İstanbul(SAHA) – Mustafa Balbay’ın bin bir gündür hapiste oluşu ve gazeteci
Cengiz Kapmaz’ın gözaltına alınması protesto edildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası(TGS) ve Ahmet ve Nedim’in Gazeteci Arkadaşları(ANGA),
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir
Milletvekili Mustafa Ali Balbay’ın Ergenekon Davası soruşturması kapsamında
gözaltına alınışının bin birinci gününü ve Özgür Gündem Gazetesi Muhabiri
Cengiz Kapmaz’ın gözaltına alınışını dün gerçekleştirilen “Masal değil adalet
istiyoruz” adlı yürüyüşle protesto etti. Yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de katıldı.
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde toplanan grup, “Bize bin bir gece masalları anlatmayın diye ve Özgür Gündem Gazetesi
Muhabiri Cengiz Kapmaz’ın gözaltına alınışını protesto etmek için, Cengiz
Kapmaz’ın bin birinci geceyi görmemesi için Galarasaray Lisesi’ne yürüyoruz”
sözlerinin ardından, “Balbay çıkacak,
yine yazacak”, “Cengiz çıkacak, yine
yazacak”, ve “Şiirden, kitaptan bomba
olmaz Başbakan” gibi çeşitli sloganlar atarak ve gözaltına alınan
gazetecilerin pankartlarını taşıyarak Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüdü.
Basın Açıklamalarından Satır Başları
Yürüyüşün ardından açıklama yapan TGS Genel Eğitim Sekreteri ve ANGA
Platformu üyesi Alper Turgut, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Türkiye’de, mevcut iktidar ve adalet
mekanizması bize tutuklu gazeteler hakkında masallar anlatıyor. Yok,
gazeteciler terör örgütüne yardım ve yataklık ediyorlarmış; yok, terör
propagandası yapıyorlarmış. İşini yapmaya çalışan gazeteciler, ya Ergenekon’un
ya Devrimci Karargah’ın ya da KCK yapılanmasının içinde gösteriliyor. O
gazetecilerden biri Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilcisi Mustafa Balbay,
bin bir gündür cezaevinde. Mustafa Balbay bin bir gündür eşinden,
çocuklarından, işinden, özgür dünyadan uzak. Peki, Mustafa Balbay herhangi bir
terör eylemine mi karışmış? Cana mı kast etmiş? Evinden cephanelik mi çıkmış?
Bu soruların tek cevabı var, hayır. Üstelik Mustafa Balbay, 22 Temmuz
Seçimleri’nde İzmir milletvekili seçilmiş ve halâ cezaevinde. Hangi gerekçeyle
olursa olsun,hukukun bu şekilde ayaklar altına alınması insan aklına ihanettir.
Son KCK operasyonunda 33’ü avukat 36
kişi tutuklandı. Bu isimlerden biri Özgür Gündem gazetesinde çalışan Cengiz
Kapmazdı. Kimdir Cengiz Kapmaz? Hayatını, Kürt Sorunu’nun çözümüne adamış
barıştan yana bir gazeteci.
Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan
Yurdakul, Vedat Kurşun, Ragıp Zarakolu, Soner Yalçın, Tuncay Özkan ve diğer
sayabildiğimiz 70 gazeteci cezaevinde. Tüm gazetecilerin derhal serbest
bırakılmasını istiyoruz. Düşünmenin, düşündüğünü yazmanın suç olduğu bir
ülkenin demokratik bir ülke olduğu
malesef ki söylenemez.
26 Aralık’ta, kamuoyunda ‘Odatv
Soruşturması’ adı verilen dava görülecek. Biz, bu operasyonun en başından beri
takip eden gazeteciler olarak o gün de Çağlayan’da olacağız. Bu dava ne kadar
uzatılırsa uzatılsın, kamuoyunun ilgisi ne kadar dağıtılmaya çalışılırsa
çalışılsın, arkadaşlarımızın, gazetecilerin yanında olmayı sürdüreceğiz. Çünkü
mesleğimize karşı sorumluluğumuz ve borcumuz var. Çünkü masal dinlemek değil,
adaleti görmek istiyoruz. Çünkü özgür, demokratik ve müreffeh bir toplumun
özgür gazetecilikten geçtiğini biliyoruz. Ve biliniz ki, yansak da dokunacağız.”
Özgür Gündem Gazetesi yazarı Bayram Balcı ise yaptığı konuşmada, “Türkiye, son yıllarda tutuklu gazeteci
sayısıyla Dünya’da birinciliği elde etmiş bir ülke. Fakat bu, bugünden yarına
olan bir şey değildi. 17 yıl önce bu ülkede ‘Özgür Ülke’ gazetesinin binaları
C4 patlayıcılarla yerle bir edildi ve orada bir gazeteci arkadaşımız şehit düştü.
Bu emri o dönemin başbakanı Tansu Çiller vermişti. Bugün de Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın emriyle yine özgür basın değerlerini devam ettiren Özgür
Gündem gazetesinin büroları basılıyor, yazarları ve muhabirleri gözaltına
alınıyor. Elbetteki Türkiye’de bir insanın sadece gazetecilik mesleğini yaptığı
için bin bir gündür cezaevinde olması hiçbir insanın kabul edemeyeceği bir
şeydir. Ama öte yandan Azadiye Welat Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü 166 buçuk
yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Bu da Türkiye’de basın özgürlüğü
teranelerinin ne kadar sahte bir söylem olduğunun ispatıdır. 17 yıl önce
Başbakan Tansu Çiller, Özgür Ülke gazetesi için ‘susturun’ talimatı verdikten
sonra JİTEM tarafından bombalanıp yerle bir edildi ama küllerinden doğan anka kuşu
gibi ‘bu ateş sizi de yakar’ diye yayınına devam etti. Başbakan Erdoğan, özgür
basına dokunma yoksa sen de yanarsın. ” dedi.
Yürüyüş, yapılan basın açıklamalarının ardından sona erdi.
Soner Bahadır & Gökhan Çelik
Serbest Atış Haber Alma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder