logo

13 Şubat 2012 Pazartesi

"YANDAŞ" WİKİLEAKS GÖZÜNDEN TÜRKİYE -1-

Tarihler 28 Kasım 2010 yılını gösterdiğinde "wikileaks.org adlı web sitesi "Biz hükumetleri açarız" sloganıyla 251 bin 287 adet belgeyi yayımladı. Buna  eş zamanlı olarak bu yazışmlar ve belgeler tüm yeryüzünde deprem etkisi yarattı. Başta ABD olmak üzere Türkiye ve daha  bir çok ülkeyi ilgilendiren kriptoları yayımlayarak birçok kişiyi sırça köşkünden ve koltuğundan eden internet sitesi wikileaks'ın Türkiye'ye dair gözlemlemlerini ve yankılarını dillendirmeye çalışacağım bu yazımda. Bu arada ufak bir not. Sitenin  kurucusu ve sahibi Julian Assenge olarak söylensende bu konuda tam net bir gerçeklik yoktur.
4 Ekim 2006 tarihinde kurulan wikileaks adından ilk defa 2007 yılında Kenyadaki yolsuzluk belgelerini yayınlayarak duyurdu. Bu faaliyet o yıl Kenya'da büyük bir yankı uyandırdı ve seçimleri etkiledi. Aynı yıl yine Assenge'a Uluslararası Af Örgütü tarafından özdül kazandırdı. Sonrasında 3 yıllık suskunluğunun ardından sitede yayımladığı bir video ile Assenge, evrende başta Amerika diğer ülkeler alehinde adeta soğuk duş etkisi yaratarak miladını yaşadı. O günden sonra gün ve gün tüm dünyada kendisinden bahisettiren wikileaks biranda dünya liderlerini tedirgin etti ve ülkelerin ana gündem maddesini oluşturdu.
 Yukarıda da bahisettiğim gibi Başta ABD'nin gizli belgelerini dünya kamoyuna taşıyan Assenge çok geçmeden Türkiye ile olan yazışmalarınıda web sayfasına taşıdı. 28 Kasım 2010 günü 7 Ülkemiz ile ilgili 7 bin 181 adet resmi yazışmlar ve belgele sitede yayımlandı. Böylece aynı gün Abd’den sonra en fazla isimi geçen 2. ülke Türkiye oldu. Başlangıçta sessiz kalan Türk medyası daha sonra sosyal medya kanallarının azmettirmesi  ve durumun ciddiyetinden ötürü en nihayetinde belgeleri ve yazışmaları manşetten verdi. Verdi vermesine lakin binlerce belge arasından cımbızla alınan kısmi yazışmlarla adeta mevcut liberal-muhafazakar iktidarın sözcülüğüne soyundular. Peki ama gerçek öyle mi?
28 Kasım 2010 tarihi mütakiben Dünya ve Türk medyası wikileaks internet sitesinde yer alan iddia niteliğindeki belgelerle kaynıyordu. 29 Kasım günü Türkiye'de basılan ana akım gazetelerin manşetine oturmuşdu wikileaks. Bu kaide yalnızca Ülkemiz için değil dünya genelindeki gazeteler içinde geçerliydi. İşde o güne dair Türk basınından bir kaç örnek;

Akşam : Demokrasinin 11 Eylül'ü
Bugün : Pandora'nın kutusu açıldı
Cumhuriyet : Dünyayı sarsan belgeler
Hürriyet : Merkez üssü Ankara
Sözcü : Dünyayı sarsacak belgeler açıklanadı
Taraf : Erdoğan'ın damadını bile izlemeye almışlar.
Zaman : wikileaks açıkladı, dünya karışdı
Bu gazetelerin çoğunda iktidar adına sorunlu ne varsa görmezden gelinmiş, bir çoğu yine ağız birliği yaparcasına  herkes belgeler içinde kıyıda köşede kalan detayları kendi yayın politikaları çerçevesinde ve üstün körü vermiş idi. Misal onlardan yalnızca bir tanesi. Belge, 26 Temmuz 2007 tarihinde ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçiliğinden Washington'a gönderilmiş. Konu başlığı şu : "Başbakan Erdoğan'a içeriden Bakış" Recep Tayyip Erdoğan'a çok yakın bir zat başbakan için, " Atatürk ile aynı idealleri paylaşan bir harekete liderlik ediyor. O işkolik, inatçı, mükemmeliyetçi biri fakat despotik değil." Bu yazışmayı yandaş basın, ABD Büyük Elçisi Ross Wilson'un izlenimi ve gözlemleri olarak vermiş. Halbuki işin aslı öye değil. Bu sözleri sarfeden kişi belgede XXXXXX olarak verilen Başbakana yakın birinin görüşleridir. Büyük elçi Wilson'da bu görüşmeyi XXXXXX'in görüşleri olarak ABD'ye iletiyor.
Böylesine daha bir çok habere imza atan gazeteler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Albayaraklarla olan münesebetine, İsviçre bankalarında olan 8 ayrı gizli hesaba( Odatv mehrum sanığı ve eski MİT görevlisi  Kaşif kozinoğlu'nun bu konu hakkında el yazılarını da referans alarak bu maddeyi söylüyorum), baş muhasebicisi olan iş adamı Remzi Gür ile olan ilişkisine, Abd'de okuttuğu kızına gönderilen para trafiğine, cumhurbaşkanı seçimleri sırasında milletvekillerine ödediği rüşvete, oğluna aldığı 100metrelik gemi(cik) vb.wikileaks.org'daki  belgeleri her nedense sümen altı edip görmezden geldiler. kısacası "Sızıntı Wikileaks'te Ünlü Türkler" kitabının yazarları ve Odatv sanıkları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun deyimi ile " Örneğine yalnızca totaliter rejimlerde rastlanabilecek şekilde , gerçekleri bırakıp masallar anlattılar. Sonunda Wikileaks'i de yandaş yaptılar" diyor.
Bu konu ile ilgili detaylı bir çalışmayı ve Wikileaks'da yer alan diğer belgeleri de kısa bir zaman içinde gerekli araştırmalarımı tamamladıktan sonra siz değerli takipçilerimizle paylaşacağım. Saygı ve sevgilerimle;
                                                                             Gökhan ÇELİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder