmıyorum. Bu yorumu eski Aydınlıkçılardan ve hapisteki Aydınlık yazarlarından dinledim. Oraya 200 bin kişi geldiyse 19 Mayıs'a sahip çıktığı için gelmiştir. Bu yürüyüşleri toplumsal bir tepki mecrası olarak göremeyiz. 19 Mayıs'ta sokağa çıkmak bir ritüel. Eğer bir tepki için sokağa çıkıyorlarsa 20 Mayıs'ta sorun bitiyor mu? Bu tür eylemler sürekli olursa tepki olarak değerlendirilebilir. Bu eylemler sürekli olursa bir sonuç getirebilir" dedi.
"OdaTV Davası'nda mağdurum"
OdaTV Davası'nda mağdur olduğunu düşünen Şener bu konudaki görüşlerini, "OdaTV bilgisayalarında 'Nedim, Hanefi Avcı'yı çalıştırsın' diye bir not çıkmış. Nedim Şener de yazmıyor. Ben bu davada mağdurum. Buna rağmen davada sanık olarak yargılandım. OdaTV ile böyle bir görüşmem olsa normal karşılanabilir ama böyle bir görüşmemiz yok" sözleriyle aktardı.
"Devlet yayınlarında devletin eleştirilmesini beklemeyin"
Şener'in, İÜ'nün politik bir üniversite olduğunu ve Üniversite öğrencilerinin etkin olarak siyasete katıldığı yorumunda bulunması üzerine öğrenciler, Fakülte'nin öğrenci uygulama birimleri olan İstanbul Üniversitesi Haber Ajansı(İÜHA) ve İletim Gazetesi'nde politik haberler yapılmasına izin verilmediğini öne sürdü. Şener ise bunun üzerine, "Eğer size burada istediğiniz gibi yayın yaptırılmıyorsa siz de kendi alternatif yayın alanınızı yaratın. Eğer İletim'de istediğinizi yazamıyorsanuz, 'Öz İletim' ya da 'Hakiki İletim' gibi yayınlar hazırlayın. Devletin yayınlarında yazıyorsanız, O'nun kendisini eleştirtmesini beklemeyin" dedi.
"Haber Merkezi Sorumlusu olarak eleştirilerinizi haklı buluyorum"
Eleştirileri haklı bulduğunu ve katıldığını belirten İÜHA Haber Merkezi Sorumlusu ve İletim Gazetesi Editörü Savash Porgham Rezaeieh, konuyla ilgili olarak, "Fakat gazeteciliğin önünde yayın kimliği ve yayın politikası gibi engeller var. Bunlar olduğu için biz de bu tür haberleri yapamıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Silivri'de diri diri betona gömüyorlar"
Hapishane koşullarını da değerlendiren Şener, "Hapishane, ölümden sonra, görebileceğiniz en kötü yer. 'Hapishanelerde sizi diri diri betona gömüyorlar' demiştim. Bu durum özellikle Silivri Cezaevi için geçerli. Size sunulan gökyüzü, bir havalandırma deliği kadar" dedi.
Soner Bahadır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder